GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:15.10.2019

ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgesi temelinde oluşturulan ve birinci yargı reformu paketi ismiyle duyurulan bu teklif her şeyden önce bir reform olma niteliğinden hayli uzakta olmakla birlikte, aslında 15 farklı kanunda değişiklik öngören bir torba yasa. Ayrıca, görüştüğümüz kanun tekliflerinin hazırlanması Meclisimizin uhdesindeyken yargı reformu gibi toplumsal mutabakatı sağlaması gereken bir teklifin bile baştan sona yürütmenin gölgesinde hazırlanması hem millî egemenliğimizi temsil eden Meclisimizi göz ardı etmiş oluyor hem de demokrasimizde ağır bir yara açıyor. Bu nedenle yapılması gereken ilk ve en doğru iş, yargı reformunu ve diğer yasaları düzenleyen mercinin Anayasa'mızda belirtildiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunun kabullenilmesidir. Şüphesiz ki yargı reformu yasama faaliyetlerimize, bağımsız yargımıza gölge düşüremediği bir ortamda yüce Meclisimizin Adalet Komisyonunda vücut bulmalı.

Meclisimizin dışında hazırlanan metinlerin üzerine inşa edilen kanun teklifleri güçler ayrılığı ilkesini derinden etkilemekte. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin daha kesin kuvvetler ayrılığı ve denetlenebilir bir yapı getireceği defalarca ifade edilmiş, seçimlerde propaganda olarak kullanılmıştı. Ancak bir yılı aşkın süredir uygulanmakta olan yeni sistemde milletvekillerinin, çoğu zaman dışarıda hazırlanan, içeriklerine bile hâkim olmadıkları kanun tekliflerine imza atmakta olduklarını görüyoruz. Yeni hükûmet sisteminin dezavantajlarını her gün beraber yaşıyoruz ve siz her gün bizim parlamenter sisteme dönüş isteğimiz için yeni gerekçeler yaratıyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, yürütmenin yargı üzerindeki tahakkümü kaldırılmadan ifade özgürlüğü alanında gerekli reformun yapılamayacağını görmezden gelemeyiz. Ülkemizde adalet sisteminde zihinsel bir reform yapılması ihtiyacı çok açık ancak bu reformun Anayasa'dan başlaması ve torba kanun mahiyetinde düzenlemelerle gerçekleştirilmemesi gerekiyor. Bu kanun teklifi, başta yargı bağımsızlığı olmak üzere OHAL döneminin yarattığı tahribatlara, yargıya güven ve yargının siyasallaşması sorunlarının hiçbirine ne yazık ki bir çözüm getirmiyor. Yargılama usullerinde çeşitli değişikliklere giderek dava sayısını azaltma ve hızlı yargılama yapmanın amaçlandığı düzenlemeler ancak bugünü kurtarmaya yarayacaktır. Amaç, hakkı ve adaleti doğru şekilde teslim etmek olmalıdır. Zihinsel reform yapılmadıkça kâğıt üstünde kalacak olan sözde reformist değişiklikler ülkemizi geleceğe taşıyamaz.

Üzerinde konuştuğumuz maddede aile mahkemeleriyle ilgili bir konuda ifade değişikliği öngörülüyor fakat aile mahkemelerinin asıl sorunları ne yazık ki ne birkaç kelimeyle çözülebilir ne de birkaç maddeyle. Aile mahkemesinin görevleri arasında kadınların şiddet ve her türlü saldırıdan korunması yer alıyor ancak yalnızca Eylül 2019 verilerine baktığımızda bile ne yazık ki 53 kadının cinayete kurban gittiğini üzülerek görüyoruz yani daha geçen ay, Eylül 2019. 2016 Eylülünde 35 olan bu sayı her sonraki eylül ayına baktığımızda yaklaşık yüzde 20 artarak maalesef devam etmekte. Esas mesele budur. Bu vahşete artık hep beraber "Dur!" dememiz gerekiyor. Konuyla ilgili gerek İstanbul Sözleşmesi gerekse 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u görmekteyiz ki caydırıcılık anlamında hedefine ulaşamamaktadır. Üzerinde durmamız ve bu yüce Meclis çatısı altında tartışmamız gereken konu kadın cinayetleri meselesinin hangi yapısal ve hukuksal reformlarla düzeltileceğini ortaya koymaktır. Bu bir siyaset meselesi değil, artık ülkemiz için utanç meselesidir. Yüce Türk milletinin en önemli dayanağı olan aile kurumunun tüm fertlerinin gerek sosyal hayatta gerekse devlet nazarında korunmasını ve her türlü yıpratıcı meselelerden ayrı tutulmasını sağlamak önceliğimiz olmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Tamamlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Sıdalı.

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Herkesin siyasetüstü bir bakışla bu meseleye yaklaşmasını ve özellikle kadın cinayetlerinin son bulmasına katkı sağlamasını gönülden temenni ediyorum.

Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)