GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:19.11.2019

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesiyle ilgili görüşlerimi sizinle paylaşacağım. Öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, teklif sahipleri düzenlemeyi getiriş amaçlarını şu şekilde ifade ediyorlar, diyorlar ki: "Mevcut uygulamada serbest meslek kazanç defterine kayıtlı olup kazancın elde edilmesinde kullanılan binek otomobillerin, amortisman başta olmak üzere motorlu taşıtlar vergisi hariç bütün giderleri kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmektedir. Ancak söz konusu düzenlemenin serbest meslek mükelleflerince suistimal edilebildiği ve şahsi ihtiyaçlar için kullanılan binek otomobillere ait giderlerin de serbest meslek kazancından indirilebildiği görülmektedir." Getirilen düzenlemeyle diyorlar ki: "Binek otomobil iktisap edildiğinde veya kiralama yoluyla elde edildiğinde yalnızca belli bir kısmı gider olarak gösterilebilecek; sıfır bir otomobil alındığında 135 bin TL'ye kadar, ikinci el otomobil alındığında da 250 bin TL'ye kadar."

Bunun kötüye kullanıldığı konusunda herhangi bir kuşku yok, elbette bazı serbest meslek erbabı bunu kötüye kullanıyor ve dolayısıyla bu konuda bir önlem almak istiyorsunuz. Ama asıl sorun şu: Başta mali müşavirler ve muhasebeciler olmak üzere bu konuda bir dizi sorun olduğunu söylüyorlar. Şirket de olsanız serbest meslek erbabı da olsanız bir gider yapacaksınız ama bu giderin bir kısmı gider gösterilebilecek, bir kısmı ise gösterilemeyecek. Muhasebeciler, mali müşavirler şunu söylüyorlar, diyorlar ki: "Kıst uygulaması muhasebe ve vergi tekniği açısından sorunlu bir uygulamadır. Gider yazılacak tutar kanunen gider olarak yazılamayacağından mali kârlar ile serbest meslek kazancı arasında bir dizi fark olabilecek." Bunun yerine, gerçekte mesleğin faaliyetlerinin amaçlarına uygun olmayan, zenginlik ve şatafat göstergesi olan lüks binek otomobillerin tanımını yapabilir, bunlarla ilgili yapılacak bütün giderlerin gider olarak gösterilmeyeceğini düzenleyebilirsiniz. Fakat bir otomobil alıyorsunuz serbest meslek erbabı olarak, diyorsunuz ki: "Şu kadara kadar olursa gider gösterebilirsiniz, şu kadara kadar olursa gider gösteremezsiniz." Bizim önerimiz bunun yerine lüks otomobillerin tanımının yapılması ve bunların gider olarak gösterilememesidir.

Ayrıca "vergi kaçakçılığı" "vergi ziyaı" gibi nitelendirilecek uygulamalarla mücadele mi etmek istiyorsunuz; öncelikle kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmelisiniz, bunun için de etkin bir vergi denetimi yapmalısınız. Bakın, vergi denetimi ne kadar yapılıyor, biliyor musunuz? Yüzde 90'ı -zaten kayıt dışı bir ekonomi var- mükelleflerin yüzde 90'ı denetlenmiyor hatta bazı arkadaşlarımız diyor ki: "Mükelleflerin sadece yüzde 5'i denetlenebiliyor." Dolayısıyla öncelikle kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmelisiniz ve gerçek anlamda bir vergi denetimi getirmelisiniz.

Bir de tabii, bu yüzde 5'lik dilimin içine giriyorsunuz, bu arada eğer muhalifseniz mutlaka bir denetim elemanı gönderiliyor ve verginizi düzenli olarak yatırıp yatırmadığınız kontrol ediliyor.

Bir diğer sorun şu: O kadar çok muafiyet, o kadar çok istisna var ki gerçek anlamda vergi vermesi gereken mükellefler bu istisnalar ve bu muafiyetler nedeniyle vergi vermiyorlar. Dolaysıyla bu istisnaları ve muafiyetleri bir gün topluca getirirseniz hep beraber bunları bütünsel olarak tartışabilir ve gerçek anlamda bir vergi düzeni kurulmasını sağlayabiliriz.

Bu arada bu muafiyetler ve istisnalar var ya, bu muafiyetler ve istisnalar hiçbir zaman asgari ücretliye uğramıyor. En düşük gelir grubuna asla bir muafiyet uğramıyor, asla bir istisna uğramıyor, asgari ücretlinin temel giderlerini kapsamıyor, onların hiçbir gideri, bu kıst vergi gideri olarak kabul edilmiyor.

"Serbest meslek erbabı şahsi giderlerini de mesleki gider gibi gösteriyor, vergi kaçırıyor." diyorsunuz ya, ben size bir iki tane istihdam biçimini anlatacağım. Şimdi, bir hekimsiniz, bir özel hastaneye gidip çalışacaksınız. Özel hastanenin sahibi size diyor ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Sayın Başkan, toparlayacağım, eğer bir dakika süre verirseniz çok sevinirim.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Şimdi, bir hekimsiniz, bir özel hastaneye gideceksiniz, bir hekim olarak özel hastanede çalışmak istiyorsunuz. Normalde nasıl bir istihdam ilişkisi kuruluyor? Sosyal Güvenlik Kurumuna hemen, bir gün öncesinden bildirilmesi gerekiyor, sigorta kaydınız yapılıyor, alacağınız ücret belli, nöbette kalacağınız süre belli, bunun gibi bir sürü yöntemi var. Şimdi, hekim olarak başvurduğunuzda bir özel hastane sahibi diyor ki: "Git bir tane şirket kur, ben senden hizmet satın alacağım." Bakın, bir hekim ve özel hastane arasındaki istihdam ilişkisi böyle kuruluyor. Sabah sekizde hekim işe gidip başlıyor, akşam altıya kadar çalışıyor, o hastanede nöbet tutuyor, hafta sonu çalışıyor ve bu hastane yönetimi ondan sadece hizmet satın almış oluyor. İşten ayrılacağı zaman da kıdem tazminatı yok, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim yatırma yok. İstihdam tam olarak böyle olmuş. Eğer bir düzenleme yapacaksanız burada bir düzenleme yapmalısınız. Emin olun, bu şirketler teknik elemanların büyük bir bölümünü böyle çalıştırıyor, mühendisleri böyle çalıştırıyor, teknisyenleri böyle çalıştırıyor. Daha dramatiğini söyleyeyim: Temizlik personelini bile böyle çalıştıran şirketler var. Eğer bir vergi adaleti sağlayacaksak bence önce buradan başlamalıyız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)