| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2019 |
CHP GRUBU ADINA FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şehir hastaneleriyle ilgili yaşadığımız sorunlara dair Meclis Başkanlığına vermiş olduğumuz araştırma önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, eğer bir ülkede yöneticiler kamu kaynaklarıyla ve kanunlara aykırı olarak yandaşlarını zengin etmek isterlerse şehir hastanelerinden daha iyi bir model bulamazlardı. Arsa devletin, kredi Hazine garantisinde, sıfır risk, sıfır öz kaynakla yirmi beş ile otuz yıla varan muazzam bir gelir akışı. Bu gelir kimden gelip kime veriliyor? Tabii ki vatandaşın vergilerinden sağlanan gelirler; tüyü bitmemiş yetimin hakkını alıyoruz, yandaş müteahhitlere ve onlara bu modeli öğreten yabancı danışmanlık şirketleri ve yatırım şirketlerine aktarıyoruz.
Birilerinin "Hayalim." dediği bu şehir hastaneleri vatandaşın kâbusu olmuş durumda. Modern bir sömürü modeli ve "çağımızın kapitülasyonları" olarak adlandırılan bir model. Bunu sadece biz demiyoruz. Bakın, şu anda İngiltere Başbakanı olan Boris Johnson zamanında bu model için şunu söylüyor: "Başka ülkelerde 'yağma' olarak adlandırılan bu sistemi siz bize 'kamu-özel iş birliği' olarak sunuyorsunuz." Yine, İngiltere Sayıştayı benzer şekilde "Eğer bu yatırımları devlet kendisi yapmış olsaydı en az yarı yarıya kâr ederdi." diyor, tıpkı Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca'nın yaptığı açıklama gibi.
Sayın Bakan bakın neler söylüyor: "Kamu-özel iş birliğiyle tecrübeye de sahip olduk. Bu dönemde de şehir hastanelerini artık bu tecrübeyle birlikte kendi imkânlarımızla yapmayı planladık. Sizin bütçenizde bunu yapabilirliğiniz mümkünse niye bir finans modelini devreye sokmak isteyesiniz? Finans modelinin de sonuçta bir yükü yok mu?" diye soruyor. Evet, Sağlık Bakanı ilk kez doğru bir tespit yapmış durumda. Ama Sağlık Bakanlığı tecrübeye sahip olurken vatandaş maalesef soyuluyordu. Öyle anlıyoruz ki sizleri halkımızın alacağı sağlık hizmeti üzerinden de aldatmışlar; müteahhitler, danışmanlık şirketleri sizi bu alanda da kandırmışlar.
İngilizler bu modeli yaptı, denedi ve vazgeçti; bunu dahi göremediniz. İktidarınızın ilk dönemlerinde Devlet Planlama Teşkilatı uzmanları bu modeli incelemek, sizlere rapor vermek için süre istediklerinde onlara bu süreyi tanımadınız. Bu şehir hastaneleri modeli için ne diyorlar biliyor musunuz? "Gelecek kuşaklardan bütçe aktarım projesi" diyorlar. Bakın, bugün de Çocuk Hakları Günü. Çoluğumuzun çocuğumuzun gelecekte sağlık alanında harcayacağı bütçeyi bugünden harcıyoruz. Onların bütçelerinin üzerine şimdiden ipotek getirmiş durumdayız.
Bunu sorguladığımız zaman "Şehir hastaneleri sözleşmeleri nedir?" diye sorduğumuz zaman bize verilen cevap: "Söyleyemeyiz, ticari sır." Bakınız, burada iktidar partisinden milletvekili arkadaşlarımız var, hiçbiriniz şehir hastaneleri sözleşmelerini bilmiyorsunuz. Millet adına görev yapan milletvekillerine bu sözleşmeler verilmezken bürokratların bu sözleşmelerden haberi var, yabancı danışmanlık şirketlerinde çalışan personelin haberi var, onun da ötesinde, yine yabancı danışmanlık şirketlerinin internet sitesinde bazı bilgileri görmüş oluyoruz. Yani millet adına görev yapan milletvekillerinden bu bilgileri kaçırarak, denetimi engelleyerek ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bakın, bu sorunun cevabını da yine elimde gördüğünüz şu İngiltere kaynaklı bir sivil toplum kuruluşunun raporunda görüyoruz. Bu raporda "'Ticari sır' denilen kavramın arkasında rant arayışı ve yolsuzluk vardır." deniyor. Evet, işte neden bize bu sözleşmenin verilmediğini açık olarak buradan anlıyoruz ve belki de bu şehir hastaneleri cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunu barındırmakta, cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği durumunda. Plan ve Bütçe Komisyonunda, maalesef Sağlık Bakanlığı şeffaf ve hesap verebilir bir bakanlık olmadığını gösterdi bizlere. Sağlık Bakanından defalarca "Şehir hastaneleri sözleşmeleri nedir?" diye istediğimiz zaman maalesef Sayın Bakan "Evet, şehir hastanelerinin sözleşmeleri burada, buyurun." diyemedi.
Efendim, Sağlık Bakanı daha sonra "Bizler artık şehir hastanelerini kamu-özel iş birliğiyle yapmaktan vazgeçtik, genel bütçeden yapacağız." diye bir açıklama getirdi. Tabii, Bakanın bu açıklaması yeterli değil; bu zamana kadar kamu-özel iş birliği çerçevesinde yapılmış olan 10 tane hastane hizmette, 9 tane hastanenin inşaatı devam ediyor yani toplam 19 hastane üzerinden vatandaşımız hâlâ soyulmakta. Biz istiyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu hastaneler tekrar milletin ve devletin hastanesi olsun yani tekrar devlet bu hastaneleri uhdesine alsın, kamulaştırsın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Bir dakikanızı rica edeceğim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Buna yönelik olarak da bu şehir hastanelerinin tekrar kamuya mal edilmesi noktasında Meclis Başkanlığımıza verdiğimiz bir yasa teklifimiz var, bu yasa teklifine de tüm gruplardan destek bekliyoruz.
Kamu zararı hâlâ devam etmekte. Bakınız, şunu ifade etmek istiyorum: Bu 19 hastane için toplam 11,2 milyar dolarlık bir kaynak ayırıyoruz ama yirmi beş yıl sonra bu 11 milyar dolara karşılık 94 milyar dolar para ödeyeceğiz ve bu parayla, 94 milyar dolarla 1.200 yataklı tam 575 tane hastane yapılabilecek durumda. İşte burada Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu hastaneler üzerinden vatandaşımızın daha fazla soyulmaması adına bu araştırma önergesini vermiş durumdayız. Bu, bu hastaneleri tekrar devletin devralması adına ilk adım olacaktır.
Bu önergeyle ne yapmak istiyoruz? Şehir hastaneleri sözleşmelerinin içeriğini görmek istiyoruz; şehir hastanelerinin mali durumunu incelemek istiyoruz; kamu zararı hangi noktadadır, bunu ölçmek istiyoruz; bu hastaneleri tekrar halkımıza kazandırmak istiyoruz ve halk soyulmadan, halk zarar ettirilmeden halka hizmet yapılabileceğini göstermek istiyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.