GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2011-2014 ve 2015-2016 Yılları Denetimine İlişkin Raporlarının Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2011-2016, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün 2011-2016, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun 2015-2016, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 2011-2016 ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016 Yıllarına Ait Bölümleri ile Raporların Bu Bölümlerine Yapılan İtirazlar ve Komisyonun Görüşü (3/21, 22, 23, 24, 25, 26, 27) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:04.12.2019

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkanım, kıymetli arkadaşlarım; Sayın Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel'e teşekkür ediyorum, söz hakkını bana verdi. Bu eksik kalan bir hadisenin tamamlanması için, bir yol açımı için teşekkür ettiğimi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Bir teşekkürüm de Sayıştaya. Gerçekten uğraşıyorlar ve gerçekten iyi raporlar hazırlıyorlar fakat hazırlanan raporlar, son dönemde, bir grup tarafından eleniyor, o elenenleri ancak biz okuyabiliyoruz; okuduklarımızı da buradan aktarıyoruz, arkadaşlar bağırıyorlar.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Elekçiler de burada mı?

ATİLA SERTEL (Devamla) - Yani, burada bizim arkadaşlarımızın, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan arkadaşlarımızın verdikleri rakamlar ve iddialar tamamen doğru ve bu, Sayıştay raporlarından alınan donelerle ortaya konuluyor, hiç kimse kendi niyetini ya da kendi rakamını söylemiyor. Sayıştayın müfettişlerinin hazırladığı rakamları okudukları için, anladıkları için, geliyorlar burada anladıklarını aktarıyorlar. Ama okumayanlar, ama anlamak istemeyenler bu işi yine anlamıyor ve biz bir türlü anlatamıyoruz. Zaten "Sen ne anlatırsan anlat senin anlattıkların karşıdakinin anladığı kadardır." derler.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sizin için de geçerli aynı şey. Sizin anladığınızı nereden bileceğiz?

BAŞKAN - Sayın Özel, rica ediyorum...

ATİLA SERTEL (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan "Milletvekillerinin yazılı sorularına on beş gün içinde yanıt veriyor KİT'ler." dedi. Bunu TRT adına kabul etmek mümkün değil. Bizim sorduğumuz soruların hiçbirine TRT yanıt vermiyor. Burada yüce Meclise şikâyet ediyorum: Biz TRT'yi denetlemiyoruz arkadaşlar. Bedri Bey de, herkes de burada, yukarıda Allah var, aşağıda da kullar var, milletvekilleri var, TRT de var. (AK PARTİ sıralarından "Allah her yerde var." sesleri)

KİT'lerin kalkınmasını, AK PARTİ dönemindeki durumunu, geçmiş hükûmetler dönemindeki durumunu herkes biliyor. Yani KİT'ler nasıl peşkeş çekiliyor, ne oluyor, bunu herkes değerlendirecek.

Ama ben, TRT'de kaldığım yerden devam edeyim arkadaşlar. TRT öyle bir kurum ki hak eden insanları, yani bizi bırakın, hadi muhalefeti bırakın... Ben soruyorum AK PARTİ Grubuna: Kaç milletvekilini konuk olarak aldı da TRT -kendi arkadaşlarımızın görüşlerini bir yana bıraktı- AK PARTİ iktidarının gidişatıyla ilgili kaç milletvekiliyle röportaj yaptı? Soruyorum. Bakın, ama TRT bir aklıevveli çıkarıyor. Bu aklıevvel Doçent Doktor Teyfur Erdoğdu. Onu RTÜK'e şikâyet ettim. Adam TRT 1'de diyor ki: "Ben, çok fazla, rüyamda Peygamber'i, Allah'ı ve Kâbe'yi görüyorum. Bir gün odaya girdim, Kâbe örtüsü var." Ya, hakikaten nereden buluyor TRT bu manyakları ya? (CHP sıralarından alkışlar) Nereden buluyor, ben soruyorum. Yani inanılmaz bir şey.

Bakın, arkadaşlar, TRT aynı zamanda çok yanlış bir uygulamayı da yaptı. Hani diyor ya AKP iktidarı "Biz FETÖ'ye karşı mücadele ediyoruz, FETÖ'ye karşı şöyle yaptık, FETÖ'ye karşı böyle yaptık." Hakikaten yıpratmak için söylemiyorum, Nevzat Bey iyi dinlesin beni, şarkıdan, türküden bahsetti, ona bir şarkı söyleyeceğim şimdi, görecek. Gülen'in güftelediği, o terör örgütünün FETÖ'nün başı olan Gülen'in güftelediği şarkı TRT ekranlarında çaldı. Ne zaman çaldı biliyor musunuz arkadaşlar? 24 Haziran seçimlerine iki gün kala, 22 Haziran günü, güftelediği şarkı çaldı. Şarkının adı "Bulanlar Hakk'ı Buldu" diye yazdı, altına da "Güfte: Fetullah Gülen" yazdı. Bundan haberiniz var mı?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Var.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Var tabii.

ATİLA SERTEL (Devamla) - Niye TRT'yle ilgili soruşturma açılmadı? Herhangi bir televizyonda Fetullah Gülen'in ismi yazılmış olsaydı, Halk TV'de, TELE 1'de, KRT'de, CNN Türk'te, Kanal D'de, nerede olursa olsun o televizyonu mutlaka mahkûm ederdiniz, kapatma cihetine giderdiniz. Yalan mı? İnsan utanır yani ben bunları söylerken gerçekten utanıyorum.

