GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:14.11.2019

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dijital hizmet vergisi kanunu teklifi üzerinde konuşuyoruz. Bu maddeyle ilgili ya da kanun teklifiyle ilgili, parti grubumuzun sözcüleri, görüşlerimizi detaylı bir şekilde dile getirdiler.

Bu maddeyle yeni bir vergi tahsis edildiğinin ve bu verginin aslında kurumlara değil, onların faturalarıyla vatandaşa yansıtılacağı konusunun da altını bir kez daha çizmek istiyorum. Dünyada, Fransa'dan sonra, bu verginin uygulandığı 2'nci ülke olduğumuzu; yani, yeterince araştırılmadan, tartışılmadan uygulanan bir vergi olduğunu ve doğrudan vatandaşa da yansıyacağını belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bundan seksen iki yıl önce 15 Kasım 1937'de Seyit Rıza Elâzığ Buğday Meydanı'nda idam edildi. Tabii, tarihte "Dersim kırımı" "Dersim katliamı" ya da Dersimlilerin deyimiyle "Dersim tertelesi" diye adlandırılan, 1937-1938'de yaşananların birçok nedeni konuşulur ama resmî tarihlerde bir gerçek, anlatılan resmî tarihî neden vardır bir de malum nedenler vardır. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı'nın çıkış sebebi olarak, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand'ın, Saraybosnalı bir Sırp milliyetçi tarafından öldürülmesinin -tarihçiler tarafından- resmî bir gerekçe olduğu, Birinci Dünya Savaşı'nın esas gerekçelerinin, sebeplerinin farklı olduğu ne kadar biliniyorsa, Dersim'de yaşananların, Dersim katliamının, o harekâtın sebebinin resmî açıklaması Harçik Köprüsü'nün yıkılması ve karakolun basılması olarak ifade edilse de bunun gerçek sebeplerinin yani malum sebeplerinin 1925 Şark Islahat Planı ve 1935 Tunceli Kanunu'nda gizli olduğunu hepimiz biliyoruz ya da bu konuyla ilgilenenler bunu biliyor.

Burada ilginç bir şey vardı. 2011 yılında bu konu kamuoyunca çokça tartışıldı, dönemin Başbakanı, şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hem Dersim'in bir katliam olduğunu söyledi hem de özür diledi. "Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar" diye bir kitap var, Genelkurmayın yayını. Bu yayına da baktığınız zaman aslında yıkılan köprünün devletin yaptırdığı Harçik Köprüsü olmadığı, Dersim halkının yaptığı ahşap bir köprü olan Pah Köprüsü olduğunu ifade eder ve bu karakola yönelik bir ateşten bahseder -sebepleri ayrıdır, bu ayrı bir tartışma- ancak herhangi bir ölümden bahsetmez. Bu Genelkurmayın kendi yayınıdır arkadaşlar.

Şimdi, tabii, Seyit Rıza'nın Erzincan'a geçmesi ve oraya daveti, görüşmesi de yine Millî İstihbarat belgelerince o dönemde açıklandı, var. Burada da kendisinin, görüşülmek üzere, bir sulh yapılması üzerine davet edildiği ve bu davete icabet ettiği ama bunun bir bahane olarak uygulanıp, kendisinin tutuklanıp Erzincan'a götürüldüğü anlatılır ki bununla ilgili örneğin Mustafa Kemal Atatürk ile Seyit Rıza'nın görüşmesinin belgeleri de yayınlandı. Bu belge dönemin kimi gazetelerinde de yer almıştı, bunu tekrar hatırlatmak isteriz. Bu görüşmede de Seyit Rıza, Mustafa Kemal Atatürk'e kendisinin nasıl davet edildiğini, nasıl söz verildiğini, bu sözlerin nasıl tutulmadığını ve bu olayın nasıl yaşandığını ifade eder.

Şimdi, netice itibarıyla 15 Kasım 1937'de Seyit Rıza idam edilir ve Seyit Rıza idam edilirken son arzusu olarak kendi çocuğunun, oğlunun kendisinden sonra idam edilmesini ister yani "Ben onun ölümünü görmeyeyim." diye, son arzusunu bu şekilde ifade eder ama buna rağmen kendi gözleri önünde önce oğlu idam edilir, arkasından kendisi idam edilir.

Şimdi, Seyit Rıza idam edildiği zaman Dersim katliamının sona erdiğine dair açıklama yapılır ve o zaman ölü sayısı, yani öldürülen kişi sayısı 1.737'dir. Dersim operasyonu bitmiştir, 1.737 ölü vardır açıklanan tarihte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kenanoğlu, tamamlayın sözlerinizi lütfen.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Ama Dersim katliamıyla ilgili dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belgeleriyle açıkladığı -ve bizce sayının çok daha fazla olduğunu bildiğimiz rakamlar- resmî rakamlara göre Seyit Rıza'nın idam edilmesinden sonra 12.069 kişi daha öldürülür. Yani aslında "Operasyon bitti." denildikten sonra da 12.069 kişi ki bunların çoğu çoluk çocuktan ibarettir, mağaralarda zehirlenmiş kadınlardan ibarettir. İhsan Sabri Çağlayangil'in bu konuyla ilgili röportajı, anıları yayınlanmıştır; orada da bu anlatılır.

Şimdi değerli arkadaşlar, Dersimliler günümüzde neyi talep ediyor bu konuyla ilgili kurmuş oldukları dernekler, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla?

1) Arşivler açılsın, Dersim ismi iade edilsin.

2) Dersim halkından özür dilensin ve özrün gereği yapılsın.

3) Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listeleri açıklansın.

4) Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.

5) Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın.

6) Munzur'daki baraj projeleri iptal edilsin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Bu taleplerin karşılanması insani ve tarihîdir.

Buradan Seyit Rıza ve onun nezdinde Dersim katliamında yaşamını yitiren tüm canları saygıyla anıyor, devirleri aşan mekânları pirlerimizin yeri olsun diyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)