GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:16.10.2019

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "İddianamenin iadesi" başlıklı 174'üncü maddesinde yapılacak değişiklik teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle şunu belirtmek isterim: İddianamenin iadesi kurumunun kapsamının genişletilmesiyle ilgili olarak yapılacak düzenlemelere genel olarak karşı değiliz ancak yapılan düzenleme ihtiyaca cevap vermeyecektir çünkü sanık ve mağdurların iddianamenin iadesine yönelik herhangi bir etki ve yetkisi olmaması büyük bir eksikliktir. Bu nedenle duruşmanın açılışı ve fakat kimlik tespiti ve sorguya başlamadan önce sanık ve mağdurlar ile vekilleri iddianamenin iadesini talep edebilmeli, mahkeme bu konuda bir karar vermeden yargılamaya başlamamalıdır.

Ülkemizin bir yargı reformuna ihtiyaç duyduğuna hiç kuşku yok ancak bugün görüştüğümüz bu ilk paketi bırakınız reform olarak nitelendirmeyi, yargı mekanizmasının güncel sorunlarının bile çözümüne yaklaşmadığını belirtmek isterim. Bakınız, anayasal hakların kullanılması, temel hak ve özgürlüklerin, en temel insan haklarının kullanılması, düşüncelerin ifade edilebilmesi, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılabilmesi, basın açıklamasının yapabilmesi gibi her hak iktidarın, İçişleri Bakanının, valinin iki dudağı arasındadır. Emin olun, Türkiye'nin anayasal bir hukuk devleti olup olmadığı ciddi olarak kamuoyunda tartışılmaktadır.

13 Ekim tarihinde yapmak istediğimiz 7 Ekimin 7'nci yıl dönümü kutlamamız, kapalı salon toplantımız bu iktidar tarafından yasaklandı, kuruluş yıl dönümü etkinliği yapamadık. Milletvekillerimizin parti binası önünde yapmak istedikleri basın açıklamaları engelleniyor, parti binalarımız polis kuşatması altına alınıyor, milletvekillerimiz açıkça hedef gözetilerek darbediliyor. İki gün önce, bundan birkaç gün önce İstanbul'da "Savaşa hayır, barış hemen şimdi." sloganı atan 9 arkadaşımız tutuklandı. Bakın, gözaltına alınmadı, tutuklandı, örgüt propagandası yapmak suçlarıyla. Neden? Sadece "Savaşa hayır, barış hemen şimdi." dedikleri için.

Sayın Bakan, biraz önce burada ne dedi biliyor musunuz? "Suriye'ye demokrasi götüreceğiz." İyi mi? Suriye'ye demokrasi götürecekmiş Sayın Bakan. Bunu kimlerin söylediğini lütfen iyi hatırlayın. Bu sözü Orta Doğu'da ilk kimlerin söylediğini, "Demokrasi götüreceğiz." diyerek kimlerin savaş taşıdığını lütfen unutmayın.

Şimdi, Suriye'ye ithal ettiğiniz savaş dolmuşuna herkesi bindirmeye çalışıyorsunuz ama bizler bu dolmuşa binmeyecek, barış demeye, kardeş halklar arasındaki sorunların diyalogla çözülmesini savunmaya devam edeceğiz, tıpkı sizlerin de yıllar önce yaptığınız gibi. Tıpkı Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul il başkanıyken 6 tane siyasi partinin il başkanıyla birlikte Irak'taki savaş tezkerelerine karşı çıktığı gibi biz barış demeye devam edeceğiz. Diyorsunuz ki: "Bizler Kürtlerle savaşmıyoruz, Kürtlerle mücadele etmiyoruz, terörle mücadele ediyoruz." Eğer Kürtlerle savaşmıyorsanız, eğer Kürt düşmanlığı yapmıyorsanız neden dünyanın dört bir yanındaki Kürtler ayakta? Neden Irak'taki Kürtler ayakta, neden İran'daki Kürtler ayakta, neden Suriye'deki Kürtler ayakta ve neden Avrupa'da, dünyanın dört bir yanında Kürtler ayakta; neden Bane'de, Borik'te, Bazyan'da, Derik'te, Germiyan'da, Halepçe'de, Erbil'de, Süleymaniye'de, Serekaniye'de, Soran'da, Şeladize'de, Şengal'de, Kamışlı'da, Civarno'da, Akra'da, Derbendiha'da, Duhok'ta, Ayn İsa'da, Hecihe'de, Halep'te, Sine'de, Cizire'de, Haseke'de, Koye'de, Merivan'da, Senendec'de, Tahran'da, Sakız'da, Tekteke'de, Hanekin'de, Hurmatu'da, Zaho'da, Çoman'da, Şahba'da, Urmiye'de neden Kürtler ayakta? Neden devletlerin neredeyse tamamı bu savaşın Kürtlere yönelik bir savaş olduğunu düşünüyor ve karşı çıkıyor? Bir tek Hükûmetiniz doğruyu biliyor, bütün Kürtler ve dünya yanlış yolda, öyle mi? Otobana tersten girmiş araç gibisiniz, herkesin yanlış yola gittiğini sanıyorsunuz.

ŞAHİN TİN (Denizli) - O saydığın yerlerin belgesi nerede?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Tiryaki.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Lütfen gözlerinizi ve kulaklarınızı gerçeklere açın. AK PARTİ kurulduğunda Kürt düşmanı bir parti değildi, Kürtlerin önemli bir kısmının da desteğini almıştı ama şimdi Kürtler AK PARTİ'ye baktığında siyasetinin merkezine Kürt düşmanlığını koymuş bir parti görüyor; seçilmiş belediye başkanlarına darbe yapılarak kayyum görevlendirilmesine, Kürt siyasetçilerine yönelik baskıya, Irak'taki referanduma karşı çıkmanıza, şimdiki savaşa da tam olarak böyle bakıyor.

Şimdi, siz sanıyorsunuz ki biz bunları söylerken mutlu oluyoruz, Kürtler, Türkler ve Orta Doğu halkları arasına nifak tohumu serpilmesine seviniyoruz. Hayır, sevinmiyoruz, tam tersine, emin olun, yüreğimiz yanıyor, etrafımızdaki herkes bir haftadır uykusuz geceler geçiriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Yol yakınken halklarımız arasında düşmanlığa yol açan bu savaştan vazgeçin, en azından İdlib'de savunduğunuzu savunun ve sorunları diyalogla çözmeye çalışın diyorum.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Savaş değil bu, terörle mücadele, önce adını bir doğru koy.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)