| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 14.11.2019 |
NURAN İMİR (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Partim adına 5'inci madde hakkında söz almış bulunmaktayım.
AKP'nin, sermayenin maliyetlerini toplumsallaştırma politikasının en somut örneğini vergi politikalarından okumak mümkündür. Bu vicdansız vergi politikalarına karşı yapılması gereken ise çok açıktır; kapsamlı bir vergi reformunun gerçekleştirilmesi ve bu temelde başta gelir ve servet vergisi olmak üzere tüm vergi alanı radikal bir biçimde yeniden dizayn edilmelidir. Bu değişimin temel amacı ise az kazanandan az, çok kazanandan çok vergilendirme olmalıdır. Önemli olan bu ilkeyle gelirin ve servetin vergilendirilmesidir. Vergi adaleti ancak bu türden radikal değişimle mümkün olabilir.
Tabii, hiçbir politikanızda adalet olmadığı gibi vergi sisteminde de bir adaletiniz yoktur maalesef çünkü iktidarınızın adalet gibi bir derdi yoktur. Bütün politikalarınız ülkede toplumsal bir travmaya dönüşmüş bulunmaktadır. Şunu artık hepimiz kavramalıyız: Artan vergiler, işsizlik ve ekonomik krizin gün geçtikçe derinleşmesinin tek sebebi, içeride ve dışarıda uygulanan savaş ve baskı politikalarıdır. Türkiye'de baskı, sömürü ve şiddet sonuna kadar uygulanmakta ve farklı seslerin yükselmesi tamamıyla engellenmeye çalışılmaktadır. Öyle ki toplumsal muhalif kesimler, özellikle HDP ve HDP'yle bir bağı olanlar terörist ilan edilmekte, gözaltı ve tutuklama uygulamalarına maruz bırakılmaktadır. Fakat halklarımız, savaş politikasının zehirli sonuçlarının bilincinde olduğu için, gelişen bu sonuçlara da tepkilerini dile getiriyor ve getirmeye de devam edeceklerdir. Çünkü savaşın yürütüldüğü bütün alanlarda ölenler mazlum halkların çocuklarıdır. Savaşın sonuçları sadece ölüm getirmiyor, aynı zamanda, savaşa ve iktidara biat etmeyen tüm muhalif kesimlerin toplumsal hakları bir bir ellerinden alınıyor; havaları, suları zehirleniyor; ormanları, tarım alanları, tarihî eserleri yok ediliyor; yerinden ve yurdundan göç ettiriliyor.
Değerli milletvekilleri, 2014 seçimlerinden sonra bir politika hâline getirilen ve hukuksuz bir şekilde uygulanan kayyum politikasıyla milyonlarca insanın iradesi gasbediliyor. Bu duruma karşı gelişen direnç ise daha fazla baskıyı beraberinde getirmiştir. Tutuklamalar ve illegalize etme politikaları da iradesizleştirme çabalarının devamı olarak devreye konulmuştur. Savaş derinleştikçe başta bizim partimiz olmak üzere, muhalefete olan baskılar aynı oranda da artmış bulunmaktadır. Dünya mücadelemizden feyz alırken ve eş başkanlık sistemimizi model olarak önlerine koyarken, AKP iktidarı bizden korkuyor ve irademize siyasi darbe yapıyor. Bu yetmiyor, korkularıyla her şeyi yasaklıyor, bizlere saldırıyor ve saldırdıkça suç işliyor. Mekanik bir suç işleme makinesine dönüşmüş durumdadır var olan iktidar.
Amed, Van, Mardin, Hakkâri, Cizre ve dün itibarıyla da Yenişehir, Hazro, İdil ve Akpazar belediye eş başkanlarımız görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atanmıştır. Bugün itibarıyla 20 belediyemize yani Kürt halkının iradesine kayyum atanmış bulunmaktadır. Kayyum atamakla yetinmeyen iktidar, bu iradeyi gasbetmeye çalışmakla yetinmeyen iktidar, 8'i kadın toplam 14 belediye eş başkanımızı tutuklamış ve hukuksuz bir şekilde, âdeta ailelerini de cezalandırırcasına binlerce kilometre uzaktaki kentlere sürgün etmiştir. Görevlerine ilişkin, kamuyu zarara uğratma konusunda en küçük bir hukuksuzluğa müsaade etmeyen eş başkanlarımız; aksine, bir önceki dönemde atanan kayyumların belediyeleri nasıl yağmaladıklarına, zevküsefa içerisinde yaşadıklarına 31 Marttan sonra bütün ülke tanık olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın İmir, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
NURAN İMİR (Devamla) - Yerel yönetimlerde eş başkanlık sistemini uygulayan tek parti biziz. Bu sistemin amacı toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaktır. Kürtlerin ve kadınların yönetime gelmesini neden hazmedemiyorsunuz? Ama tabii, size göre Kürtler ve kadınlar yönetemez. Ne Kürtleri yok edebilirsiniz ne kadınları yok edebilirsiniz. Sizin sorununuz "Bizden başka kimse yönetemez." politikasıdır ama sizden çok daha iyi yönetecek olanlar var, onlar da bizleriz. Musa Anter'in dediği gibi "Biz Kürtler, Türklerle et ile tırnak gibiyiz ancak tırnak hep biz Kürtler olduk. Biraz uzadığımızda kesiyorlar." Oysaki gurur duyulması gereken eş başkanlık sistemi mevcut iktidar tarafından illegalize edilmek isteniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Artık uzatamıyorum Sayın İmir.
NURAN İMİR (Devamla) - Mümkünse...
BAŞKAN - Mümkün değil, hep söyledim.
NURAN İMİR (Devamla) - Ama her arkadaşta iki sefer, üç sefer uzattınız.
BAŞKAN - Uzatmadım, sadece bir kere uzattım Sayın İmir.
Açayım bir kez daha ve lütfen selamlayın.
NURAN İMİR (Devamla) - Bir kez daha belirtmek istiyoruz ki: Eş başkanlık bizim mor çizgimizdir. Bu kazanımlar, yıllarca kadınların mücadele ederek kazandığı ve güvence altına aldığı kazanımlarımızdır. Her alanda kazanımlarımıza karşı demokratik haklarımızı savunurken polisleri kalkan yapıp kadınlara ve halklara karşı zırh gücüyle saldırtanlar bilmelidir ki bizim sesimiz, bizim nefesimiz, bizim direnişimiz ve bizim zılgıtımız sizin kaba gücünüzden daha büyüktür, daha güçlüdür.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum.