GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde şehit düşen Piyade Uzman Onbaşı Harun Çınar ile Pençe-3 Harekâtı'nda şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Alpaslan Kurt'a Allah'tan rahmet dilediğine, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle engelli vatandaşların engellerini kaldırmaya yönelik mücadelelerine devam ettiklerine, TANAP projesine, Türkiye'nin Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'yla uluslararası alanda gücünü artırdığına, termik santrallere filtre takılmasını erteleyen teklif maddesinin Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesinin kuvvetler ayrılığının göstergesi olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:03.12.2019

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclise hayırlı, başarılı bir çalışma haftası temennisiyle sözlerime başlıyorum.

Her şeyden önce, ülkemizin istiklali ve istikbali için görev yaparken kahraman Mehmetçiklerimizden Uzman Çavuş Harun Çınar Barış Pınarı Operasyonu'nda, Piyade Er Alparslan Kurt da Pençe-3 Operasyonu'nda maalesef, şehit düşmüşlerdir; mekânları cennet olsun, Rabb'im cemaliyle müşerreflendirsin ve aziz milletimize yine Allah sabırlar versin.

Tabii, yine, bu hafta 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Her şeyden önce, burası Parlamento olduğu için, öncelikle yaptığımız yasama faaliyetleri ve imzalanan ve onaylanan uluslararası sözleşmelerden bahsetme gereğini görüyorum. Yaklaşık 1.500 maddeyi bulan uluslararası sözleşmeler ve kanunlarla beraber, son on yedi yıllık süre zarfında engellilerin standartlarını geliştirmek ve önündeki engelleri kaldırmak suretiyle pek çok yasal düzenleme yaptık. Bunların ilki 2007 yılında engellilere dair uluslararası sözleşmeyi imzalamamız ve bu Meclis çatısı altında onaylanmasının kabul edilmesidir. Yine, 2007 yılında engellilerin âdeta çerçeve anayasası niteliğinde bulunan, merkezî hükûmete, özel sektöre ve yerel yönetimlere sorumluluk yükleyen engellilerin önündeki engellerin kaldırılmasına dair çerçeve yasa kabul edilmiştir. 50 maddeden ibaret olan bu yasa sayesinde, hamdolsun, bugün engellilerimiz çok daha güler yüzle hayata bağlanma imkânlarına kavuşmuşlardır. Tabii, bu düzenlemeler yetmez, aynı zamanda idari pratiklerle bunların hayata geçirilmesi önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - 2002 yılına kadar atanan engelli memur sayısı 5.770 iken, bu rakam son on yedi yıllık süre zarfında 10 kat artarak 55 bin sayısına ulaşmıştır. Bu, takdir görmesi gereken hadiselerdendir. Tabii, yapılan bu yasal düzenlemeler, idari pratikler, aynı zamanda engelsiz vatandaşlarımızın dahi hayata bağlanmalarına, mücadelelerine ilham kaynağı olan spordan sanata, siyasetten iş dünyasına kadar tüm zorluklara rağmen engelli kardeşlerimizin ortaya koydukları mücadele takdire şayandır. Her zaman yanlarındayız ve sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü değil, her gün engelli vatandaşlarımızın engellerini kaldırmak için mücadeleye devam ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Tabii, geçen haftanın en önemli konularından birisi TANAP yani Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla bundan tam yedi yıl evvel Azerbaycan doğal gazının uluslararası pazarlara nakliyle ilgili yapılan ve açılışı tamamlanan TANAP projesidir. TANAP projesi, Türkiye'mizin güvenliğiyle ilgili, stratejik çıkarlarıyla ilgili âdeta yumuşak güç niteliğinde bir düzenlemedir ve sadece TANAP değil, Nabucco, Bakü-Tiflis-Ceyhan, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hatlarıyla beraber TANAP sayesinde Orta Doğu, İran, Kafkas ve Rus petrollerinin Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara nakli suretiyle hem dünya enerji kaynaklarından payımızı alıyoruz hem de ülkemizin yumuşak gücünü artırarak uluslararası toplum nezdinde ülkemizi çok daha pozitif bir noktada yarınlara taşıyoruz.

Tabii, yine, Libya'yla imzalanmış olan ve 2010'dan beri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde büyük bir mücadeleyle başarıya taşınan Türkiye-Libya arasındaki münhasır ticari bölge anlaşması var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu -sadece iki ülkenin menfaatine değil- Akdeniz'i âdeta bir barış gölü hâline getirecek ve ülkemizin stratejik olarak enerji kaynaklarına ulaşması, sınırlarının genişlemesi ve Akdeniz'in savaşın, kanın ve gözyaşının değil, barışın, huzurun ve serbest ticaretin egemen olduğu bir coğrafya olarak hayata geçmesini sağlayacak. Elbette ülkemizin imzalamış olduğu bu sözleşmeyi en kısa zamanda Meclis gündemine getirerek oradan da Birleşmiş Milletlerde işleme alınmasını da sağlayacağız. Bu tarihî mutabakatla birlikte Türkiye, enerji kaynaklarını paylaşma amaçlı kurulan ittifaklara karşı uluslararası alanda, sahada gücünü artırmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Âdeta Sevr niteliğinde olan Sevilla haritasıyla Türkiye'yi Akdeniz'deki 41 bin kilometrekarelik bir deniz alanına hapsetme oyunu bloke olmuştur. Aynı zamanda, bu hat üzerinde yaklaşık 3 trilyon doları bulan doğal gaz ve petrol imkânlarından da pay sahibi olmasını sağlamıştır. Bu noktada, bunu söylemek kolay ama yapmak çok zor; tam on yıllık süre zarfında bir taraftan Libya ayağında, bir taraftan da Türkiye'nin stratejik uluslararası alandaki nüfuzunu artırmak suretiyle Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya konulmuş bir başarıdır. Onun için, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve bu noktada emeği geçen tüm paydaşlara yürekten teşekkür ediyorum.

