| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 31.10.2019 |
HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız; 2019 senesinde Cumhurbaşkanı Kararıyla Maden'in Camiikebir Mahallesi afet bölgesi ilan edildi. Oysa, 2016 senesinde ise Fırat Üniversitesi afetin, afet riskini yaratan temel unsurun oradaki Eti Bakır maden şirketi olduğunu ortaya koydu; Eti Maden şirketinin maden çıkartma esnasında işte dinamit patlatması ve açığa çıkan pasaların gelişigüzel bölgede çevreye bırakılmasından oluşan bir riskin altını çizmişti. Şimdi dolayısıyla biz, burada Camiikebir bölgesinin afet bölgesi ilan edilmesinden ziyade, şunun tartışmasını yapmamız gerekir: Şimdi, sorunun temel kaynağı maden şirketiyken ve bu maden şirketinin doğrudan yarattığı riskler iken burada afet bölgesinin ilan edilip oradan insanların yaşam alanlarından çıkıp gitmesini, göç etmesini tartışmak kuşkusuz esas meseleden uzaklaşmak anlamına gelir. Dolayısıyla halkın ve ilgili çevrelerin temel talebi şudur: "Şirket gitmelidir, biz burada kalmalıyız."dır. Dolayısıyla esas olarak bizim üstünde durduğumuz nokta şudur:
Şimdi AKP Hükûmeti söz konusu olduğunda ve enerji yatırımları söz konusu olduğunda Maden ilçemizde yaşanan şeylere benzer bir dizi olay yaşanıyor. Örneğin, İzmir'in Karaburun ilçesine bağlı Yaylaköy'de yirmi sene önce verilen afet riski raporuna bağlı olarak bugün orada 50 tane türbin kuruluyor ve köyün hemen üzerinde türbinler kurulurken köylüye "Buradan gidin." deniyor. Yine, işte İda Dağı'nda Alamos Gold'un ruhsatı uzatılmadı, büyük direnişler sonrasında fakat hemen akabinde 29 yeni ruhsat verildi. Munzur vadisi buna benzer. Yine Manisa'nın Salihli ilçesinin Hacıbektaşlı köyünde, köyün hemen 50 metre üzerinde kurulan JES projesi aynı zamanda halkın oradan göç etmesine neden oluyor. Yani söz konusu Hükûmet olduğunda en istikrarlı olduğu şey doğanın talanı politikası. 3-5 tane doğrudan saraya bağlı enerji şirketinin kârı için bütün doğanın katledilmesiyle karşı karşıyayız.
Biz şunu söylüyoruz: Doğanın katledildiği, insanların yaşam alanlarını terk etmek zorunda bırakıldığı, ormanların katledildiği hiçbir politika millî politika olamaz; hiçbir politika insanlar ve ülkenin lehine gerçekleşemez. Tek kazanan saray ve onun şirketleridir. Dolayısıyla, Maden ilçemizde de yaşanan şey budur, orada şirket gitmelidir, onun tahribatları devletin gerekli müdahaleleriyle giderilmelidir, halkın yerinden yurdundan edilmesi engellenmelidir.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)