| Konu: | SERMAYE PİYASASI KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 04.12.2012 |
BDP GRUBU ADINA ADİL KURT (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tasarının 1'inci bölümü üzerine partimiz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi selamlıyorum.
Tabii, bu tasarının ayrıntılarına girmek, teferruatları üzerinde durmak, bizce çok mantıklı değildir. Bir bütün olarak bu sistemin algısına karşı durduğumuz için, içindeki düzenlemesinin yani "Şurası düzgün, şurası yanlış, şurası şöyle olmuş, burası bu şekilde olsa." demenin bir anlamı yok bizim açımızdan çünkü her hâlükârda reel ekonominin önüne set koyan, insanların sermayesini üretime dönük yatırıma teşvik yerine paranın parayla değişimini ve paranın parayla değişimi sonucunda elde edilen kârı konuşmanın, bu piyasa düzenlemesi üzerinde fazla değerlendirme yapmanın bu açıdan bakıldığı zaman bizce bir anlamı yok.
Dolayısıyla da ağırlıklı olarak benim üzerinde duracağım konu şu: Şimdi, bir devlet aygıtı kumar oynatır mı oynatmaz mı, kumar oynamanın argümanlarını kanunla düzenler mi düzenlemez mi, buna bakmak gerekiyor. Siz adına ne koyarsanız koyun, bu, kumar sistemidir. Mevcutta getirdiğiniz bu düzenleme, bütün dünya açısından da bu böyledir, kapitalist ekonominin bir hastalığıdır. Bu şekilde sermayeyi üretimden uzaklaştırıp paranın parayla değişimi sonucunda elde edilen kâr. Masa başında oynanan kumarla borsada bilgisayar başında oynanan bu kumar arasında hiçbir fark göremezsiniz.
Şöyle bir havuz düşünün, o havuzu bir yerden besleyeceksiniz ki bir aktarım yapabilesiniz. Şimdi, özellikle halka açık arz şirketleri, vesaire pek çok argüman geliştiriliyor ama tamamı, işin özcesi bir havuzu belirli musluklarla dolduruyorsunuz, belirli aktarım borularıyla da boşaltıyorsunuz ama bu sistemin sürekli belli bir döngü içerisinde kalabilmesi için, gelen suyla tahliye olan suyun eşit olması gerekir. Sadece eşitlik burada: Az birikmişi olan dar gelirli grupları bir şekilde bu kumara, bu havuza dâhil edip birilerini de bu sistem aracılığıyla daha fazla zengin etmek. Sormak istiyorum: Hakikaten, bugüne kadar bu sistemde zengin olan orta gelirli bir yatırımcı var mıdır? Türkiye'de yaklaşık otuz yıldır uygulanan bu sistem kimi zengin edebilmiştir, hangi dar gelirli vatandaşı bu halka açık arz şirketleri aracılığıyla zengin edebilmiştir, sermayesini beş kuruş artırabilmiştir? Bir tek örnek gösteremezsiniz ama öbür tarafta milyarder sayısı, dolar milyarderleri sayısı her gün biraz daha artıyor.
Bu düzenlemenin bugün açısından, bu dönem açısından hemen gündeme getirilmiş olmasının bir başka esprisi daha var: Şimdi, biliyorsunuz, dünyada esasında bu büyük kumarın oynandığı 2-3 önemli merkez vardır. Bu merkezlerin bir tanesi Amerika, bir tanesi İngiltere, bir tanesi Uzak Asya sermayesi. Sadece Amerika ve İngiltere'de dönen bu sermaye, dünyada piyasada dönen sermayenin yüzde 50'sinden fazlasına tekabül ediyor ama biz bu yasa aracılığıyla, hedef koyduğumuz dünyadaki bu sermaye piyasası içerisindeki sadece yüzde 3'lük bölümüne hitap etme gayreti içerisindeyiz. Esasında da Rusya'ya, Rus borsasına, Rus sermaye piyasasına rakip olabilir miyiz, olamaz mıyız gayreti var burada. Sadece bu yıl içerisinde Rusya piyasasına giren sıcak para 74 milyar dolar civarındadır. Pastanın bu diliminden biz biraz daha fazla pay alır mıyız gayreti var burada. Bu gayreti geliştirirken de bazı temel riskleri göze alıyoruz. Temel risklerden bir tanesi?
