| Konu: | Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 24.10.2019 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanunu'nda kısmi düzenlemeler yapılıyor. Esasında Gümrük Kanunu'nun bütünü üzerinde dünya ülkeleri standartlarında değişikliklerin gerçekleşeceği bir temel yasanın çıkması ülke için ihtiyaç. Bu tür yapılanlar ihtiyacı tam anlamıyla karşılamıyor. Şimdi gümrükle ilgili düzenleme yapılınca herkesin aklına farklı şeyler geliyordur, benim aklıma da doğal olarak tarım ürünleri geliyor çünkü ülkemizde ithal edilmeyen ürün kalmadı. Ama bundan daha vahim olan bir şey var, ithal edilen ürünlerle ilgili yapılan düzenlemeler genelde ya üretici ürün ekerken yapılıyor ya da hasat dönemi yapılıyor. Örneğin buğdayı hasat edecek çiftçi, bir bakıyorsunuz gümrük sıfırlanıyor. Öyle olunca, üretici, çiftçi üretimden uzaklaşıyor. Bugün TÜİK verileri açıklandı, yine buğdayda yüzde 9'lara varan üretim azalması bekleniyor. Bunun için gümrük girişinde gümrüğü sıfırlanan ürünlerle Türkiye'de çiftçiyi vuran anlayıştan vazgeçmemiz lazım. Kendimize yeten bir ülkeyken bugün ithalatçı bir ülke olduk. Tabii, ben, milletvekili olunca bu gümrüğü sıfırlanan ürünleri de takibe başladım ve bu Mecliste milletvekili olarak "bardo" diye bir hayvanın varlığını da yurt dışından ithalatı sıfırlanınca öğrendim. Ya, bu hayvan nedir diye baktım, katırın kuzeniymiş. Onun bile sakatatının bu ülkeye girmesinin gümrüğü sıfırlandı. Ama daha vahim bir durum var: Türkiye'ye ithalat yapanların, gümrükten ürün sokanların kim olduğunu bakanlara soruyoruz, "ticari sır" diyorlar. Türkiye'ye et getirenin, buğday getirenin ticari sırrı nedir? Şimdi bunları öğrenmek istiyoruz. Acaba kimler buradan vurgun vuruyor? Çünkü ülkemizde üretilen ürünler varken, kendi çiftçimize destek verip bu bağlamda sorunları aşmamız olasıyken, tam üretici ürünü ekerken gümrüğü sıfırlayıp diğer ülkelerin ürününü Türkiye'ye sokmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun için de birilerinin bu işin içinde olması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, Bakana sordum: "2018 yılında ne kadar nohut ithal ettiniz?" Çünkü bizim orada nohut geçen yıl depoda kalmıştı. Bakandan yanıt: "2018 yılında nohut ithal edilmedi." Sonra TÜİK verilerini açtım baktım, 160 bin ton nohut ithal edilmiş. E, şimdi biz kime güveneceğiz? Bakan diyor ki: "Nohut ithal edilmedi 2018 yılında." TÜİK diyor: "2018 yılında nohut ithal edildi." Yani, bakanlıkların verileri TÜİK'le örtüşmüyor. Onun için son dönemlerde bakanlara soru önergesi veriyoruz, bize yanıt şu: "TÜİK'te var." Biz Bakanlıktan soruyoruz. Soracak olsak TÜİK'in değerlerini biz de biliyoruz. Çünkü artık rakamlar dahi örtüşmüyor.
Bunun yanında hastalıklı hayvanlar gümrükten geçip Türkiye'ye giriyor. Tabii, bunun yanında ülkemize Akdeniz sineği gibi ya da domates güvesi gibi ithal yoluyla hayvan hastalıkları da giriyor, ürün hastalıkları da giriyor ama bunlar yurt dışına ithal edilirken başka ülkelerin gümrüğünden geçmiyor. Nasıl oluyor da bizim ülkemize domates güvesi, Akdeniz sineği olan ürünler laboratuvar incelemelerine rağmen gümrükten geçip girip de bizim yerli üreticimizi vuran hastalıkların varlığına neden oluyor? Bu da benim gümrükle ilgili kafamı karıştıran bir olay. Et; biz bu konuda sorduk, dedik ki yurt dışından gelen etlerde hastalık var. "Yok, böyle bir şey." dediler. Sonra bir baktık, aradan altı ay geçti, o etlerin hastalıklı olduğu kabul edilip Bakanlık imhasına karar verdiğini açıkladı. Yani gümrüklerin giriş ve çıkışında bizden giden ürün detaylı incelenip o ürünle ilgili başka ülke alım yapmayarak iade ederken biz başkasının hastalıklı tohumunu bu ülkeye sokuyoruz. Patates ürünü; patateste "siğil" denilen hastalık yani patates kanseri nedeniyle 27 ilde üretim alanları daraldı. Patatesin tohumuyla gelen hastalığı bizim gümrüklerimizden gelen tohumlardan ülke topraklarına taşıdık. Neden bunlar yeterince incelenmedi? Şu anda patateste büyük sorun yaşıyoruz. Yurt dışına satışı için teşvik gerekiyor, şu ana kadar da verilmedi. Üreticinin elindeyken bu teşviki versek de yurt dışı satışının yolunu açsak olmaz mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika, buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Şu anda patates 50 kuruş, maliyeti 90 kuruş.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Patates üreticileri para kazanıyor, değil mi?
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bunu önümüzdeki hafta detaylı olarak hem de verileriyle anlatacağım. Çiftçimiz o konuda mağdur ama bugün gümrükle ilgili söyleyeceklerim olduğu için patates konusunu haftaya bıraktım. Ama yine söylüyorum, gümrükle ilgili düzenleme yapılacaksa bu ülkeye giren ürünlerin doğru dürüst kontrolleri yapılsın. Neden ve niye onlar ithal ediliyor, yurttaş bilsin, sıfırlanan gümrüklerle kimler ticari sır kapsamında vurgunu vuruyor; bunları da herkes görsün istiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)