Tabii, konuşulacak çok mesele var. Geçen hafta, bu veto meselesiyle ilgili... Bakın, burası Parlamento. Uzun zamandan beri ne diyorduk?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Yahu, kuvvetler ayrılığı... [CHP, HDP ve İYİ PARTİ sıralarından gülüşmeler, alkışlar(!)]

BAŞKAN - Sessiz olalım arkadaşlar.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bir taraftan Parlamentonun gücü, kudreti, diğer taraftan da Sayın Cumhurbaşkanımızın yetkisi. Elbette kullanacak. Bundan sonra çok daha fazla kullanacak.

Yahu, bir hadise vardır: Kaleye geçersiniz, bir kaleci olur. "Yahu, bir tarafı boş bırakın da oradan gol atalım." Yani demek istiyorlar ki "Kuvvetler ayrılığı yok." Cumhurbaşkanımız veto edince farklı söylemler...

Bakın, biz bu ülkede milletimize ve memleketimize hizmet ediyoruz. Bir taraftan çalışma hayatını düşünmek zorundayız, bunu yapacağız. Soruyorum: Yedi yıl önce böyle bir yasal düzenleme var mıydı ki süresi uzatılsın? Yoktu, yedi yıl önce böyle bir süre yoktu. Yedi yıl önce bu yasal düzenlemeyi yapmamış olsaydık yasanın uzatılacak herhangi bir süresi olmayacaktı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Biz diyoruz ki evet, bir taraftan orada yaklaşık 10-15 bin civarındaki işçinin ve yan çalışma alanlarıyla beraber bu katma değerden pay alan vatandaşlarımızın elbette imkânını düşünmek zorundayız. Ama diğer taraftan, bizim azmimiz, bütün mücadelemiz Türkiye'de yeşil, temiz bir hava olsun diye verdiğimiz mücadeledir. Süresi uzatılan yasal düzenlemeyi de biz yaptık. Buna rağmen, takılmayan bu filtrelerle ilgili, son süreyi de belirli bir takvime bağlamak suretiyle yine bunun yasal düzenlemelerini yapan biziz. Ha, ne yapacağız? Sayın Cumhurbaşkanımız veto etmiştir. Biz, her şeyden önce, Parlamentoyu farklı görüşlerin temsil edildiği bir merci, bir makam olarak görüyoruz. Burada bazı milletvekillerimiz elbette farklı düşünüyor olabilir. Netice itibarıyla, hani biz söyledik ya... Montesquieu, bu kuvvetler ayrılığını planlarken yürütmenin tek kişiden, Parlamentonun da çok kişiden oluşacağını ifade etmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özkan, tamamlayın.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Neden? Çünkü Parlamento farklı fikirlerin müzakere edildiği... son tahlilde ortaya çıkan tabloda yasaların nasıl yapılacağını ifade etmiş. Milletvekillerimizden itiraz edenler olmuş olabilir mi? Evet, oldu. Hatta bazı milletvekillerimizden Parlamentoda bununla ilgili önerge verenler oldu "Bu yasa geçmesin." diye.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Nerede o vekiller be?

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Hangi Meclise verdiler?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ancak bu Parlamentoda biz yasanın ülkemiz çıkarlarına uygun olduğunu düşünüyorduk ve yasayı yaptık ama denge denetim gereği, Sayın Cumhurbaşkanımızın veto etmesi de Parlamentonun çalışması açısından önemlidir.

Bakınız, daha geçen hafta bir milletvekili -sataşma olmasın diye kimden sâdır olduğunu söylemeyeyim, herhâlde hemen bilirsiniz- diyor ki: "Türkiye'de anayasal sistem yok, Anayasa yok." Niye? Bugün Meclisteki bütün siyasi partilerin, bütün parti gruplarının varlığı Anayasa'dan yetki alarak vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özkan, tamamlayalım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - "Anayasa yok." diyen her şeyden önce Parlamentoda oturduğu koltuğa ihanet ediyor demektir.

Dün ne dedik: Kuvvetler ayrılığı var. Sayın Grup Başkan Vekili ifade etti, Anayasa Mahkemesi iptal kararı verdi. Diyorlardı ki: "Efendim, Anayasa çalışmıyor, Anayasa Mahkemesi Parlamentonun kararlarını iptal etmiyor." Bakınız, iptal etti. "Kuvvetler ayrılığı yok." diyordunuz; bakın, Cumhurbaşkanımız yasayı veto etti. Yapmanız gereken tek bir şey vardır -biraz önceki alkışınızı da Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığınıza inanıyorum- Cumhurbaşkanımızı alkışlamanızdır. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı da, kuvvetler ayrılığı prensibine uygun çalışan Anayasa Mahkemesinin kararını da alkışlamalısınız. Hoş sizden böyle bir beklentimiz yok, ne kadar doğru icraat olursa olsun "Alkışlamayacağız." diye bu Mecliste ifade ettiniz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Termik santraller kapatılsın!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Biz de diyoruz ki: Milletimiz adına en güzel yasaları yapmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu vesileyle, hayırlı, başarılı bir çalışma haftası diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)