GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2011-2014 ve 2015-2016 Yılları Denetimine İlişkin Raporlarının Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2011-2016, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün 2011-2016, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun 2015-2016, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 2011-2016 ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016 Yıllarına Ait Bölümleri ile Raporların Bu Bölümlerine Yapılan İtirazlar ve Komisyonun Görüşü (3/21, 22, 23, 24, 25, 26, 27) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:04.12.2019

MHP GRUBU ADINA CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Ordu ilinde hakikaten yürekleri yakan bir cenaze töreni yapıldı. Dün akşam cezaevinden firar eden psikopat bir katil, Ceren Özdemir isimli kızımızı katletti. Ordu'da son beş günde 5 tane cinayet, 2 tane intihar vakası gerçekleşti. Türkiye'nin birçok yerinde bu tip cinayetler, şiddet olayları her geçen gün artmaya başladı. Bu durum, kendi ailemizden başlamak üzere, toplumun bütün kesimlerini rahatsız ediyor artık. Büyük bir huzursuzluk, büyük bir tedirginlik baş gösterdi. Evladımızı evden sokağa çıkarmaktan imtina eder hâle geldik. Bu toplumsal şiddetin bir an önce tedavi edilmesi gerekir.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, muhterem liderim Sayın Devlet Bahçeli 8 Ocak 2019 tarihinde "Ruh sağlığı kanunu çıkarılmalıdır." dediğinde birileri bunu sosyal medyada alaya aldı, ciddi görmediler ama bugün geldiğimiz nokta gösteriyor ki hiç tanımadığı Ceren Özdemir'i, hayatının hiçbir devresinde görmediği bir Ceren Özdemir'i, Ordulu olmadığı hâlde, Amasyalı bir katil gecenin bir yarısında acımasızca bıçaklayarak öldürüyorsa bu, toplumdaki ruh sağlığının ne noktaya geldiğinin en acı göstergesidir. Dolayısıyla, bu şiddet eylemleri, bu şiddet davranışları topyekûn gözden geçirilmelidir. Bu yapılırken şu hatadan da bir an evvel dönmeliyiz: "Efendim, kadına şiddet, kadına şiddet..." Ordu'da yine dört gün önce şiddetin boyutu bu sefer bir kadın üzerinden gerçekleşti. Bir hanımefendi, kocasını uykudayken bıçakladı; yetmedi, baltayla keserek öldürdü. Demek ki şiddet cinsiyet tanımıyor. Şiddetin cinsiyeti olmaz. Şiddet topyekûn bir hastalık hâline geldi; bunun için, sayın liderimin dediği gibi, acilen bir ruh sağlığı yasası çıkarmak zorundayız. Toplum her geçen gün kontrol edilemez bir noktaya gidiyor. İnşallah bu konuda Meclisimiz üzerine düşeni yapar diyorum. Ceren kardeşime, Ceren kızıma Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Ayrıca, bir konuya değinmek istiyorum: İzmir'de bir şerefsiz, bir alçak, bir evin kapısına "Defol Alevi!" yazıyor. Güvenç Abdal dergâhından, Gümüşhane'nin Kürtün ilçesinin Taşlıca köyünden yerleşik bir düzenle Karadeniz'e yayılmış Çepnilerin olduğu bir vilayetin milletvekili olarak, "Türk'üz biz, türkü söyleriz." diyen Âşık Veysel'in ve onun gibi Türklük ve Türklüğe inanç noktasında yüksek sadakat gösteren Alevilerin böylesine hakarete ve tehdide maruz kalmasını şiddetle protesto ediyorum, lanetliyorum! Bunu ilk gün attığım "tweet"te de söyledim, en ağır şekilde hakaret ettim. Çünkü cami de bizim, cemevi de bizim. Liderimiz Devlet Bahçeli de aynen böyle söyledi; bütün ülkücüler de, biz de buna samimi duygularla inanıyoruz: Cami de bizim, cemevi de bizim; semah da bizim, cem de bizim. (MHP sıralarından alkışlar)

Dolayısıyla, asla ve kata Alevi kardeşlerimizin dışlanmasına, ötekileştirilmesine müsaade etmemeliyiz. Hangi partiden olursak olalım, Hacı Bektaş-ı Veli'nin "Bir olalım, iri olalım, diri olalım." dediği gibi Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi bozmasın diyor, hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)