| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 26.11.2019 |
CHP GRUBU ADINA FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir insanın genetik kodlaması aileden çocuklarına nasıl geçerse bir milletin genetik kodlamaları da o şekilde devam eder. Türk milletinin genetik kodlaması yazılı iki bin yıllık bir tarihe sahiptir. Orta Asya'dan günümüze; Köktürkler, Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'dir. Şimdiki anlamda arşivleme metodu olmadığı tarihlerde Türkler, Orhun Abidesi'ni, kendinden sonra geleceklerin öğrenmesi adına taşlara yazarak günümüze aktarmışlardır. II. Köktürk Kağanlığı döneminin kağan ve kumandanları tarafından diktirilen ve Türk milletinin tarihi, yaşayışı ve inanışı hakkında değerli bilgiler içeren Orhun Yazıtları, Türk dilinin tarihlendirilmesi söz konusu olduğunda, genelde araştırmacılar tarafından en eski yazılı belgeler olarak gösterilir. Şayet o yazıtlar olmasaydı bugün Türk tarihine daha flu bakmak durumunda kalacaktık, belki de birtakım yanlış varsayımlar gerçekmiş gibi kabul edilecekti. İşte, Türk tarihi açısından o taşlar birer arşiv vesikasıdır ve bir milletin varlığına, kimliğine, geleceğine etki edecek derecede önem arz etmektedir. Tarih ve kültür arşivciliğinin önemini bundan daha iyi anlatacak bir durumun olmaması gerekir. Bütün bu nedenlerle, bugün, tarih, kültür, folklor arşivciliğini çağdaş, bilimsel yöntem ve araçları kullanarak en ileri düzeyde kurumsallaştırmak ülkeyi yönetenler için tarihsel bir ödev ve sorumluluktur.
Selçuklular okuma yazma oranının çok az olduğu dönemde sözlü kültüre önem vermişler; bu alanda şairler, ozanlar ve âlimler yetiştirerek kendisinden sonra gelecek nesillere geçmişi anlatma olanağı sağlamışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu da Selçukluların devamıdır. Osmanlı, geçmişinden getirdiği kültürü çağının koşullarına uyarlayarak günümüz anlamında olmasa da daha kuruluşundan itibaren bir arşiv fikri oluşturmuştur. Bu, gerek kayıtların defter şeklinde tanzimiyle ilgili emirlerden gerekse günümüze kadar gelen belgelerin tanzim ediliş tarzından ve titizlikle korunmuş olmalarından anlaşılmaktadır.
Cumhuriyeti kuran irade tarih bilincinin ve tarihî hafızanın önemini bildiği için arşive önem vermiş, bu konuda uzman kişilerden yararlanarak Osmanlı arşivlerini kurumsal kimliğe büründürmüş ve Türk Tarih Kurumunu kurmuştur.
Bugünkü iktidar, her zaman yaptığı gibi, yeteri kadar araştırma yapmadan, uzman kişilerin görüşlerini almadan arşiv binası yaptırmış. Bunu Cumhurbaşkanının şu sözünden de anlıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sarıaslan, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
FARUK SARIASLAN (Devamla) - Eleştirilere cevaben "Eğer böyle bir şey olursa Hilmi Şahap -bahsettiği Hilmi Şahap o zamanın mimarı- indi İlahî'de bunun hesabını sen verirsin. Biz önce Allah'a, sonra sana inandık." demektedir.
Sayın milletvekilleri, Allah'a inanmak tamam da kişilere güvenerek dünyanın en önemli arşivlerinin konulacağı bir binayı nasıl yaptırırsınız? Devleti kişilere göre değil; akla, bilime, araştırmaya göre yönetirseniz başarılı olursunuz. Böyle yönetmezseniz yaptığınız bina aradan altı yıl geçmeden tartışılır hâle gelir.
Size Mustafa Kemal Atatürk'ün arşivlerle ilgili bir sözünü hatırlatarak sözlerime son vermek istiyorum: "Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)