| Konu: | 14 Kasım Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 75'inci yıl dönümü ile 15 Kasım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 36'ncı yıl dönümüne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'ın resmî davetlisi olarak gerçekleştirdiği ziyarette vuku bulan olaylar ile ağır hakaretler içeren mektubu ABD Başkanı Donald Trump'a takdim etmesine ve Patriot füzelerine ilişkin basın açıklamasına, İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener'in "Göreceksiniz, S-400'leri alacaklar ama kullanamayacaklar." ifadesinde haklı çıktığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 14.11.2019 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Stalin'li Sovyetler Birliği tarafından 14 Kasım 1944'te Gürcistan'ın Ahıska Bölgesi'nde yaşayan on binlerce Ahıska Türkü sürgün edilmiştir. Trenlere bindirilip vagonlarda günlerce yolculuk eden Ahıska Türkleri, Orta Asya'nın dört bir tarafına dağıtılmışlardır. Yolculuk sırasında 17 bin Ahıska Türkü açlık, soğuk ve hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir; kalanlar ise çok ağır şartlarda hayatlarını idame ettirmek durumunda kalmışlardır. Göçün ardından, açlık ve çeşitli hastalıklar nedeniyle 30 bin Ahıskalı da zorunlu göç ettirildikleri yerde yaşamını yitirmiştir. Sürgünün 75'inci yılında, hayatlarını kaybeden Ahıskalı soydaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum, mekânları cennet, ruhları şad olsun.
Ayrıca, yarın Genel Kurulumuz olmadığı için, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'mizin 1983'te bağımsızlığını ilan ettiği günü de kutluyorum, gurur ve coşkuyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin cumhuriyet bayramını şimdiden tebrik ediyorum.
15 Kasım, Kıbrıs Türk halkının verdiği millî mücadelenin bir devlet olarak taçlandırıldığı gündür. Kıbrıs Adası'nda, yaklaşık yüz yıla yakın bir süredir, adada kalan Kıbrıslı Türkler varlıklarını sürdürebilme adına mücadele vermişlerdir. Nihayetinde, 15 Kasım 1983'te ise yeni bir Türk devleti kurulmuştur. Büyük mücadele günleri içerisinde kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başta olmak üzere tüm emeği geçenleri ve kanı pahasına şehit olarak Kıbrıs topraklarını vatan yapan kahraman Türk askerini rahmetle, minnetle anıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun devam edin Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Cumhurbaşkanı -biliyorsunuz- Amerika Birleşik Devletleri'ni ziyaret etmişlerdir. Cumhurbaşkanımız, yapmış olduğu bu ziyarette, kendisine ağır hakaretler içeren mektubu da dün Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump'a takdim ettiğini açıklamıştır. Trump, mektupları bize, bilindiği gibi, takdim etmemiş, dayatmıştı. Ayrıca, burada "takdim" sözü özellikle seçilmiş gibi görülüyor. Henüz yola çıkmadan da mektubun "takdim" edileceği resmî ağızlardan 2 kez açıklanmıştı. Herkes iyi bilsin ki Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'nin ita amiri değildir. Türk tarihinin daha önce görmediği bir üslupla yazılan, hakaret dolu mektuba cevabımız bu kadar yumuşak bir düzeyde kalmamalıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Mektuba gerekli cevap anında yazılı olarak verilmeli ya da tepki amaçlı olarak Amerika Birleşik Devletleri ziyareti iptal edilmeliydi. "Mektubu takdim ettim." deyip geçmek, size, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına yapılan hakaretleri halının altına süpürmek anlamını taşıyor. Mütekabiliyet aramak her Türk'ün de Türkiye Büyük Millet Meclisinin de hakkıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı dünkü ABD ziyaretinde yaptığı basın açıklamasında, uygun olduğu takdirde, gerekirse Patriot füzelerini de alabileceğini ifade etmiştir. S-400 ile Patriot aynı amaç doğrultusunda kullanılan savunma sistemleridir. Hem S-400 hem Patriot almak, olsa olsa tam da Hükûmetin plansız dış politikasına yakışacak bir durumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerimizi bağlayalım Sayın Dervişoğlu.
Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, hoşgörünüz için.
BAŞKAN - Rica ederim.
Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Getireceği milyarlarca dolar zarar bir yana, Türkiye'nin dış dünyadaki itibarı da bir kez daha zedelenmiştir. S-400 tartışmalarının en başından itibaren, Sayın Cumhurbaşkanına taviz vermemesi ve dik durması konusunda arkasında bulunacağımızı ifade etmiştik fakat maalesef, Sayın Cumhurbaşkanımız bunu yapamadı. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi aylar öncesinden "Göreceksiniz, S-400'leri alacaklar ama kullanamayacaklar." demişti, ne yazık ki bir kez daha haklı çıktı.
Cumhurbaşkanının ABD ziyaretiyle ilgili üzerinde konuşulacak çok sayıda konu vardır; kamuoyunun merak ettiği birçok soru cevapsız kalmıştır. Teröriste "general" deyip kendisiyle de aynı şekilde görüştüğünü söyleyen Trump, Cumhurbaşkanı ile bir caninin statüsünü neredeyse eşitlemiştir; bu, kabul edebileceğimiz bir rezalet değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son bir kez açıyoruz mikrofonu.
Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bir başka ilginç durum, ABD'li senatörlerin Sayın Erdoğan'la karşılıklı olarak kurduğu soru-cevaplı fakat sorguya benzer diyalogdu. ABD'li senatörlere gösterilen hoşgörüyü Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan milletvekillerimiz için de bekliyoruz. Diler ve umarım ki bizlerle de karşılıklı, soru-cevaplı ve Türkiye'nin temel meseleleriyle ilgili bir diyalog zemini oluşturmayı düşünürler.
Ayrıca, bir hususu daha hatırlatmak isterim: Türkiye'de yargının bağımsızlığı zaten tartışma konusudur; geride bıraktığımız zaman içinde bir rahip krizi yaşanmış ve adalet gölgelenmişti. Şimdi, FETÖ elebaşının iadesini istediğimiz yerde, bir FETÖ sanığının yani Serkan Gölge'nin tahliyesi için Sayın Erdoğan'a teşekkür edilmiştir. Bir müttefik ülkeye hediye olarak Kütahya çinisi götürmenizi anlarım fakat hediye paketine FETÖ sanığı konulmasını ve bunun için takdir ve teveccühe mazhar olmayı anlayabilmemiz ve kabul edebilmemiz mümkün değildir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)