GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:23
Tarih:27.11.2019

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 9'uncu maddesi üzerinde söz aldım.

Maddede şu şekilde, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görevli Emniyet teşkilatı personelinden terörle mücadelede görevi sırasında veya bu görevlerinden dolayı kaybolan veya alıkonulanların ailelerinin mağdur edilmemesi amacıyla, ilgili personel hakkında gaiplik kararı verilinceye kadar geçen süre içerisinde ailelerinin personelin aylıklarını alabilmelerine ve her türlü sosyal hak ve yardımlardan yararlanabilmesine yönelik bir düzenleme yapılmakta.

Tabii, şunu ifade etmek istiyorum ki: Cumhuriyet Halk Partisi olarak terörle mücadeleyi her zaman siyasetüstü bir konu olarak değerlendiriyoruz. Ülkemizin birlik ve bütünlüğü adına terörle mücadele eden tüm Emniyet mensuplarını, Silahlı Kuvvetlerimizi her zaman destekliyoruz. Onların başarıları, sonuç itibarıyla elbette ki bizim de başarımızdır. Bu bağlamda, bu teklifin bu maddesinin çok yeterli olduğunu şahsen düşünmüyorum, daha fazla bir katkıya ihtiyacı var. Çünkü bir Emniyet mensubu, bir polis memuru diyelim ki terörle mücadele esnasında alıkonuldu, evde baba yok, burada sadece maaşını vermek maalesef yeterli değil, çok daha fazla yardımı hak ettiklerine inanıyorum. Bu bağlamda, toplumumuzun huzuru için terörle mücadelede canlarını feda eden Emniyet mensuplarımızın geride kalan aileleri ve çocukları her türlü yardımı hak ediyorlar. Şunu da tespit etmek istiyorum ki: Polislerimiz fedakârca hizmet ediyorlar, mesai mefhumu tanımaksızın hem ruhsal hem bedensel hem de sosyal hayatlarından her türlü fedakârlığı yaparak, fedakârca katkı da vererek toplumun huzurunu sağlamaya çalışıyorlar.

Sonuç olarak polislerimiz, devletimize ve milletimize uzanan koruma ve yardım eli fakat bugün baktığımız zaman, özellikle iktidar tarafından da sıklıkla suistimal edilen bir meslek grubu. Bakınız, pek çok siyasi parti seçim öncesi burada polislerimize, öğretmenlerimize, hemşirelerimize ve din görevlilerimize 3600 ek gösterge sözü verdi. Gönül ister ki bu kanun teklifi içinde keşke bu 3600 ek gösterge olmuş olsaydı da polislerimiz için bu sözümüzü yerine getirmiş olsaydık. Ayrıca, polislerimiz tıpkı Jandarma gibi görev yapıyor, her ikisi de aynı Bakanlığa bağlılar, her ikisi de İçişleri Bakanlığına bağlı; biri belediye sınırları içinde görev yapıyor, diğeri belediye sınırları dışında ama her ikisinin de sahip olduğu özlük hakları birbirinden farklı. Bu bağlamda da polislerimizin Jandarmanın sahip olduğu özlük haklarına sahip olmasını temenni ediyorum.

Biraz önce, oturumdan önce, şehir hastaneleriyle ilgili bir konuşmamız olmuştu. Ben konuşmamın diğer kısmını bununla tamamlamak istiyorum. AK PARTİ'li hatibin söylediği birtakım rakamları, tutanaklara geçmesi açısından düzeltmek istiyorum. Elimde Sağlık Bakanının Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumunu görüyorsunuz. Burada, AK PARTİ'nin sayın hatibi dedi ki: "Şehir hastaneleriyle birlikte biz 50 bin civarında bir yatak kazandırdık." Burada, maalesef, Sayın Sağlık Bakanı sayın hatibi yalanlıyor. Sağlık Bakanı diyor ki: "10 tane şehir hastanesiyle 13.423 tane yatak kazandırdık." 50 bin tane yatak kazanılmış değil. (CHP sıralarından alkışlar)

Şunu ifade etmek istiyorum: Bakınız, 10 tane şehir hastanesine ödeyeceğimiz kira ve hizmet bedeli bu yılki Sağlık Bakanlığı bütçesinin yaklaşık yüzde 20'si civarında, tam rakam veriyorum: 10 hastane, yüzde 17,66'sı. Eğer Bakanın bahsettiği gibi 9 hastane daha seneye hizmete girerse bu olacak bütçenin yüzde 35-40'ı. Yani Sağlık Bakanlığı bütçesinin bu şehir hastanelerini kaldırması mümkün değil, o nedenle bir an önce devletleştirilmesi gereğini tekrar söylüyorum. Bakınız, rakamlar söylüyor bunu; 58 milyar lira Bakanlığın bütçesi, 10,4 milyar lira da hizmet ve kira bedelleri var.

Ben şunu ifade etmek istiyorum: Benim kendi ilimdeki Balıkesir -ben de uzun süre görev yaptım- Devlet Hastanesi 650 yataklı A sınıfı bir hastaneydi. İlde şehir hastanesinin açılmasıyla birlikte bu A sınıf hastane, B sınıfı hastaneye düşürüldü, 650 yataktan 260 yatağa indirildi. Pek çok özellikli birimleri, gastroenteroloji, nefroloji, üçüncü basamak yoğun bakım hepsi kapatıldı, yoğun bakım cihazlarının bir kısmı bodruma indirildi; sadece şehir hastanesini kalkındırmak adına.

Buradan şunu söylemek istiyorum: Tüm şehirde, Balıkesir'de yatak sayısı azaldığı için, 260 yatak tekrar 400-430 yatağa çıkarılmak zorunda kalındı ama personel düzeni...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Bir dakikanızı rica edeceğim, çok önemli.

BAŞKAN - Sadece selamlama konuşması için açarım. Bir dakika söz veremem, kimseye vermedim.

Buyurun.

FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Efendim, aramızda elbette iktidar partisinden Balıkesir milletvekili olan arkadaşlarımız da var. Şunu söylemek istiyorum: Şu anda, Balıkesir Devlet Hastanesi fiilen 430 civarında yatakla hizmet vermektedir ama personel 260 yataklı hastaneye göredir, personel eksiği vardır. Bunu bir buçuk yıldır Bakanlığa söylemiş olmama rağmen, hâlen düzelmemiştir ve Balıkesir Devlet Hastanesinin hizmetine Balıkesir halkının şiddetle ihtiyacı vardır.

Şunu da duyuyoruz ki arazisi değerli bir yerdedir. TOKİ'nin oraya AVM yapma gereği...

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

FİKRET ŞAHİN (Devamla) - Evet, peki, bir dahaki sefere şey yapayım.

Efendim, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)