| Konu: | Adana ilinde yaşanılan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 05.11.2019 |
ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kimi kentler tarihî özelliğiyle kimi doğal güzellikleriyle kimi ekonomik değerleriyle kimi nüfus yapısı ve sosyolojik dokusuyla kimi kültürel zenginliğiyle dikkat çeker; kimi kentler de vardır ki bunların birçoğunu ya da hepsini içinde barındırır. Edebiyatın bereketli toprakları, sinemanın Altın Koza'sı Adana'mız işte öyle bir kenttir. Sadece havasının değil insanının da sıcak olduğu kadar güzel lezzetlerle de önemli bir kentimizdir Adana.
Normal şartlarda bu kadar güzelliği ve özelliği bünyesinde barındıran bir kentin çekim ve cazibe merkezi olmasını beklersiniz. Gelin görün ki artık Adana'da Adanalı bile kalmak istemiyor. Verimli topraklarıyla romanlara konu olmuş Adana'da çiftçinin durumu içler acısı; sürekli artan girdi maliyetleri, plansız tarım politikası çiftçiyi kara kara düşündürüyor. Karpuz üreticisi bu sene ürününü satamadı, tonlarca karpuz tarlada kaldı. Beyaz altın pamukta rekolte giderek düşüyor; onlarca sanayi iş kolunun ham maddesi olan pamuk ihtiyacında Türkiye giderek dışa bağımlı bir hâle geliyor. Narenciyede de durum farklı değil. Yaşanan verim düşüklüğünün üzerine uluslararası alanda kaybedilen piyasalar da eklendi. Verimli tarım arazileri yıllar boyu imara açılarak yok ediliyor. Özellikle pamuk ve narenciye üretimi teşvik edilmezse korkarım ki mevcut tarım alanları da imara açılmak için sırada bekleyecek. Gelin, tarım teşviklerini artırın, tarım ürünleri ithalatını durdurun; prim ödemelerini zamanında yapın ve çiftçinin banka borçlarını erteleyin.
Adana, tarımın olduğu kadar sanayinin de can damarlarının attığı bir kent idi. Adana'da sanayileşmenin tarihi 1800'lü yıllara kadar dayanır. Günümüzde ise Adana sanayisinin durumu içler acısı. Elbette bu kötüye gidişin tarihini çok daha eski yıllara kadar götürebiliriz. Ancak son yıllarda devriiktidarınızda Adana can çekişir hâle geldi. Sadece son on yılda Adana'da tam 55 fabrikanın kapandığını biliyor musunuz? Üstelik bunlar sadece Adana'yı ilgilendiren fabrikalar da değildi, hepsi bu ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlıyordu. Bunlardan bazıları: Bossa, PAKTAŞ, Millî Mensucat, ÇUKOBİRLİK, Güney Sanayi, Adana Sigara Fabrikası kapananlardan birkaç tanesi.
Kapanan fabrikaların yanı sıra yoğun göç dalgası Adana'yı işsizlik oranında Türkiye'nin en üst noktalarına taşıdı. Tam 35.321 kişi işsizlik ödeneğine başvurmuş. İşin başka bir acı tarafı da eğitimli ve genç işsizlerin sayısının giderek artması. Adana'da binlerce esnaf kepenk kapattı, kapatmaya da devam ediyor. "Esnaf" deyip geçmeyelim. Esnafın bizim toplumumuzda ayrı bir yeri vardır, kadim bir kültürün temsilcisidir. Hele Adana gibi karakteristik kent kültürüne sahip kentlerde esnaf o kültürün vazgeçilmez unsurudur. Şimdilerde plansız açılan, sayıları mantar gibi artan, yine birkaç gün sonra Adana'da açılacak bir AVM'yle esnafımız AVM'lere teslim edildi. Sorunlar aslında zincirin halkaları gibi devam ediyor. Fabrikalar kapanınca işsizlik artıyor, iş bulma umudu kalmayınca da beyin göçü kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıkıyor. Tüm eğitimini Adana'da tamamlayan pırıl pırıl gençlerimiz iş bulmak umuduyla artık büyük kentlere ve hatta yurt dışına giderek maalesef bir daha Adana'ya dönmek istemiyorlar.
