GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:15
Tarih:07.11.2019

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Kanun teklifi, İç Tüzük'e uygun bir şekilde getirilmemiştir. Tali komisyona gönderildiği hâlde, görüşü alınmadan Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüştür. Aceleniz var, bir telaş içerisindesiniz, kanun yapmada, yapılan kanunu uygulamada telaşınız var. Bu telaşınız niye? Her şeyi süratle yapmak istiyorsunuz. Aceleniz niye? Aceleyle yapılan her işte bir aksaklık vardır, bunu bilmeniz lazım. "Parlamenter sistemde işler çabuk olmuyor." diye bir sürü eksiği ve yanlışıyla Cumhurbaşkanlığı sistemini getirdiniz. Hızlı yürüyelim derken yaptığınız yanlışlıkları düzeltmek için tekrar başa dönüp, düzeltmeye çalışıp daha fazla zaman kaybediyorsunuz. Aceleyle yaptığınız, eleştirileri hiç dikkate almadan yaptığınız düzenlemeler sonrasında Türkiye ekonomisi, dış politika, eğitim, güvenlik çok tehlikeli boyutlara gelmiş vaziyettedir. Ekonomi dibe vurmuştur. Esnafımız, sanayicimiz, çiftçimiz, aldığı borçları ödeyememekte, bütün mal varlığını satsa borcunun kalan kısmına yetmemektedir. Devletin elinde bulunan, seksen yıl boyunca gelmiş geçmiş bütün iktidarların yaptıklarını haraç mezat sattınız; yerine hiçbir şey, hiçbir fabrika, liman kurmadınız. Kredi ve teşvik vererek özel sektöre de bir fabrika vesaire kurdurmadınız, yoldan başka hiçbir şey yapmadınız. Bu paralar nereye gitti? On sekiz yıldır iktidardasınız, on sekiz yıldır bu toplum üretiyor, vergi veriyor, seksen yılda yapılanları satıyorsunuz; yine de on sekiz yılın sonunda geldiğiniz nokta iflas. Halktan aldığınız vergiler nerede? Sizden önceki hükûmetlerin dişini tırnağına katarak çalışıp, tasarruf edip yaptığı fabrikaları sattınız; peki, bu satışlardan elde edilen gelir nerede? Çok iyi şeyler yaptığınızı söylüyorsunuz; peki, bu kriz nereden çıktı?

Dış politikada Yüce Önder Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" politikasını bir kenara itip komşuların mevcut iktidarını tanımayarak fetih söylemleriyle "Şam'da Emevi Camisi'nde namaz kılacağım." laflarıyla "Büyük Orta Doğu'nun eş başkanlarından bir tanesiyiz." teraneleriyle Orta Doğu bataklığına bodoslama daldınız, şimdi bu bataklığın içinde debeleniyorsunuz. "900 kilometrelik sınırı kontrol altına alacağız." dediniz, Atlantik ötesinden bir düdük çalınca olduğunuz yere mıhlandınız. Kendi toprağımız olan Süleyman Şah Türbesi'ni koruyamayıp yurda kaçırdınız.

Eğitimimizi dünyanın en ileri ülkeleri klasmanından alıp en sonuncusu yaptınız. Çağdaş eğitim alan insanlarımız bilimde ve sanatta Nobel Ödülü alırken yaptığınız yanlış uygulamalarla dünyaya rezil olacak duruma getirdiniz.

Yetiştirdiğimiz sporcular altın, gümüş ve bronz madalya alıyorlardı; bugün, sizin sayenizde, dopingle ödül almaya çalışırken yakalanıp ceza alıyorlar.

Ülke güvenliğini ve toplum güvenliğini tehlikeli bir hâle getirdiniz; bitmiş olan terör eylemlerini yürüttüğünüz yanlış politikalarla tekrar hortlattınız. Güney komşularımızla uyguladığınız yanlış politikalarla sınırlarımızı kevgire çevirdiniz. Komşularımızdaki teröre ve iç savaşlara müdahil olarak sınır güvenliğimizi tehlikeye soktunuz.

Sağlık konusuna gelince: Devasa şehir hastaneleri kurdunuz, yaptığınız hastanelerde ilaç yok.

"Nasıl oldu bütün bunlar?" diye soracak olursak bir diktatörün her istediğini yerine getirmekle yaptınız.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Diktatör sizde, bizde yok.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Sayın AKP vekilleri, sözüm önce sizlere, ondan sonra size destek verenlere: Türkiye doğru bir yoldayken, rotası düzgün şekildeyken Türkiye'nin rotasını şaşırttınız. Türkiye çağdaş uygarlıklara emin adımlarla yürürken sizler, maalesef, bu emin adımlarla yürümeyi, bu topluma çağdaşlığı çok gördünüz; çok gördüğünüz için geriye çevirmekte büyük bir gayret içindesiniz. Peki, bu gayretiniz bu topluma reva mı? Bu yaptıklarınız bu topluma reva mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kayan.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Nereye gitti bu iş, nereye gitti, sizlere soruyorum; dünyanın en gerisine ama sizin yapacağınız da bu kadardır diyorum. Başka bir şey de sizlerden beklenmez ama bu toplum size cevabını verdi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir daha verecek!

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bundan sonra en kısa zamanda daha da çok verecektir diyorum, yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)