| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 16.10.2019 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizlere iki olayı hatırlatmak istiyorum:
2016 yılında İzmir'de bir erkeğin cinsel saldırısına uğramış 9 yaşında bir çocuk, duruşmadan iki gün önce kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti. Ailesi, duruşmada sanıkla karşılaşmaktan çok korktuğunu, bu nedenle kalp krizi geçirdiğini ifade etmişti.
Diğeri ise 2014 yılından bir olay. Hanime Aslan "Ölümle tehdit ediliyorum." diye ifade verdiği duruşma çıkışında, oğlu tarafından Çağlayan Adliyesi önünde yanındaki koruma polisiyle birlikte öldürülmüştü. Evet, şiddete uğradığı için açmış olduğu dava kapsamında verdiği ifadenin arkasından en yakınındaki erkeklerden biri tarafından öldürülmüştü Hanime Aslan.
İşte kanun teklifinin şu anda üzerine konuştuğum 22'nci maddesi bu kadar can yakan gerçek hikâyelerle ilgili. Bu 2 insan, doğru önlemler alınsaydı aramızdan ayrılmayacaktı. Bu nedenle şüpheli ve sanıkla görüşmesinde sakınca olan çocuk ve yetişkinlerin ifadelerinin özel ortamda, sanıkla yüz yüze gelmeden alınması gerekiyor. Kadınlar, çocuklar ya da işkenceye maruz kalmış kişiler için yıllardır yapılmasını savunduğumuz bir düzenleme bu. Kişilerin can güvenliklerini tehlikeye atmamak ya da kişilere yaşadıklarını tekrar tekrar anlattırarak travma yaşatmamak için bu uygulama çok önemli ve uzmanların bu sürece dâhil olması da ayrıca önem taşıyor. Fakat bu madde metninin yalnızca çocukları ve cinsel suçları değil, ifadelerinin özel ortamda alınmasına karar verilmiş tüm kişileri ve buna neden olmuş tüm suçları kapsaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, çok yeni bir düzenleme ve bunu düzgün bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bu nedenle, yalnızca cinsel suçlarla ilgili ifadelerin değil çocuklara ve kadına yönelik şiddet, işkence, eziyet gibi gerekçelerle alınan ifadelerin de doğru biçimde korunabilmesi için (7)'nci fıkraya dâhil edilmeleri gerekiyor.
Çocuk hakları örgütleri de başka bir eksikliğe işaret ediyorlar; bu düzenlemenin TCK 103/1, 104, 227 ve 226'ncı maddelerinde belirtilen suçlar bakımından da uygulanmasını talep ediyorlar. Ayrıca, çocuk yaşta evliliğin önünü açacak bir af tartışmasının da sürdüğü bugünlerde, TCK 104 kapsamındaki suçlara maruz kalan çocukların da bu kapsama alınmamasının kasıtlı olduğu konusunda ciddi şüphelerimiz var.
Gerçekten kapsamlı ve mağdurların haklarını korumayı temel alan bir düzenleme için ifadenin hangi ortamda nasıl alınacağının yanıtını da vermek zorundayız. Ayrıca, alınan ifadelerin ve beyanların erişilebilirliği, mesela bu görüntülere sanık avukatlarının nasıl ulaşacağı, görüntülerin ne kadar süre için ve nasıl saklanacağı konusunda da incelikli bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Yani iş işten geçtikten sonra neler olacağını konuşmamamız ve suçu önleyici tedbirlerin açıkça tanımlanması ancak bu düzenlemeyi hakikaten adil kılabilir. Bunun yanı sıra, onarıcı bir adalet yaklaşımına da bu ülke ciddi bir ihtiyaç duyuyor.
Değerli arkadaşlar, ben konuşmalarımda kimseye hakaretle, siyasi eleştiri dışında, yaklaşan bir vekil değilim. Birçok arkadaşımızın da buna saygı gösterdiğini, böyle davrandığını biliyorum. Ama şimdi size bazı sözler sarf etmek istiyorum: "Ermeni tohumu" "Ermeni dölü" "Siz Kürt de değilsiniz, Türk de değilsiniz; Ermeni tohumusunuz, Ermeni..." Nasıl hissediyorsunuz? Hiç iyi sözler değil, değil mi bunlar? Ama her gün her kızgın insanın, gerçekten küfretmek, hakaret etmek isteyen her insanın sürekli bize karşı ve bizi bırakın Garo Vekilimize karşı kullandığı sözler bunlar. Ve Garo Vekilimiz bu ülkede ciddi bir travma, tehcir yaşamış bir halkın evladı. Aslında onu ve onun gibileri bizim pamuklara sarmamız gerekiyor ve biraz empati kurmamız gerekiyor.
Bugün ise çok daha ağır başka bir ithama maruz kaldı. Neydi söz? "Özel yetiştirilmiş ajan, provokatör".
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Demir.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Şimdi, gerçekten her gün, aslında, demin söylediğim bu sözlerle incitilen vekilimiz -bunu, biraz da size söylendiğinde ne hissedeceğinizi anlamak için kullanmak istedim- bugün bu sözlerle de bir kez daha incitildi. Ve ben burada özür dilenmeyeceğini, bu Meclisten özür çıkmayacağını bildiğim için de sadece kendisini sevgiyle selamlamak istiyorum ve sizlerin de bu empatiyi kurmanızı diliyorum.
Bakın, burası her türlü siyasi eleştiriyi en ağır şekilde yapacağımız bir kürsü ve bütün bu kürsüler öyle ama lütfen şunu zannetmeyin: Siz ağzınıza gelen her şeyi bize söyleyeceksiniz; her türlü hainliğimiz, teröristliğimiz, her türlü yandaşlığımız sizin dilinize dolanacak ve biz bunun karşısında, yaptığımız siyasi eleştirilerde susacağız, her şeyi sineye çekeceğiz. Hayır; bu, doğru değil arkadaşlar. Burası bir Meclisse hep birlikte ve aynı üslupla sadece siyasi eleştirilerle konuşmak durumundayız.
Saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)