GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:13
Tarih:05.11.2019

ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 19'uncu maddesi için verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine İYİ PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Tarım ve Orman Bakanlığının Karadeniz kıyılarında avlanma derinliğini 24 metreden 18 metreye düşürmesiyle yeni balık sezonu tartışmalarla birlikte başlamıştır. Avrupa Birliğinin kararıyla Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerde bu derinlik 50 metredir. Kim istiyor 18 metrede avlanmayı? Yani, çocuklarımızın geleceği kimlerin elinde?

20 Aralık 2018 tarihinde Sayın Tarım Bakanına yazılı olarak cevaplanması istemiyle bir soru önergesi vermiştim. Neredeyse bir yıl olmuş, daha hâlâ cevap gelmemiştir arkadaşlar. Şimdi bu soru önergesini hazır yeri gelmişken sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Yapılan araştırmalara göre Karadeniz'de 26, Marmara'da ise 124 balık türünün artık olmadığı; araştırmacılar, bugün var olanların ise gerekli önlemler alınmazsa yok olan türlerle aynı sorunu yaşayacağı endişesi taşımaktadır.

Bu bağlamda;

Bugüne kadar kaç balıkçı teknesinin ağ gözleri bakımından ve avladıkları balık boyu büyüklüğünden dolayı ceza kesilmiştir?

Bugüne kadar kaç balıkçı teknesine avlanma sahası dışında avlandığı gerekçesiyle ceza kesilmiştir?

Bugüne kadar tezgâhlarda küçük balık satan kaç esnafa ceza kesilmiştir?

Bazı ceza türlerinde olan ihbar ve yakalama primlerinin, denizlerimizde kaçak ve yasa dışı avcılık yapanlar için hayata getirilmesi düşünülmekte midir?

Denizlerimizde yok olan türlerin tekrar hayat bulması ve var olan türlerin de hayatlarını gelişerek devam ettirebilmesi için hedefler, planlar ve stratejiler nelerdir?"

Önergemize hâlâ cevap verilmemiştir.

Değerli milletvekillerim, ülkemizin kıyı şeridi uzunluğu adalarla beraber 8.333 kilometredir. Bu uzunlukta dünyada 14'üncü sıradayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Denizciliği Türk'ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeli ve az zamanda başarmalıyız." demiştir. Lakin hâlâ denizcilik bakanlığı kurulamamıştır; denizler âdeta kendi hâline bırakılmış, vahşice yağmalanmaya maruz kalmıştır. Hiç düşündünüz mü, çocuklarımız lüfer yiyecek mi? Peki, size soruyorum, en son ne zaman kofana yediniz? Hemen hemen her gün medyada zehirli Akdeniz balon balığı haberlerini görüyoruz. Sayın Bakan bu konuyla ilgili noktalardan bizleri haberdar ederse seviniriz. Gerçi yazılı soru önergemize cevap alamadık, buna da cevap alacağımız yoktur.

Değerli milletvekilleri, çıkaracağımız bu kanunlarla daha caydırıcı olabiliriz. Usulsüz balık avcılığı vatana ihanettir; ha ormanları yakmışız ha bu işi yapmışız. Yok olan türlerle ilgili çalışmalar için su ürünleri fakültesinden destek almalıyız. Koruma altındaki türlerle ilgili daha caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Ağ ambarları, ağ gözenekleri bakımından tekneler limanlardan çıkarken yetkililerce kontrol edilmeli, balığı denizden yavrularıyla beraber çekme işi son bulmalıdır. Yasak yerlerde ve yasak zamanlarda trolcülük yapanlar, resifleri yani balık yuvalarını bozanlar hakkında hapis cezaları uygulanmalıdır.

Bu yıl tezgâhlarımızda palamut yok, lüfer zaten yok, çinakopun ise büyümesine asla izin vermiyoruz. Tüm bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi Karadeniz kıyılarında avlanma derinliği 24 metreden 18 metreye düşürülmektedir. Bu da denizlerimizde 40 metreye kadar yayılım gösteren ve koruma altında bulunan endemik deniz çayırlarına hasar vermekten ve bu çayırlarda balıklarımızın barınma, beslenme, avlanma ve üreme gibi yaşamsal faaliyetlerini engelleyerek âdeta balıkları beşiğinde boğazlamaktan başka bir şey değildir.

Bu yanlışlıkların en kısa zamanda düzelmesini temenni eder Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)