GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:25
Tarih:03.12.2019

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 144 sıra sayılı Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu ve Genel Kurulun sevgili emekçilerini saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, demokrasilerde olmazsa olmaz, önemli "üçlü sacayağı" dediğimiz yasama, yürütme ve yargının olabildiğince birbirinden ayrı ama birbirini olabildiğince denetleyen bir şekilde kurumsallaşmasıdır. Türkiye'de yargı, yürütme, yasama ilişkileri her zaman sorunluydu ama özellikle, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında ilan edilen OHAL rejimi ve OHAL koşullarında yapılan 16 Nisan referandumuyla Türkiye bir bütün olarak gerçekten bir rejim değişikliğine uğradı değerli arkadaşlar. O referandum olağanüstü hâl koşullarında yapılırken halka yanıltıcı bir şekilde şu söylendi: "Yasamayı güçlendiriyoruz, yürütmeyi güçlendiriyoruz, yargıyı güçlendiriyoruz." denildi ama bunun bir safsata olduğu şu anda karşılaştığımız sonuçlarla açık bir şekilde ortadadır. Şu anda tam bir güçler birliği var ve tüm yetkiler tek adamda toplanmış durumda. Hazırlanan yasa teklifleri de bu tek adamlıktan nasibini alıyor, katılımcılık ve ilgili kurumların görüşlerinin alınması tamamen devre dışı bırakılıyor.

Değerli arkadaşlar, bugün geldiğimiz koşullarda özellikle kolluk ve yargı, yürütmenin elinde bir sopaya dönüştürülmüş durumdadır. Özellikle, AKP-MHP ittifakı kendi muhalifleri olan diğer partileri dizayn etmek, baskı altına almak, onları toplumla buluşturmamak adına gerçekten yargıyı ve kolluğu bir sopa olarak kullanıyor.

Değerli arkadaşlar, bunun en son örneğini Gaziantep'te yaşadık. 14 Kasımda Gaziantep'te partimize yönelik bir siyasi linç darbesi yaşadı. "Darbe" diyorum çünkü bakın, partimizin tüm çalışmaları peşinen suç kapsamında değerlendiriliyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımıza sorulan birkaç soruyu sizinle paylaşmak istiyorum. "Neden toplantı yaptınız? Mart ayında niye bu kadar toplantı yaptınız?" Mart ayı yerel seçimler ayıydı değerli arkadaşlar, biliyorsunuz. Bir partinin toplantı yapmasından daha doğal ne olabilir? İl başkanına "İlçe binasına girdiğiniz söyleniyor, ne diyorsunuz bu konuda?" 2 arkadaş telefonla kendi aralarında konuşuyorlar "Neredesin?" "İldeyim." "İl neresidir?" deniyor değerli arkadaşlar. "Basın açıklamasına kimin talimatıyla gittiniz?" Bir parti üyemize -yerel seçimlerde biz açık bir şekilde Antep'te Sayın Celal Doğan'ı desteklediğimizi ifade etmiştik zaten- partilimize "Siz, Celal Doğan'ın seçim bürosuna kimin talimatıyla gittiniz ve ne konuştunuz? Hangi basın açıklamasını kimin talimatıyla yaptınız? Efendim, DTK üyesi misiniz ya da DTK delegesi misiniz?" diye soruluyor. Demokratik Toplum Kongresinin bugün nasıl çalıştığını ve Türkiye'de barışı sağlamak için nasıl efor sarf ettiğini herkes biliyor.

Şimdi, dolayısıyla değerli arkadaşlar, bu suçlamalarla 54 kişiden 35'i tutuklandı. Bakın, mahkeme safahatı tam bir işkenceydi. Arkadaşlarımızın kolluk ifadesinden sonra savcılık ifadeleri alınmadı. Ama arkadaşlarımız saat on birde adliyeye götürüldü, saat dokuza kadar tek bir işlem yapılmadı. Saat dokuzda mahkemeye çıkarıldılar; aynı suçlamalarla, aynı sözlerle, aynı cevaplarla "tutuklanmasına" denildi. İlk başta 10 arkadaşımız serbest bırakılmıştı, daha sonra savcı itiraz etti, o 10 arkadaşımızı da aynı gerekçelerle tutukladılar. Şimdi, peki, zamanlaması niye manidar değerli arkadaşlar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Biz Gaziantep'te kongre hazırlığı yapıyorduk. Siz yönetimlerinizi nasıl seçiyorsunuz bilemem ama biz Halkların Demokratik Partisi olarak mahalle toplantıları yaparız, ilçelerde toplantılar yaparız, öneriler alırız, insanlar "Ben şunu yönetimde görmek istiyorum." der, komisyon kurarız. "Niye komisyon kurdunuz?" deniyor; arkadaşlarımıza, bize, partililerimize "Niye komisyon kurdunuz?" deniyor. Biz, bu komisyonlarda gelen önerileri değerlendiririz ve il yönetim listesini hazırlarız. Biz tüm direktifleri, genelgeleri genel merkezimizden alırız. Sizlerin kimden aldığını bilemem ama biz sizin gibi talimatla çalışan bir parti değiliz. Bizim tek yönlendiricimiz genel merkezimizin genelgeleridir. Dolayısıyla kolluğu, yargıyı bir araç olarak Halkların Demokratik Partisine, muhaliflere kullanmaktan vazgeçin. Bununla sonuç alamayacaksınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Biz, ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun direnmeye ve sizin zulmünüze karşı durmaya devam edeceğiz; ta ki bu ülkede eşit, adil, özgür bir yaşamı kurgulayana kadar, kurana kadar. Bundan asla geri durmayacağız. Sizler yıkılacaksınız. HDP'yi tüketmek kimsenin yapabileceği bir şey de değil, hele hele AKP'nin haddi de değil.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)