GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:23
Tarih:27.11.2019

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir torba yasa görüşülüyor Genel Kurulda ancak ülkenin ve halkın gerçek gündemi bu değil, öncelikle onu belirtmek istiyorum.

Halkın gündeminde yoksulluk ve hukuksuzluk var. Bugün Sayın Hazine ve Maliye Bakanı "Hedeflerimizin ilerisindeyiz." dedi Plan ve Bütçe Komisyonunda. Ancak ülkede yaşanan intihar vakalarına baktığımızda durum hiç de böyle değil. Fatih'te 4 kardeş intihar etti; Antalya'da 4 kişilik aile, Bakırköy'de 3 kişilik aile. Bunların tümünün bir ortak noktası var; yoksulluk nedeniyle, ekonomik kriz nedeniyle intihar ettiler. Bununla birlikte birkaç gün önce Sayın Fatma Betül Sayan yine "Yoksullukla mücadelede son on beş yılın en başarılı ülkesiyiz." dedi ve bunu dedikten hemen iki gün sonra yine bir yurttaş cebinde 1,5 TL'yle intihar etti. Eşi kendisine "Pazara gidelim." dedi ve kendisi işsizdi, yoksuldu, maalesef ki o da intihar etti. Bitmedi, Kütahya'da bugün yine, altı aylık bir bebeği olan bir yurttaşımız daha intihar etti. Evet, intihar çözüm değil, buradan seslenmek istiyoruz. Ancak arkadaşlar, enerjimizi, bu ülkenin bütçesini, kaynağını artık israf politikalarından, yolsuzluktan kurtararak halka kanalize etmemiz gerektiğini öncelikle belirtmek isterim.

Sayın Cumhurbaşkanı da 2002'de "Benim bacım çocuğuna süt alamadığı için intihar etti mi bu ülkede? Kim sorumlusu?" diye sormuştu. Ve biz de soruyoruz: Bu bahsettiğimiz intihar vakalarının sorumlusu kim? Bu iktidar değil de kim?

Dediğimiz gibi, bu ülkede yoksullukla birlikte hukuksuzluk var ve ikisi de birbiriyle bağlantılı sayın milletvekilleri. Hukuksuzluk, aynı zamanda yoksulluğun doğmasına sebep oluyor. Kürt meselesindeki hukuksuzluğu özellikle belirtmek istiyorum çünkü bu ülkede demokrasiden uzaklaşılmasının temel nedeni de Kürt meselesindeki çözümsüzlüktür. Kürt meselesinde kendi Anayasa'mızı, kendi demokrasimizi ayaklar altına alabiliyoruz; iktidar için söylüyorum bunu. Gerçekten, her seferinde bu ülkenin Anayasası ayaklar altına alınıyor, halkın seçme ve seçilme hakkı gasbediliyor. Bu, sadece Kürt'e vurulan bir darbe değildir arkadaşlar; bu, bu ülkenin demokrasisine vurulan bir darbedir, bu ülkede birlikte yaşama iradesine vurulan bir darbedir. Kürt halkı seçecek ya da herhangi bir seçmen seçecek ve iktidar beğenmediği için -iktidar beğenmediği için- kayyum atayacak. Bu durum hiçbir şekilde kabul edilemez.

Dediğimiz gibi, bu yoksulluğun önüne geçmek mümkün arkadaşlar. Bu yoksulluğun önüne geçmek, Kürt meselesinin çözümünden geçer. Kürt meselesinde çözüm olmadığı sürece bu ülkenin kaynakları tanka, topa, tüfeğe yatırılıyor ve bu ülkenin insanları yoksullukla karşı karşıya kalıyor.

Einstein'ın bu duruma uyan güzel bir sözü vardır. "Delilik nedir?" diye sorar. "Delilik, aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemektir." der. Kürt meselesinde bugün yine gözaltılar, kayyumlar, inkâr politikaları devrede. Arkadaşlar, bunlar yıllarca denendi, bu ülkeye bir şey kazandırmadı, yine kazandırmayacak. HDP bu ülkede umuttur, HDP bu ülkede demokratik siyasetin temsilcilerinden biridir; bunu bu şekilde bileceğiz.

Tarihe de biraz bakmamız gerekiyor. Evet, yıllar önce Türklere inkâr, Kürtlere isyan rolü biçildi uluslararası bazı güçler tarafından ve biz bu rolü tarihte yerine getirirken Kerkük'ü, Musul'u kaybettik ve bugün de bu ülkeyi, bu ülkede yaşayan herkesi bu uluslararası güçler yine kendine bağlamakta. Dolayısıyla çatışmadan nemalanan ulusal ve uluslararası güçler dışında kimseye bir şey kazandırmayan gidişatın durdurulması, savaşa akıtılan kaynakların toplum yararına kanalize edilmesi, işçi, memur maaşlarının artması demektir. HDP'ye saldırılar bu ülkeye hiçbir şey kazandırmaz. Kendi demokrasimizi, demokratik cumhuriyetimizi kurarak, güçlerimizi demokratik birliğe, yapıcı enerjiye dönüştürerek Orta Doğu'da bu şekilde bir güç hâline gelebiliriz; halkımızı bu şekilde refaha, huzura kavuşturabiliriz.

Saygılar.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)