| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 21.11.2019 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 44'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin adı "Dijital Hizmet Vergisi" ama teklifin 44'üncü maddesinde ise Toprak Mahsulleri Ofisinin tarımsal ürünlerin ithalatında Kamu İhale Kanunu'ndan istisna tutulması teklif ediliyor. Kanun teklifinin adı farklı, maddelerinin içeriği farklı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Yani her konuda olduğu gibi burada da şeffaflıktan, hesap verebilirlikten kaçmak için yol arıyorsunuz.
Geçen yıl 82 milyonu soğana, bibere, patatese muhtaç eden; vatandaşı tanzim satış kuyruklarına sokan AKP iktidarı şimdi çıkmış diyor ki: "Biz vatandaş neyi ne kadar tüketir hesaplayamıyoruz. TMO'ya yetki verelim, istediği zaman ithalat yapsın." Yani neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir madde.
TMO'nun duvarında "Ofis çiftçinin kara gün dostudur." yazar. Siz gelene kadar Anadolu'da Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin umuduydu, sıkıntıya girdiğinde çiftçinin dostuydu. Çiftçi ürününü piyasaya satamazsa TMO'ya verirdi, elinde ürünü kalmazdı. TMO çiftçinin buğdayını, arpasını, yulafını, pirincini, nohudunu, mercimeğini, fasulyesini satın alır; kâr amacı gütmez, piyasayı dengeler, bu ürünlerin satışını sağlardı. Sizler Anadolu'daki TMO'ları kapatıp "lisanslı depoculuk" diye bir sistem kurdunuz. Şimdi de TMO'ya "Türk çiftçisinin ürettiği ürünü satın alma, Rus çiftçisinin, Amerikan çiftçisinin, Kanada çiftçisinin ürününü satın al." diyorsunuz. Yahu, siz zaten on yedi yıldır yürüttüğünüz politikalarla ülkeyi ithalat bağımlısı hâle getirdiniz, hâlâ neyin yetkisini istiyorsunuz?
Bakın, 2002 yılında Türkiye'de tarımın gayrisafi yurt içi hasıladaki payı yüzde 10,27. 2018 yılında kaç, biliyor musunuz? Yüzde 5,82. 2002 yılında tarım sektörünün toplam istihdamdaki payı yüzde 36, 2018 yılında yüzde 18,64. 2003 yılında 2 milyon 765 bin kişi Çiftçi Kayıt Sistemi'ndeymiş, bugün bu sayı 2 milyon 103 bin; aradaki fark bir Sivas ediyor. Koca bir kent kadar insanı tarımdan, üretimden, topraktan uzaklaştırdınız.
Daha bitmedi, Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesine göre 2006 yılından bu yana çiftçilere destekleme olarak 270 milyar lira ödemeniz gerekiyordu ama çiftçiye ödenen para 118 milyar, anayasal hakkın yarısı bile değil. Bu iktidarın çiftçiye 152 milyar lira borcu var. Peki, bu 152 milyar nerede? Ben nerede olduğunu söyleyeyim: 2003-2019 yılları arasında pamuk ithalatına 21 milyar 694 milyon dolar, soya ithalatına 11 milyar 70 milyon dolar, buğday ithalatına 15 milyar 613 milyon dolar, mısır ithalatına 4 milyar 238 milyon dolar, ayçiçeği ithalatına 5 milyar 68 milyon dolar, mercimek ithalatına 2 milyar 300 milyon dolar ödemişiz. Sadece şu 6 tarım ürününe 61 milyar dolar vereceğinize yerli üreticimizi doğru düzgün destekleseydiniz bugün tarımda dışa bağımlı bir ülke olmaz ve bu kanun teklifini görüşmüyor olurduk.
Yıllarca yaptığınız yanlışın faturasını yine halka ödetme peşindesiniz. Bu teklif ne çiftçinin yarasına merhem olur ne de pazardaki yangını söndürür; bu teklif sadece üç beş yandaşı ihya eder, o kadar.
Bakın, çiftçi boğazına kadar borca batmış, siz hâlâ ithalat derdindesiniz. 2018 yılı itibarıyla çiftçinin bankalara olan borcu 116 milyar TL. Buna mazot borcu, gübre borcu, ekipman borcu, tohum borcunu da eklediğinizde ortaya çıkan rakam 160 milyar TL. Çiftçi isyan ediyor "Borcumu ödeyemiyorum." diyor. Ziraat Bankası eliyle futbol kulüplerinin borcunu sildiniz, yandaşlara yapılandırma getirdiniz, yetmedi, gittiniz gazete aldınız. "En azından faizleri silin, borcumu yapılandırın." diyorlar, iktidardan ses yok; aynı taleple kanun teklifi veriyoruz, ses yok ama iş ithalata gelince; iş memurun, çiftçinin, işçinin cebindeki son kuruşu hortumlamaya gelince; iş vatandaşların dinî duygularını istismar eden KOMBASSAN'ı, YİMPAŞ'ı kurtarmaya gelince 98 vekil bir araya gelip kanun teklifi hazırlıyorsunuz.
Burada iktidar milletvekillerine sesleniyorum: Alın terinden ve emeğinden başka bir sermayesi olmayan çiftçimizin kaderiyle ve ülkemizin geleceğiyle oynamaktan vazgeçin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
ULAŞ KARASU (Devamla) - Milyonlarca vatandaşımızın mağduriyetinin vebali sizin omuzlarınızda. İki gün sonra milletvekilliği biter ama siz bu vebalin, bu günahın altından kalkamazsınız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)