| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2019 |
SALİHE AYDENİZ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde her geçen gün işsizlik ve yoksulluk çoğalırken, ekonomik krizden dolayı insanlar hayatlarına son verirken, fakirler ve zenginler arasındaki uçurum derinleşirken iktidarın bulduğu tek çözüm yöntemi yoksul halktan nasıl daha fazla vergi alabileceğinden ibarettir. Dijital hizmet vergisinin kapsamı çok geniştir. Hasılat üzerinden alınacak verginin tüketiciye yansımayacağı garantisi verilmelidir. Zira Avrupa Birliği dijital vergi düzenleme önerisini en çok yüzde 3 verirken bize sunulan teklif yüzde 7,5'tur.
HDP olarak vergi ve ceza indiriminden yararlanabilecek mükelleflerde vergi kalemine üst limit getirilmesini savunuyoruz. Büyük ölçekli vergi mükelleflerine getirilen yüzde 40'lık indirim geçmişte vergi aflarıyla silinen milyonluk vergilerde olduğu gibi kamu vicdanını yaralayacaktır.
Değerli milletvekilleri, ben konuşmamın devamında, son dönemlerde Demokratik Toplum Kongresi üzerinde devam eden baskı ve kriminalize politikalarına vurgu yapmak istiyorum.
Demokratik Toplum Kongresi, 2007 yılında, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bir konferansta kuruluşunu ilan eden bir platformdur. Demokratik Toplum Kongresi halkların, inançların, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, siyasi oluşumların, kadınların, gençlerin temsiliyetlerinin bulunduğu bir platformdur. Amacı, Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümü için toplumun bütün kesimlerini bir araya getirmek ve bu sorunu çözmek için çaba harcamaktır. Bunun için, Demokratik Toplum Kongresi birçok alanda -eğitim alanında, sağlık alanında, ekonomi alanında, ekoloji alanında, siyasi alanda- onlarca konferans, kongre, çalıştay, sempozyum organize etmiştir; bu organizasyonların hepsini de basına, kamuoyuna açık, şeffaf bir şekilde yapmış ve sonuç bildirgelerini de basınla paylaşmıştır. DTK'nin hiçbir yasa dışı organizasyonu yoktur çünkü ilkesine aykırıdır. Defalarca Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için konferanslar düzenlemiş ve birçok kesimi de bu konferanslarda bir araya getirmiştir. Demokratik Toplum Kongresi olarak gerçekleştirmiş olduğumuz çalışmalara, bugün bizi kriminalize etmeye çalışan siyasi iktidarın milletvekilleri, il-ilçe yöneticileri katılmış ve konferanslarda görüş ve önerilerini bizimle paylaşmıştır. Yine, 2012 yılında, yeni anayasa yapımı sürecinde, dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Cemil Çiçek tarafından Demokratik Toplum Kongresi'ne bir davet mektubu gönderilmiş ve bu davet mektubunda Demokratik Toplum Kongresi'nin anayasayla ilgili görüş ve önerileri sorulmuştur. Bunun için de -anayasa için- Demokratik Toplum Kongresi, görüş ve önerilerini, Demokratik Toplum Kongresi'nin ambleminin olduğu bir önergeyle göndermiş ve o komisyonda olan arkadaşlarımız, bu Meclis çatısı altında, Demokratik Toplum Kongresi'nin yeni anayasa için görüşlerini ifade etmişlerdir. Yine, Demokratik Toplum Kongresi'nin Meclise çağrıldığının çizelgesi de elimizde.
2013-2015 yılları arasında yürütülen diyalog süreci içerisinde Sayın Hatip Dicle "DTK Eş Başkanı" sıfatıyla İmralı heyetinde yer almıştır. İmralı heyetinde yer alan devlet heyeti Demokratik Toplum Kongresi'ni tanımış ve muhatap almıştır. Çalışmalarını da iyi tanıyor ve biliyorlar. Uzun bir süre Demokratik Toplum Kongresi faaliyetleri tanınmış ve muhatap alınmış olmasına rağmen son dönemlerde Demokratik Toplum Kongresi'nin çalışmalarına katılan bir sürü arkadaşımız siyasi operasyonlarla gözaltına alınmış ve tutuklanmışlardır. Bunun sebebi Kürtlere, Kürt halkına ve demokratik halklara aslında tahammülsüzlüğün bir göstergesidir, demokrasinin Türkiye'ye gelmesini istememektir.
Yine, Demokratik Toplum Kongresi'ne ilişkin dosyaları hazırlayan ve kriminalize etmeye çalışan savcı ve hâkimler bugün FETÖ dosyalarıyla yargılananlardır. Bu hâkim ve savcılar, neredeyse, Demokratik Toplum Kongresi'nin kapısının önünden geçenleri bile Demokratik Toplum Kongresi'nin çalışmasına katıldı diye yargılamakta ve...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Son bir dakika... Toparlıyorum Başkanım.
Her seferinde bir terör örgütü bahanesiyle Kürtlerin demokratik siyaset yapmasını engellemeye çalışıyorsunuz ama bunu başaramayacaksınız, bir kez daha vurgulamak istiyorum. Yıllarca Demokratik Toplum Kongresi, faaliyetlerini şeffaf, basın önünde yapmış olmasına rağmen ne oldu da bir defada terör örgütü olarak tanımladınız? Ne değişti, söyleyeyim: Aslında meşruluğunu kaybetmiş olan iktidarınız, Demokratik Toplum Kongresi'ni terörize ederek meşruiyetini zorla, baskıyla, gözaltıyla, tutuklamayla devam ettirmenin çabasındadır.
Yine, Türkiye'de ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlerin daha çok yaşanmasına sebep olmuştur. Ben aynı zamanda Demokratik Toplum Kongresi'nin Divan üyesi olarak diyorum ki: Demokratik Toplum Kongresi, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi için bir şanstır. Yıllardır bu çözümsüzlükte ısrarınız bizi bitiremedi ama bu çözümsüzlük sizin iktidarınızı bitirecektir diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)