GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:13
Tarih:05.11.2019

CHP GRUBU ADINA AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Teşekkür ederim Başkanım.

Değerli arkadaşlar, bugün, rahmetli Bülent Ecevit'in yani "Bizim 2 büyük gücümüz var; biri hak, biri halk." diyen "Halkçı Ecevit"in siyaset arenasından, yaşamdan çekilişinin, Hakk'ın rahmetine kavuşmasının 13'üncü seneidevriyesi; Allah'tan rahmet diliyoruz. Mücadelesi, her birimizin gönlünde, aklında, bundan sonraki yıllar, yüzyıllar boyunca yaşayacak. Ancak bu çatı altında galiba en çok unuttuğumuz şey, inançla, imanla, mücadeleyle dolu geçen yılların arkasından birilerini anmak, onlar üzerine konuşmak. Aslında kendimize bu kötülüğü yapıyoruz çünkü bizim de hayat hikâyelerimizde acısıyla tatlısıyla yıllar var ve bu çatı altında, bu gök kubbe altında, gittikten sonra birilerinin de bizim hakkımızda iyi konuşması, bizi anlatması ya da arkamızdan konuşuluyor olması çok değerli bir şey.

Nezaketle, şair nezaketiyle, naifliğiyle Kıbrıs Barış Harekâtı'nı dünyaya anlatabilmiş bir lider; kırmadan, dökmeden. Bir yazar zarafetiyle dünyanın emperyalist güçlerine karşı direnebilmiş, afyon tarlalarından iktidardan düşürmeye kadar kendisine rüşvet olarak teklif edilen siyasi ikballerin tamamını onların sofralarında reddetmiş, onların masalarına oturmamış bir büyük politikacı. İş Bankası Yayınlarından külliyatı çıktı; o külliyat içerisinden, kendisine Şili'de Allende'nin devrilmesi karşılığında emperyalistlerin nasıl iktidar rüşveti teklif ettiklerini ve halkoyuyla gelmiş bir liderin devrilmesine asla aracılık etmeyeceğini söyleyerek o toplantıyı nasıl terk ettiğini okursanız bugünlerin aydınlanmasına çok büyük katkısı olacaktır.

Bülent Ecevit halkçıdır. Bülent Ecevit, bu çocuğun babasının kaderinde rolü olan bir insandır. Ankara'da Mithatpaşa Caddesi'nde, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olduğu, onun da Başbakanlık forsunu dalgalandırarak Renault arabasında, Renault Station arabasında gittiği bir gün durdu, arabanın kapısı açıldı. Babamla el ele yürüyen beni saygıyla selamladı arabadan. Ben daha küçük bir çocuktum. "Nasılsın Ziya Usta?" diye sordu. Babam, matbaa işçisidir, Türkiye Büyük Millet Meclisinin matbaasında çalışırken 40 yaşında kurşun zehirlenmesinden ölmüştür ama ondan önce Ulus gazetesinde başmürettipti, düzeltme ve dizgi işi yapardı. Nihat Erim ile Bülent Ecevit'in yazısını dizdiği için Tahkikat Komisyonu tarafından on beş günlük bir işkenceye maruz bırakılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Özkan.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Derhâl efendim.

Bütün o acıların altından benim çocuk hafızamın hatırladığı şey şudur: Matbaa işçisi olan babama nezaketle seslenen bir Başbakan: "Nasılsınız Ziya Usta?" Eşi Rahşan Hanım: "Nasılsın Ustacığım?" Karşılıklı sohbetler...

Ve biz halkla aramızdaki mesafeleri kaldırdığımızda ve biz emperyalizmin bize dayattığı her türlü zorlamaya karşı birlik olduğumuzda ve biz kendi liderlerimize, kendi siyasetçilerimize, kendi tarihimize ne kadar sıcak ve yakın davranırsak geleceğimizi o kadar büyük aydınlatacağımıza inanmak zorundayız.

Cumhuriyet Halk Partisinin bir konferansında büyük rakibi Süleyman Demirel -elli yıl boyunca çekiştiler- onun arkasından şunu söyledi: "İnancı, azmi, mücadeleci kişiliğiyle her zaman dik durmayı başardı." Dik durmak önemlidir arkadaşlar, dik duranları unutmamak lazım.

Tarih bugün yazılmıyor, tarih yaşadıklarımızın bileşkesi olarak duruyor ama gelecekten de işaretler barındırıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Özkan.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

Biz emperyalizm karşısında dik duran, bu devleti kurarken asla eğilmeyen ve birliğimizi, beraberliğimizi, nezaketimizi hep beraber paylaşarak çocuklarımıza büyük bir mirası bırakacak olan Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Kendisini, liderimizi; kendisini, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanını; kendisini, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir aydınını anarken saygı, sevgi ve rahmet sunuyorum.

Çelişkilerimiz bizi güçlendirir arkadaşlar. Allah'a çok şükür, tek sesli, tek renkli, tek düşünceli bir toplumda yaşamıyoruz; Allah'a çok şükür, pek çok farklı düşünce, pek çok farklı grup var ama unutmayın, biz hep beraber Türkiye'yiz. Eğer büyüklerimizi, bize bu değerleri öğretenleri, bir miras olarak mücadeleyi bırakanları unutmazsak bizi de kimse unutmaz. Rahmet ve minnetle anıyorum efendim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)