GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:9
Tarih:23.10.2019

CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Gümrük Kanunu'nda değişiklikler öngören kanun teklifi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan eylül ayında ihracatımızın 15 milyar 220 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ve cumhuriyet tarihinin en yüksek eylül ayı ihracat rekorunu kırdığımızı açıkladı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu rekordur, müjdelerdir, artık bunlara alıştık fakat her zaman rekor veya müjdenin altında millete muhakkak ya yanlış bir bilgi çıkıyor ya da bir felaketle karşı karşıya kalıyoruz.

Şimdi, ben burada aslında Sayın Bakana sormak isterim ancak bu yeni sistemde bakanı burada göremiyoruz, bakana ulaşmamız çok zor, iktidar milletvekilleri ulaşamıyor ama şu anda buradan sesleneyim ki duyması gereken Meclisin, milletin sesini duyup bu sorulara bir cevap versin.

Şimdi, ihracat rakamları hesaplanırken hangi kriterler esas alınıyor? Bu, soru bir.

İkincisi: Antrepo beyannamesi ve transit ticaret beyannamesi ihracat kapsamında mı gösteriliyor?

Üçüncüsü: Yurt içi satış teslimleri ihracat rakamına mı ekleniyor?

Millî Savunma Bakanlığına teslim edilen mallar ihraç malı mı sayılıyor? İstatistik verilerinizde gümrük kodlarını nasıl ve hangi kriterlerde kullanıyorsunuz? Yaptığımız ihracatın ne kadarı ithalat kaynaklı? Örneğin, ithal ettiğiniz cıvata ve somunla montaj yapıp tekrar yurt dışına gönderiyorsanız, bu, ihracat rakamlarına nasıl ve ne şekilde yansıtılıyor?

Dikkat edilmesi gereken şey, bir ihracat işlemi için üretilen malın ham madde ve girdisinin ne kadarının yurt dışından ithal edildiğidir değerli arkadaşlar.

Ucuz işçiliğin girdisi ihracat rakamlarında etkili midir? Örneğin, enerjisini kendi üreten ülkelerde üretimde kullanılan enerji ile enerjide dışa bağımlı ülkelerdeki gider kalemleri aynı mıdır? Bu sorulara aldığımız yanıtlar açıklanan ihracat rakamlarının ne kadar doğru veya ne kadar -halk dilinde- atmasyon olduğunu bize gösterecektir. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için bu cevapları Sayın Bakandan bekliyoruz.

Ayrıca, burada enerji demişken hemen birkaç konudan bahsetmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bakın, biz enerjide müthiş derecede bağımlı bir ülkeyiz. 2002 yılında biz yüzde 67 bağımlıyken şu anda yüzde 77 bağımlıyız. Yani bütün dünya kendi bağımlılığını azaltmak için mücadele ederken biz de tam tersine bir revizyon var. "Ucuzlatacağız." diyorsunuz, pahalanıyor. "Millîleştireceğiz." diyorsunuz, yabancılaşıyor. Nükleeri bile millî ve yerli diye bu millete anlattınız.

Değerli arkadaşlar, nükleer enerji santrallerinin cıvatası bile yerli değil. Allah aşkına, onun için sizden ricam -ucuz da değil- 12,35 dolar sente satın alma garantisi veriyorsunuz, ardından da diyorsunuz ki: Bu elektrik ucuz olacak, millî olacak, yerli olacak. Yani resmen burada milletin aklıyla dalga geçmek bu.

Bize güzel Allah'ın verdiği lütuflar var; yenilenebilir enerjimiz var, rüzgârımız var, güneşimiz var. Allah bizden esirgememiş. Buna destek verelim. Evlerde, fabrikalarda insanlar tükettikleri enerjiyi kendileri karşılasın. Sayın Başkanımız, Komisyon Başkanımız bu konuya dikkat ve hassasiyet gösteriyor. Umuyorum ve bekliyorum ki bu, daha ilerideki dönemlerde daha da artırılır ve bu konu daha da yaygınlaştırılır.

Şimdi, dün burada doğal gaz için bir teklif verdik, özeti şuydu: 100 lira doğal gaz parası ödeyen, ayda 75 lira ödeyecekti. Ama burada maalesef hem Milliyetçi Hareket Partili hem de AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımız onay vermediler.

Şimdi, değerli arkadaşlar, biz millet için mücadele ederken, o kadar vergileri düşürürken veya başkalarına kıyaklar yaparken sizler, burada milletin 100 liralık faturasını 25 lira indirmeyi çok gördünüz. Onun için buradan sizi milletimize şikâyet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

İkinci olarak, şimdi, iki yılda hem sanayiye, tarımsal sulamaya, ticarethanelere, elektriğe yüzde 126 zam yaptınız; hem ayıp hem yazık hem de günah. Arkadaşlar, sanayicileri dolaşın, dolaşıyorsunuzdur ve size kesinlikle söylüyorlardır. Borçlarını ödeyemiyorlar, faturaları ödeyemiyorlar. Sayın Bakan çıkıyor, diyor ki "YEP yaptık." Ne o? Yeni Ekonomi Planı. İşte bu da tamamen aldatmaca. Diyor ki: "Enflasyon tek haneye indi." Allah aşkına, "Enflasyon düştü." diyorsunuz, kendi kendinize rakamlar açıklıyorsunuz, sürekli zam yapıyorsunuz. Alın elinize çantayı, çıkın pazara, görün enflasyonu; bu kadar basit. O attığınız, tuttuğunuz enflasyon rakamları asla doğru değil. Sadece bir yılda elektrik yüzde 70'e yakın, doğal gaz yüzde 55, gıda ürünleri yüzde 50, akaryakıt yüzde 35 artmış. Sanayici üretemiyor ama diyorsunuz ki "Enflasyon düştü."