Şimdi, değerli arkadaşlar, uluslararası sermaye piyasasında dolaşan ve büyük masada ağırlıklı olarak kendine yer bulamayan spekülatör sermayeden söz ediyoruz, spekülatörlerden söz ediyoruz. Büyük masada? Hangi masada koltuk boşalırsa oraya oturan ve oradan ne koparırsa kaçan sermaye diliminden söz ediyoruz. Rusya'nın bu şekilde tercih nedeni olması da anlaşılırdır. Şimdi, bu spekülatörleri Türkiye'ye çekmeye çalışıyorsunuz. Bakın, Kafkaslarda kadife devrimleri size anımsatmak isterim. Bu spekülatörlerin ülke yönetimlerine ne şekilde müdahale edebildiklerini sizlere anımsatmak isterim. Önümüzdeki tasarıda alabildiğine kapı açılıyor. Ayrıntılı incelediğinizde de? Şimdi, başlangıçta kapıyı çok açtığınızı görüyorsunuz, farkındasınız; devamında da, yavaş yavaş bu kapıları nasıl biraz daha kapatır duruma gelip, biraz daha emniyet supapları oluşturma gayretini görürsünüz bu tasarının içerisinde ve nihayetinde getirmişsiniz, bir tekel oluşturmuşsunuz. Doğrudan doğruya hükûmetin tahakkümüne terk edilmiş bir tekel yani birçok alanda benzer düzenlemeler yapılıyor ama burada biraz daha çıplak görünüyor. Hükûmet, demir perde ülkelerindeki uygulama sistemini burada baz alıyor. Daha fazla yetkileri kendinde toplama ve esasında, en büyük sermayedar olma gayreti içerisindedir. Birçok açıdan değerlendirdiğiniz zaman, handikapları olan bir şeydir. Gerçekten de ülke yönetimini riske sokuyorsunuz, bu spekülatörler yarın öbür gün başınızı ağrıtır. İsim anımsatmak istemiyorum ama uluslararası spekülatörleri düşündüğünüz zaman belli başlıları hemen akla geliyor. Yarın öbür gün, Türkiye piyasasında da bu insanlar cirit atmaya başlayacaklar ve doğrudan doğruya sizleri etkilemek durumunda kalacaklar. Gelip burada "Öyle bir şey mümkün değil, hiç olmaz." dersiniz, diyebilirsiniz de ama gerçekten, bu tehlikeyi hissetmeniz gerekir ve bu sıkıntı önünde sonunda kapınızı çalacaktır. Kapınızı çalmakla kalsa amenna, biz "Bize bir şey olmuyor." deriz ama sonuçta, burada hepimizin geleceğini ilgilendiren bir konudur bu. Uluslararası spekülatörlerin yönlendirmesiyle bir ülke yönetimi olmasını arzu etmeyiz. Bu tasarı ona kapı aralıyor. Dünyadaki bu küresel kriz genellikle değerlendirilir. Bakınız, dünyadaki küresel krizin kaynağında bu var. Buraya, bu sakıncalı durumu kendi elinizle getiriyorsunuz, kendiniz uygulamaya kalkışıyorsunuz. Uluslararası spekülatörlerin ülkenin ekonomik gelişimine katkı sağlamaları mümkün değildir, göremezsiniz. Bu piyasadan daha fazla pay alırlar, sizin sıcak paraya endeksli bütçeleme zafiyetinizden yararlanırlar ama sonuçta, hepimiz, bu sistemden kaynaklı olarak kaybederiz. Dolayısıyla, bizim bu tasarıyı hiçbir şekilde onaylamamız mümkün değildir, temeline karşıyız, teferruata hiç girmeye gerek yok.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.