GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:21.11.2019

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin, toplumumuzun, halkımızın psikolojisi ve sosyolojik durum, her geçen gün artan bunalım ve umutsuzluk ortada ve bununla ilgili çok vahim ve dramatik sonuçları her gün, her saat görmeye devam ediyoruz.

Ülkemiz, AKP'nin dediği gibi dış güçler, casuslar yüzünden değil, tamamen AKP ve saray iktidarı, savaş, sömürü, israf, yolsuzluklar ve adaletsizlikler yüzünden cinnet ve bunalım geçiren bir toplum hâline dönmüştür. Saltanat sürme hırsı ve israf olmasa ülkemizde ne beka sorunu olacak ne kan akacak ne fakirleşme ne intiharlar olacak ne krizler çıkacak ne savaşa milyonlar harcanacaktı ve aynı zamanda ülkemizin yüzlerce genci, kadını, askeri, polisi bugün aramızda olacaktı. Maalesef, bu saray ve saltanatını yaşamak uğruna halkımızı fakirleştiren, vergilerle sömüren, ağzımızdaki ekmeğe bile göz diken bir iktidar ve bir saltanat hırsı ülkemizi bu hâle getirdi.

Fakat bütün bunlar yapılırken, yaşatılırken, bir politika hâline getirilirken kendilerini meşrulaştırmaya dönük söylemin temeli, kutsalları istismar oldu arkadaşlar. Allah, kitap, peygamber, vatan, millet, devlet, bayrak, başörtüsü, kadın, çocuk, aklımıza ne gelirse, değerli olan ne varsa istismarın âlâsını her gün dinlemekten, karşılaşmaktan artık gına geldi.

Bütün bu istismarlara karşı, şu anda da olduğu gibi, hakikate dikkat çekmeye çalışıyorum ve bunu muhalefet olsun veya sadece AKP iktidarının yanlışlarını eleştiren bir yerden söylemek derdiyle de yapmıyorum. Hakikatler anlaşılsın, toplum farkındalıkla görsün her şeyi, yanlışı yanlış bilelim, doğruyu doğru bilelim. Güzel icraatlar yapılmış olsa kesinlikle zaten bunu takdir ederiz, teşvik ederiz.

SALİH CORA (Trabzon) - Hiç takdir ettiniz mi?

HÜDA KAYA (Devamla) - Ama yanlışlara karşı artık 82 milyon -bir avuç saray yandaşı hariç- insanlar çaresizlikten, umutsuzluktan geçinemiyor, ekmek bulamıyor, cinnet içerisinde insanlar. Halkımızın umuda, ekmeğe ve özgürlüğe ihtiyacı var değerli arkadaşlar.

SALİH CORA (Trabzon) - Hangi özgürlükleri istiyorsunuz?

HÜDA KAYA (Devamla) - Bakın, hâlâ çıkıyorsunuz, otobanlarla övünüyorsunuz, betonlaşmayla övünüyorsunuz. Bugün Avrupa'ya gidenler görürler, Avrupa'nın dört bir köşesi otobanlarla dolu, eserlerle dolu, hepsini Hitler yapmış ama hiç kimse ona rahmet okumuyor arkadaşlar. Betonlaşmakla övünülmez. İnsanlarımızın, halkımızın ekmeğe ihtiyacı var, huzura ihtiyacı var, nefes almaya, adalete, barışa ihtiyacı var, geçinmeye ihtiyacı var, yarınından emin olmaya insanlarımızın ihtiyacı var.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Onların hepsi var.

HÜDA KAYA (Devamla) - Ben bunları söylerken size düşmanlık mı yapıyorum? Size herhangi bir şekilde yalan mı söylüyorum, iftira mı atıyorum? Bütün Türkiye'nin, toplumun gidişatı ortada. Bu gerçekleri söylerken neden inciniyorsunuz, neden alınıyorsunuz?

SALİH CORA (Trabzon) - Yalan konuşuyorsun!

HÜDA KAYA (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, "yalan" ithamı ciddi bir ithamdır.

SALİH CORA (Trabzon) - Yalan konuşuyorsun ama.

HÜDA KAYA (Devamla) - Sizin sadece kendi yandaş televizyonlarınızda ve medyanızda gördüğünüz Türkiye yok. Başka bir Türkiye anlatıyorsunuz halka. Böyle bir Türkiye yok.

SALİH CORA (Trabzon) - Senin anlattığın Türkiye de yok.

HÜDA KAYA (Devamla) - Yalan söyleniyor, gerçekler gösterilmiyor. Ağzınızdan çıkan sözlere dikkat edin. Yalan bizim işimiz değil.

EROL KAVUNCU (Çorum) - Allah Allah!

HÜDA KAYA (Devamla) - Biz yandaş medyası değiliz, gerçekleri halkımıza anlatmaya çalışıyoruz. Haddinizi bilin, kelimelerinizi dikkatli kullanın.

SALİH CORA (Trabzon) - Yalanın kuyruklusunu kullanıyorsun.

RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Ya, sen kimsin de bize had bildireceksin?

BAŞKAN - Bir dakika... Sayın Milletvekili, bir dakika...

HÜDA KAYA (Devamla) - Yanlışları... Ben bir vekil olarak sizlere gerçekleri anlatacağım.

RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Sen kim oluyorsun da bize had bildiriyorsun?

BAŞKAN - Sayın Milletvekilim, bir dakika...

RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Senin haddine mi biz had bildirmek?

HÜDA KAYA (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, sizlere bir sureyi hatırlatacağım, dinlemek zorundasınız. Bu çatı altında biz politikanızı eleştiririz, sözümüzü söyleriz, dinlemek ve sözünüzle de cevap vermek zorundasınız; saldıramazsınız, iftira atamazsınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - İftira atarsan iftira atarız.

HÜDA KAYA (Devamla) - Son bir dakika rica ediyorum.

BAŞKAN - Tabii, buyurun.

HÜDA KAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, gerçekten yine bir muhalif vekil olarak konuşmuyorum. Bakın, vicdanlarınıza seslenerek size bir sureyi hatırlatmak istiyorum. Vergiler çıkarıyorsunuz, zamlar yapıyorsunuz, insanları boğuyorsunuz, ağzından ekmeği alıyorsunuz; sadece zenginler hariç, sadece sarayın eşrafı hariç. Yoksulları canından bezdirdiniz. Maun suresini hatırlayın.

(Hatip tarafından Maun suresinin 1'inci ayetikerimesinin okunması)

...diye başlayan sure. Bakın, arkadaşlar "Dini yalanlayanı gördünüz mü? Onlar, yetimi itip kakarlar; yoksulu doyurmaya yanaşmazlar; yazıklar olsun o namaz kılanlara, onlar namazlarından gafildirler. Onlar her çeşit iyiliğe engel olurlar." Bundan ders alalım arkadaşlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)