| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 14.11.2019 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Muhittin Taşdoğan'ın baba acısını paylaşıyor, ailesine başsağlığı diliyorum.
Bu kürsüden defalarca söyledik, Türkiye'de hukuk devletini, demokrasiyi, toplumsal barışı sağlamadan hangi torbayı çıkarırsanız çıkarın ekonomi düzelmez. Bakın, bir ay olmadı, sözde yargı reformu yaptık. "Bundan sonra haber yapmak suç olmayacak." dediniz, biz de dedik ki: "Yargıda zihniyet değişmeden hiçbir şey değişmez." İşte Giresun'da 13 yaşındaki Rabia Naz'ın bir buçuk yıl önceki şüpheli ölümünü aydınlatmaya çalışan meslektaşlarım Canan Coşkun ve Kazım Kızıl dün gece gözaltına alındı, hâlâ bırakılmış değiller. Hani haber suç değildi?
Bir başka örnek: Yazar Ahmet Altan'ın görüşlerinin çoğuna katılmam. Kumpas davaları sürecinde yüzlerce vatansever aydınımızın, subayımızın çektiği acılarda payı vardır. Ama sadece yazı ve yorumlarının yer aldığı iddianameyle, Meclisi bombalayan darbecilerle aynı cezaya, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını burada eleştirdim. Nitekim, Yargıtay kararı bozdu, yeniden yargılandı ve hüküm verildi, mahkûmiyetle beraber bin yüz otuz sekiz gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi ama bir hafta olmadan yeniden tutuklandı. Hani eleştirmek suç olmayacaktı?
Bakın, şimdi de önümüzdeki bu pakette yasakçı zihniyet yine devrede. Bu paketle Facebook, Twitter, YouTube gibi çok uluslu sosyal medya platformlarına, Netflix ve benzeri dijital hizmet veren çok uluslu şirketlere vergi getirilmekte. Evet, tüm dünya bu şirketleri vergilendirmenin peşinde, bunun yolunu arıyor ama biz tüm dünyada olmayanı bu yasaya eklemeyi beceriyoruz. Eğer bu şirketler yüzde 7,5 oranındaki vergiyi ödemezse Facebook'a, Twitter'a, Spotify'a 82 milyon vatandaşın erişimini kapatacağız. Bu olmaz, bu yanlıştan dönmeliyiz değerli arkadaşlarım.
İşin bir de bu vergi yükünün kimin sırtına bineceği meselesi var. Sanmayın ki alacağınız vergiyi gerçekten Facebook ödeyecek, Twitter ödeyecek. Onlar bu vergiyi doğrudan Türkiye'deki kullanıcılarının, reklam verenlerinin omzuna yükleyecek. Yani zaten bedeli halktan toplanacak yeni vergi ödenmeyince tüm halkın alacağı hizmeti keseceğiz, bundan vazgeçilmelidir.
Değerli arkadaşlarım, bu pakette işsize iş var mı? Yok. Vergi dilimi basamaklarının dar gelirliler lehine düzenlenmesi var mı? Yok. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması var mı? Yok. Ya ne var? Yeni vergiler var, konaklama vergisi var. Daha yeni, her turizm tesisine binde 7,5 "turizm payı" adı altında vergi koydunuz, şimdi bir de vatandaşın sırtına konaklama vergisi bindiriliyor. Nefes alışından bile vergi aldığınız vatandaş, bütün yıl çalışıp üç gün tatile gittiğinde kendisini konaklama vergisi karşılayacak. Peki, bu vergiler nereye harcanacak? Bütçe açığını kapatmak için kullanılacak. Buradan çağrıda bulunuyoruz: Ya bu vergiyi kaldırın ya da amacı doğrultusunda kullanılması için tüm dünyada olduğu gibi toplanan vergiyi oradaki yerel yönetimlere aktaralım; Antalya'nın, Van'ın, Trabzon'un, Nevşehir'in gerçek ihtiyaçları için harcansın.
Değerli arkadaşlarım, bu torbada bir de tabii AKP'nin tüm torbalarında olduğu gibi yine şirket kurtarmalar var. Anadolu'nun dört bir yanına zehir saçan 13 termik santrale açıkça suç işleme özgürlüğü vermek istiyorsunuz. Milletin Meclisinde, milleti zehirleyen şirketlere "İki buçuk yıl daha zehirlemeye devam et." diyorsunuz. Halkı zehirleyen bu şirketleri kapanmaktan niye kurtarıyorsunuz? Bu hatadan derhâl geri dönülmelidir.
Sadece onlar mı değerli arkadaşlarım? Yıllarca Avrupa'daki gurbetçi kardeşlerimizin dinî duygularını istismar ederek dolandıran malum holdingler de kurtarılmak isteniyor. 90'lı yıllarda Avrupa'da camilerde "Faiz günah kâr payı hak." denerek usulsüz toplanan paralar bu holdingler tarafından iç edildi. Dolandırılan on binlerce insanımız büyük travmalar yaşadı, intihar edenler, aile düzeni dağılanlar oldu. Bugüne kadar devlet bu 70 bin yurttaşımıza destek çıkmadı, onları kaderlerine terk etti, ta ki mahkemeler bu dolandırıcılara "Dur!" diyene kadar, para kaptıran mağdur vatandaşlarımızın haklarını iade edene, paralarının faizleriyle ödenmesine hükmedene kadar. Yargıtay mahkeme kararlarını onaylayınca bu holding yöneticileri paniklediler, lobi çalışması başladı ve bu torbaya bu şirketlerin kurtarılması maddesi kondu. Meclis eliyle vatandaşlarımızın hak araması engellenmek isteniyor. Vatandaşlarımızın yıllarca hakkını aradığı alacakları, onları mağdur eden şirketlerin hissesine dönüştürülüyor. Mağdurlar, onları mağdur edenlerin ortakları yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Çakırözer, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Teşekkür ederim.
Ortak olunca hiçbir şey değişmiyor hem ellerinde bir şey kalmıyor hem de haklarını hukuk yolunda aramalarının önü kapanıyor. O hisselerin hiçbir maddi karşılığı olmayacak ama o dolandırıcılar, adı "A" olsun, "B" olsun, bu holdinglerin kaymağını yemeye devam edecek.
Bir konuya daha dikkat çekmek isterim: Bu holding bezirgânları, daha kanun Komisyona gelmeden holding hisseleri üzerinden spekülasyon yarattı. Bu spekülasyonlar, maalesef, Komisyon aşamasında da sürdü.
Değerli arkadaşlarım, millet, bizi, din istismarıyla dolandırılan vatandaşlarımıza bir tekme de biz atalım diye milletvekili seçmedi; tam tersine, onların dişinden tırnağından artırarak bu holdinglere verdiği paraların son kuruşuna kadar hakkını savunmak zorundayız. Anayasa'ya da aykırı bu şirket kurtarma operasyonuna hep birlikte "Dur!" demeye sizleri davet ediyorum.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)