Küresel bir sorun hâline gelen ve iktidarınızın öngörüsüz, yanlış politikaları nedeniyle bugün ciddi bir sığınmacı sorunuyla karşı karşıyayız. Bu, artık büyük bir toplumsal sorun hâline geldi. Türkiye'de 3,5 milyon sığınmacının 239 bini Adana'da yaşıyor. Yapılan araştırmalara göre Adana, sığınmacılardan en fazla etkilenen 5'inci il durumunda. Yani Adana'da yaşayan her 100 kişiden 12'si Suriyelidir artık. Eylül ayında bir çocuğa istismar iddiası, Suriyelilere yönelik linç girişimine neden oldu. Günlerce süren bu olaylarda gerçekten Adana Valimiz ve güvenlik güçlerimize sağduyulu yaklaşımları nedeniyle teşekkür ederim.
Türkiye'nin bu konuda kalıcı bir politikası olmadığı için bu sığınmacılar ucuz iş gücü olarak görülüyor ve bunun faturasını da işsizlik ve toplumsal huzursuzluk olarak ödüyoruz. Adana'da şu an bazı okullarda okuyan sığınmacı öğrenci sayısı Türk öğrenci sayısını geçmiş durumda. Okula yeni başlayan çocuklarımız uyum sorunu yaşıyor, veliler artık çocuklarımızı okula göndermek istemiyor.
Adana, turizm potansiyeli en yüksek kentlerimizden biriydi tarihî eserleri, yaylaları, zengin bitki örtüsü ve kültürüyle. Gelin görün ki maalesef sadece yerel yönetimlerin çabasıyla kentin bu özelliği duyurulmaya çalışılıyor. 2006 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Karataş ve Yumurtalık ilçe sahilleri turizm teşvik bölgesi ilan edildi. O zaman sevinmiştik. O günden bugüne kadar tek bir yatırım dahi yapılmadı. Bir de Cumhurbaşkanlığı kararıyla Bakanlar Kurulunun bu kararı iptal edildi. Gerekçesini hâlâ bilemiyoruz.
Yüreğir ilçemizin Havutlu, Solaklı, Doğankent, Yunusoğlu mahallelerini Karataş ilçemize bağlayan Karataş ölüm yolu sorununu da gündeme getirmekten dilimizde tüy bitti ancak bu yoldaki ölümlü kazalar bir türlü önlenemiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Sümer.
ORHAN SÜMER (Devamla) - Tamam Başkanım.
Bu yolda ışıklı levha yok, alt ve üst geçit yok. Buradan yetkililere sesleniyorum: Karataş yolunu ölüm yolu olmaktan çıkarın.
Şimdi, Adana'nın bazı ürpertici istatistiklerini sizinle paylaşmak istiyorum. Maalesef, Adana, uyuşturucu suçlarında Türkiye 3'üncüsü, cezaevine giren hükümlü sayısında Türkiye 5'incisi, suça sürüklenen çocuk sayısında Türkiye 13'üncüsü, iş kazası ölümlerinde Türkiye 8'incisi, doğum yapan küçük çocuk sayısında Türkiye 7'ncisi, kız çocuk evliliklerinde ise Türkiye 12'ncisi. On yedi yıllık AK PARTİ iktidarı döneminde bu sorunlar için çözüm üretemeyenlerin bundan sonra Adana'nın birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlarının çözümü için hangi adımı atacaklarını merakla bekliyoruz.
Yıllardır bitirilemeyen stadyumumuzun ve adliye binasının inşaatı da hâlâ devam ediyor. Merak ediyor ve soruyoruz: Bunların sorunları ne zaman çözülecek?
Değerli milletvekilleri, tüm bu sorunlarla boğuşmamıza karşın Adana'mıza gelen misafirleri en iyi şekilde ağırlayan sıcakkanlı, güler yüzlü insanların yaşadığı bir kenttir Adana'mız.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnşallah Hükûmet duyar, bu sorunlara bir an önce çözüm bulur. (CHP sıralarından alkışlar)