Bakın, arkadaşlar, TRT aynı zamanda sansürcü. Birçok şarkıyı, birçok şarkıcıyı sansür etti yani 12 Eylül dönemini arattı. 142 Türkçe, 66 Kürtçe şarkıyı yasakladı TRT. Mesela Sıla'nın bir şarkısını yasakladı, "Müstehcen" diye bir şarkısını yasakladı. Adı "Müstehcen" diye yasakladı, içinde ne yazdığı önemli değil. Sıla'nın "Yan Benimle" şarkısını yasakladı. Bütün dünya dinliyor, konserleri doluyor, bizim TRT bunu yasaklıyor. Hadi "Yan Benimle" "Müstehcen" oldu, yasakladınız, peki Selim Bölükbaşı'nın "Dere Akayi Dere"sini TRT niye yasakladı? Sansürcü TRT, yasakçı TRT. Yani Nevzat Bey, bunları bil.

Şimdi, memleketin birinde milletvekilleri bir heyet olarak bir gölün kenarına gidiyorlar bir kurumdan çağrılı olarak. Göl kenarında beraber sohbet ederken flamingolar geziyor orada, -böyle uzun bacaklı, beyaz gagalı filan- "Yahu, bunlar ne?" diyor milletvekili. Diyorlar ki: "O flamingo." "Peki, bunu kim besliyor?" diyor. "Ya bu flamingolar kendi doğal ortamı içerisinde yaşıyorlar." diyor. "Peki, bunlar yeniyor mu?" diyor. "Yok, onlar yenmez." diyor. "E o zaman niye besliyorlar?" diyor. Şimdi, bu hikâye aynen doğru ama bir başka ülkede, burada değil. Sözüm meclisten dışarı, kimse yanlış anlamasın. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bütün bunları bilmeyen, okumayan insanların gelip burada ahkâm kesmesini anlamak mümkün değil.

Bakın, ben gazeteciyim ve gazeteci olarak da çok açık ve net sordum ve soruyorum: İzmir'de TRT'nin 10 adet silahı kayboldu arkadaşlar, güvenliğin kullandığı 10 adet silah kayboldu. Bu silahların konusu bana geldi, araştırdım, doğrulattım; hakikaten kayıp. Gündeme getirdim, basın açıklaması yaptım, TRT'dekiler hiç yalanlamadılar "Evet, silahlar kayıp." dediler. "Peki, ne olacak?" dedim, TRT Genel Müdürüne de sorduk. Ya, bir kurumdan 10 silah çıkıyor, maazallah gitseler, o silahla birini vursalar TRT katil de olacak yani TRT'nin silahıyla vuracaklar. Böyle bir şeyi sordum, araştırdılar taraştırdılar, dediler ki: "Güvenlik şube müdürü ile birini açığa aldık." Bir ay açıkta kaldı bu arkadaşlar, bir ay sonra görevlerine iade edildiler. Sordum "Silahlar bulundu mu?" Silahlar gene yok. 10 silah kayıp; hiçbir soruşturma yok, hiçbir şey yok. Başıbozuk, sistemsiz, düzensiz, ilkesiz... Böyle bir yapı ya, böyle bir yapı, ne anlatayım daha size?

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - İsmail Cem zamanında da öyleydi.

ATİLA SERTEL (Devamla) - Ve çok açık ve net, diyor ki işte bir arkadaş: "Ya, elektrik paylarından birer lira..." Yazıklar olsun ya, ne birer lirası ya? 2015 yılında bu fakir fukara halktan topladıkları elektrik payı 843 milyon lira, 2016 yılında 793 milyon lira, 2017'de 690 milyon lira yani trilyon lira. Bu fakir halktan topluyorsunuz siz ya, garibandan topluyorsunuz ya. Bandrol ücreti olarak 2015'te 679 milyon topladınız, 2016'da 962 milyon, 2017'de 1 milyar 472 milyon para topladınız.

"Reklam gelirleri arttı." Ne arttı ya? 17 tane kanal var, aldıkları reklama bak: 2015 yılında 100 milyon lira. Gelirinin yüzde 86'sını elektrikten, bandrolden alan bir kuruma, halkın cebine elini sokmuş bir kuruma, bütün gelirlerini halktan emen bir kuruma, böyle bir yapıya nasıl "Başarılı." denir ya arkadaş, nasıl "Başarılı." denir?

Sonra, bakın diyorlar ki: "Dış yapımlara para harcanmıyor." Biraz önce söyledim "Miraç Kandili'ne 900 bin lira ödediler." diye. Bakın, okuyorum: Diriliş'e her hafta 1 milyon 100 bin lira ödemişler 2016'da. "Muna" isimli filme 1 milyon lira ödemişler ve bu film TRT'de gösterime girmedi arkadaşlar, gösterime; 1 milyon lira uçtu gitti, yazık. 14 milyon 650 bin liraya bir film daha çekmişler, 2007 yılından beri gösterime girmedi. "Filinta" diye bir hikâye vardı 56 bölümlük, sezon finali yaptı; bölüm başına 850 bin lira verdiler. "Milat" diye bir dizi yaptılar, 750 bin lira. Say say bitmez.

Arkadaşlar, vicdan var, hukuk var, adalet var ve insanların da beyni var. Ben beyinlere seslenmek istiyorum, beyni olan beni anlar. Bu kadar basit.

Teşekkür ediyorum. (CHP, HDP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)