GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle 30 Haziran 2012'de İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nı hayata geçirdiklerine fakat yasal düzenlemelerin evrakta olmasının ayrı idari uygulamalarla vatandaşlarımızın gündelik hayatına olumlu katkılar sunmasının ayrı bir durum olduğuna, Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin ortak çalışmasıyla iş güvenliği konusunda yeni tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğine, İstanbul Şehir Üniversitesiyle ilgili durumun Danıştay kararı olduğuna, AK PARTİ Sözcüsü Ömer Çelik'in İstanbul Şehir Üniversitesine yönelik açıklamasının sorulan sorular üzerine yapıldığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:04.12.2019

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Tabii, her şeyden önce, 4 Aralıkta, milletimizin hatıralarında bir taraftan madencilerimizin bugününü anarken, diğer taraftan da bugünü, türkülerimize, sızılı, acılı hikâyelere konu olan madencilerimizin günü olarak kutluyoruz. Yerin metrelerce, yüzlerce, binlerce metre altında, evine aşını, ekmeğini götürmek için alın terleriyle çalışan işçilerimiz, maalesef, tarihte yaşanan acı hikâyelerle, iş kazalarıyla hafızalarımızda çok acıklı bir yer işgal ediyorlar. Tabii, bu noktada yaptıkları görevleri -cephedeki Mehmetçik'imiz gibi- yerin yüzlerce, binlerce metre altındaki gayretleri, çalışmaları da yerin yüzlerce, binlerce metre yukarısındaki al bayrağımızı göklerde çok daha yukarılarda dalgalandıran bir başarıya dönüşüyor. Bu noktada, bizlerin, her gün evinden çıkıp evine aş, ekmek götürmek için çalışan emekçilerimizin, işçilerimizin, özellikle madencilerimizin -aileleri, eşleri, anneleri, babaları- huzur içerisinde akşam eve gelebilecekleri bir iş güvenliği sistemini hayata geçirmemiz lazım. Onun için bugün Parlamentoda hepimize büyük görevler düşüyor. Bu bağlamda, 13 Nisan 2014'ten tam yirmi ay evvel 30 Haziran 2012'de İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nı hayata geçirdik. Tabii, yasal düzenlemelerin kâğıtta olması, evrakta olması ayrı bir şey, bunların ete kemiğe bürünüp idari uygulamalarla vatandaşlarımızın gündelik hayatına olumlu katkılar sunması ayrı bir durum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Türkiye'de bu yasal düzenlemeler elbette olumlu, güzel çalışmalardır ve Parlamentomuzun başarısıdır ancak bu yasal düzenlemelerin, işte, Soma'daki faciada ortaya çıktığı gibi idari anlamda uygulama sorunlarından kaynaklı sebeplerle vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olduğu da açıktır. Bu bağlamda 30 Haziran 2012'de yapılan yasal düzenleme İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bir taraftan uygulanırken diğer taraftan da özellikle maden sektöründe yani en riskli alan olan madencilik faaliyetinde farklı iş güvenliği tedbirlerinin alınmasıyla ilgili yasal düzenlemeleri de Mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerin ortaklaşa çalışmasıyla hayata geçirmek durumundayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Tabii, biraz önce Sayın Akçay da ifade etti, yargıyla ilgili, vatandaşlarımız gerek cezai müeyyidelerle ilgili gerek de tazminat haklarını ararken Türk milleti adına karar veren yargımız da bir taraftan vicdanlarda karşılık bulacak kararları verirken diğer taraftan da yasaların tam anlamıyla uygulanmasını sağlamak durumundadır. Bu anlamda, yasal düzenlemelerden ziyade idari pratiklerin çok önemli olduğu kanaatindeyiz.

Sayın Grup Başkan Vekili ifade ettiği için açıklama zaruretinde hissediyorum. Özellikle geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın kullanmış olduğu veto yetkisiyle ilgili, Parti Sözcümüz olan Ömer Çelik'in açıklaması sorulan soru üzerine olmuştur. Daha evvel Sayın Cumhurbaşkanlığımızın makamından yapılan açıklamayla ilgili gazetecilerin soruları üzerine yapılan açıklamadır, bir açıklama mahiyetindedir, bunu ifade etmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edelim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - İkincisi de, Şehir Üniversitesiyle ilgili durum, bilindiği üzere ta 2017'de başlayan yargısal sürecin yani Danıştayla başlayan dava sürecinin neticesinde bugünlere gelmiştir. Yani Danıştayın bir kararı vardır ve bu karara da herhangi bir kişinin siyasi parti kurma aşamasından çok önce, yıllar evvel başlayan yargısal sürecin neticesinde gelinmiştir. Bu noktada da biz hukukun, şeriatın kestiği parmak neyse ona tabi olmak zorundayız. Anayasal sistemimizin, hukuk düzenimizin gereğinin yerine getirildiği kanaatindeyiz. Bu konudaki takdir de kamuoyunundur.

Bu vesileyle, inşallah bugün 144 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlayacağız ve bütün siyasi parti gruplarıyla beraber barış içerisinde, uzlaşarak önümüzdeki yasal düzenlemeleri hayata geçireceğimize inanıyor, yeniden Genel Kurula saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.