GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:12
Tarih:31.10.2019

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu'nu görüşüyoruz. Kanunun eksiklerinin ve hatalarının mutlaka giderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle hem üretim aşamasında hem de balıkların karaya çıkarılış noktalarında yeterli sayıda uzman personel istihdam etmemiz gerekiyor. Sayıları 15 bini bulan su bilimleri mühendisi, su ürünleri mühendisi ve balıkçılık teknolojisi mühendisleri arkadaşlarımız balıkçılığımızın gelişmesine mutlaka katkı sunacaklardır.

İkinci olarak: Sularımızı ve su ürünlerimizi zarardan korumak için bazı ek tedbirler alınmalıdır. İç suların üzerine yapılacak sulama faaliyetleri ve enerji çalışmaları, su ürünleri üzerindeki yarar ve zarar değerlendirmeleri bilimsel araştırmalara göre yapılmalıdır.

Üçüncüsü: Irmak nehir ve gölet gibi su kaynakları jandarma görev bölgesine girdiğinden 12'nci maddede jandarmanın da yetkili olması gerekir. Ayrıca, gerçekleştirilecek denetimlerde mutlaka uzman mühendisler yer almalıdır.

Son olarak: Su ürünlerindeki devamı sağlamak ve gelecek nesillere aktarmak için zararlı yöntemlerle su ürünleri avlanması yasaklanmalıdır.

Değerli arkadaşlar, hem denizlerimiz hem de iç sularımız çok kıymetlidir. Onları gelecek nesillere aktarmak için üç tarafı denizle çevrili ülkemizde denizlerimize, kıyılarımıza ve su kaynaklarımıza ayrıca özen göstermemiz gerekir. Ancak ne yazık ki son yıllarda sularımızın daha da kirlendiğini ve kıyılarımızın hızla ranta açıldığını görüyoruz.

Kurum oluruyla üretim alanları, kamu malları kiraya verilmemelidir. Bunun bir usulü var, Devlet İhale Yasası işletilir. Kamu yararına göre alanlar kiraya verilir. Burada hem devletin hem de vatandaşların yararı gözetilir. Aksi hâlde karşımıza yandaşlara peşkeş çekilen, şehirlerimizi ve kıyılarımızı talana açan bir rant düzeni çıkar ortaya. Bunun en net örneklerinden biri Mersin'de yaşanıyor. 1990'ların başından beri yat limanı olması istenen ve 2000'li yılların başında 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planıyla bir yat limanı oluşturulmasına imkân tanındı. Planlara işlenen yapılaşma oranı, Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmeliğe uygun olarak yüzde 5'le sınırlı tutuldu çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi Mersin'de de marinanın, yatla gelen turistlerin ihtiyaçlarını giderecekleri, teknelerine bakım onarım yapacakları, konaklayabilecekleri alanları karşılaması bekleniyordu. Fakat Mersin Marina yıllarca yatırımcısını bekledi. Sonra 2010 senesinde bir yatırımcı Mersin Yat Limanı AŞ olarak yap-işlet-devret modeliyle bu işe talip oldu. Yapılaşma oranı yüzde 5'ti, kat yüksekliği 4,5 metre, asma kat olması hâlinde 5,5 metreyle sınırlıydı. Fakat 2013 yılında dönemin Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı, plan notunda -nedendir bilinmez- durduk yere küçük bir değişiklik yapıldı. O küçük değişiklikle çok büyük rant elde edildiğini ben biliyorum. Yani alışıksınız ya maç devam ederken kural değiştirmeye, işi alan size ne kadar yakın ki Bakanlık bunu yapmak zorunda hissetti kendisini. Emsal, Bakanlık tarafından üst planlara aykırı olarak bir anda 2 katına çıkarıldı ve yüzde 10 oldu. Dikkatinizi şuna çekmek isterim: Marina 2010'da ihale edildi ama emsal şirket ihaleyi aldıktan sonra 2013'te 2 katına çıkarıldı.

Hani siz şehirlere ihanet etmeye alışkınsınız ya, Mersin'e de ihanet ettiniz. Bakın, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı yapılaşma oranı yüzde 5 derken, 1/1.000'lik planla verildi bu rant. İmarın (i)'sinden anlayan burada yandaşa nasıl peşkeş çekildiğini çok iyi bilir. 1/5.000'lik plana uyması gereken 1.000'lik plan böyle değiştirilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Başkanım, tamamlayabilir miyim?

BAŞKAN - Son cümlelerinizi alayım.

Buyurun.

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Hani yat limanı diyorduk ya, burası AVM'ye dönüştürülerek zengin edildi yandaş. Buradan gelen ranttan devlet para kazandı, bunu da Mersin'deki yatırımlara harcayayım dedi, havalimanı inşa etti, Kazanlı turizm bölgesi faaliyete girdi, Pamukluk Barajı tamamlandı, Mersin-Antalya yolu açıldı, Mersin-Taşucu Otobanı bitirildi de bizim mi haberimiz yok. Tank Palet Fabrikasını Katarlılara, başka bir devletin ordusuna peşkeş çeken Mersin Marina'yı yandaşa hayli hayli peşkeş çeker. Sizden de bu beklenir. Sizin devlet yönetmek gibi bir derdiniz yok.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz yönetiyoruz devleti, sen mi yönetiyorsun?

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sizin derdiniz devletin malını yandaşa peşkeş çekmek, yandaşları zengin etmek. (CHP sıralarından alkışlar)

RECEP ÖZEL (Isparta) - Haydi oradan!

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - İşte, görüyoruz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Nerede görüyorsun?

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Görüyoruz, Mersin'de görüyoruz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Yanlış görüyorsun.

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Yüzde 5'lik inşaat hakkını Bayındırlık Bakanlığı üst ölçekli planlara uymayarak yüzde 10'a çıkarttı, yüzde 10'dan rant elde etti yandaşınız.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Nereden rant elde etti?

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Buyurun, örnek orada, bana sormayın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Bunu üstünüze alının, biz böyle bir hata yaptık, bunu nasıl düzeltiriz, onun açıklamasını yapın.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)