Değerli arkadaşlar, biz hepimiz Türk devletinin vatandaşları olarak, evlatları olarak hep biliriz, esnaflarımızla beraberiz ama "Esnaf olmadan eşraf olmaz." cümlesini de öğrendik, bize bu öğretildi. Şu anda esnaf perişan durumda. Esnaf birliklerimizi devamlı dolaşıyoruz. Ben kendim Balıkesir'de, sizler kendi illerinizde görüyorsunuz; gerçek anlamda, esnaf kepenk kapatıyor. Bakın, bu yıl içinde sadece ilk dokuz ayda 80.769 iş yeri kapandı.

Şimdi kendinizi bu esnafın yerine koyun. Siz çıkıyorsunuz televizyonlarda pembe pembe tablolar, yok efendim, YEP'ler, onlar bunlar ama benim Balıkesir'deki vatandaşım kan ağlıyor; o ne olacak? Sizin YEP'iniz veya sizin yanlış raporlarınız, enflasyonunuz, aldatmacanız benim hemşehrimin filesini doldurmuyor arkadaşlar. Onun için, sizin destek verip bu insanların, halkımızın yanında olmanız gerekiyor.

Her fırsatta çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Biz çiftçinin yanındayız." Seçim zamanlarında yanındasınız. Biz gerçek anlamda her zaman çiftçimizin, esnafımızın yanındayız, net olarak. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, çiftçileri dolaşıyoruz değerli arkadaşlar. Balıkesir sadece bir örnek. Köylerimiz bomboş. Oradaki insanlar torunlarına hasret gidiyor, sadece yaşlı nüfus kalmış; üretemiyor, sütünü değerlendiremiyor, hiçbir şey para etmiyor. Tek yaptığı, gidip, kredi alıp borçlanmak. Onun için "Çiftçiye sahip çıktık." mavalını okumayalım. Ama aslında birlik olalım, beraber olalım -bakın, burada bütün partiler birlikte- çiftçiyi köylünün, köylüyü milletin efendisi yapmak için aslanlar gibi mücadele edelim. Çiftçinin ekmeğiyle siyaset olmaz. Onlar kazanırsa ancak biz hep birlikte büyüyeceğiz.

Bakın, sadece şu, arkadaşlar: 2008 yılında 1 milyon 127 bin çiftçi varken 2018 yılında 697 bin çiftçi olmuş. Şimdi Allah aşkına bir düşünün, bu insanlar neden bıraktı? Üreten insan kazanandır, kazandırandır; topraktan kazanacak. Yüzde 40, çiftçiyi bitirdiniz. Şu anda çiftçilikle uğraşan yüzde 40 oranında düştü. Bu verilerin hepsi sizin kendi verileriniz, yayınlanan veriler. Oradan alıyoruz, bunu da üstüne basa basa söyleyeyim. En basiti, mazot. 2002 yılında benim Balıkesir'deki çiftçi kardeşim mazotu 1 lira 9 kuruşa alıyordu. Şimdi ne yapıyor? Bakın, 6 lira 50 kuruş. Hakikaten bu ülkede esnaflık yapmak, çiftçilik yapmak, sanayicilik yapmak, üretmek sihirbazlık, gerçek anlamda sihirbazlık. Her şey üstüne geliyor; çiftçimiz üretemiyor, üretse satamıyor, satsa para etmiyor, bir de çıkıyorlar ne yapıyorlar? İşte, efendim rekorlar, efendim müjdeler, efendim iyi ekonomiler, tek haneli enflasyonlar...

Değerli arkadaşlar, sizden ricam şu, açık, net söylüyorum: AK PARTİ milletten koptu, net, koptu. Bunu biz görüyoruz sahada. Onun için siz millete biraz ısının, gidin dolaşın. Bakın, hayvancılık öldü, çiftçilik bitti, esnaf bitti, besici kazanamıyor, süt üreticisi kazanamıyor, isyan ediyor. Ne yapıyor? Çiftçi üretemiyor, esnaf kepenk kapatıyor, sanayici üretemiyor; işçi, memur, emekli perişan durumda. "İşçiye, memura, emekliye yüzde 15 zam yaptık..." Hayal görüyorlar. Diyorlar ki: "Öyle bir şey olamaz." Ama siz o kardeşlerimize yüzde 70 zamları yapıştırıyorsunuz. Ne olacak şimdi? Bu insanlar nasıl, sihirbazlık yapıp da mı bunları karşılayacaklar?

Ayrıca, size göre, AK PARTİ'ye göre şöyle bir durum var: Ekonomi her yıl yüzde 5 büyüyecek. Arkadaşlar, bu kadar perişanlık varken, bu kadar ekonomik olarak zorluk varken, Allah aşkına "mış"la "miş"le bu ülkeyi yönetemezsiniz. Açık, net söyleyeyim, sizin için söylenen şu; esnaf, sanatkâr bunu söylüyor: Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!

Hepinize saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)