GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ile Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 85'inci yıl dönümü vesilesiyle 1935'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan ilk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç, Hatı Çırpan, Türkan Örs, Sabiha Gökçül ve Şekibe İnsel'i anmak istediğine, tarih boyunca kadınlarımızın önünde var olan engellerin gerek anayasal ve yasal reformlar gerekse idari uygulamalarla kaldırılması gerektiğine, İstanbul Milletvekili Merve Kavakcı'nın maruz kaldığı ayrımcılığın 1 Ekim 2013 tarihinde yüce Meclisin almış olduğu kararla ortadan kaldırılarak bu kutsal çatı altında kadın milletvekillerinin inançlarını yaşayarak görev yapabildiğine, kadın cinayetlerini etkileyen çok farklı bileşenlerin olduğu gibi kadınlarımızın terör şiddetinin de mağduru olduğuna, Astana ve Soçi Protokolleri, Ankara Anlaşması ve Londra Zirvesi'nde İngiltere, Fransa, Almanya'yla yapılan mutabakatla Türkiye'nin meşru müdafaa hakkının kabul gördüğüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:05.12.2019

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nü kutluyoruz. Bu kutlama yapılırken mutlaka değerlendirilmesi gereken en önemli konulardan biri de şudur: Emperyalistlerin saldırılarıyla harap ve bitap düşmüş Osmanlı İmparatorluğu'ndan sonra genç cumhuriyetin en önemli başarısı olarak önümüzdedir. Bu noktada, yine içinde görev yaptığımız bu Gazi Meclisimizin ilk adımı, Gazi Mustafa Kemal liderliğinde kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermesiyle başlamıştır. "Dünyanın gelişmiş demokrasileri" diye ifade edilen ülkelerden onlarca yıl evvel böyle bir adımın Meclisimizde ve ülkemizde atılmış olması bizim medeniyetimizin ne kadar derin köklere sahip olduğunu göstermektedir. Tabii, 1930'larda belediye seçimlerinde, 33'te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, 34'te milletvekili seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması tarihimiz ve demokrasimiz, kadın hakları açısından çok kıymetlidir.

Bu bağlamda, ilk kadın milletvekilleri olarak birkaç kadın milletvekilimizin adını yani 1935'te Türkiye Büyük Millet Meclisine giren kadın milletvekillerimizden birkaçını anmak istiyorum: Mebrure Gönenç, Hatı Çırpan, Türkan Örs, Sabiha Gökçül, Şekibe İnsel ve 1935'te yenilenen Çankırı seçimleriyle Meclisimize giren Öğretmen Hatice Özgener Meclisimizde ilk görev yapan kadın milletvekillerindendir.

Tabii, 5 Aralık 1934'ten beri biz kadın haklarını Kadın Hakları Günü olarak kutluyoruz. Ancak kadın hakları ve demokrasi tarihimiz dikensiz gül bahçesi, çilesiz, sancısız, ağrısız bir süreç olarak geçmemiştir. Kadınlarımızın önünde çok büyük engeller tarih boyunca var olagelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edelim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kadınlarımızın önündeki bu engeller var olagelmiştir. Bunları ortadan kaldırmak için, gerek anayasal reformlar gerek yasal reformlar ve idari uygulamalarla bu engelleri bir bir kaldırmaya mecburuz. Hepimizin üzerine görevler düşüyor. Kimse "Benim evimin önü temizdir, hiçbir sorumluluğum yoktur." diyemez. Bu sorumluluğu hep beraber sırtlanmak zorundayız.

"Önümüzdeki en büyük sorun nedir?" dediğimizde 3 temel sorunla karşı karşıyayız: Bunlardan biri, kadınlara ayrımcılık; inançları, düşünceleri, fikirleriyle, bölgesel farklılıklarıyla yapılan ayrımcılık. Bunları tamamen kaldırmamız gerekiyor.

Ve maalesef 1934'te başlayan milletvekili seçilme hakkının ete kemiğe bürünmesi ve kuvveden fiile dönmesi kolay olmamıştır. Daha dün gibi hatırladığımız Mecliste "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." anlayışıyla milletimizin seçip gönderdiği milletvekillerimizden Merve Kavakcı maalesef ayrımcılığa maruz kalmıştır. Hamdolsun, vesayet kurumlarının tasfiyesiyle bugün...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Asıl darbeciler sizlersiniz! Eş başkanları hapsettiniz, kayyum darbesi yaptınız!

BAŞKAN - Devam edelim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - ...kadınlarımız Mecliste hür, serbest şekilde görevlerini yapabiliyorlar.

Tabii, 1934'ü anarken 1 Ekim 2013'ü de anmamız gerekiyor. Biliyorsunuz, Merve Kavakcı'nın maruz kaldığı ayrımcılık, 1 Ekim 2013'te yüce Meclisimizin almış olduğu kararla ortadan kalkmış ve inançlarını yaşayarak bu kutsal çatı altında kadın milletvekillerimiz görev yapabilmiştir. Nurcan Dalbudak, Sevde Bayazıt, Gülay Samancı, Gönül Bekin Şahkulubey Milletvekillerimiz de inançlarını yaşarken ve inandıkları gibi giyinirken bu kutsal Meclis çatısı altında da görevlerini yapabilmeyi başarmışlardır.

Evet, bir diğer konu, kadına karşı şiddet. Bu -ekonomik, sosyolojik, eğitim, farkındalık- çok konuyu ilgilendiren, çok farklı bileşenlerin etkilediği konulardandır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - "Kadın cinayetleri" olarak bildiğimiz ve kadın haklarının üzerine bir kara bulut olarak çöken, başta Münevver Karabulut, Emine Bulut, Ayşe Tuba Arslan ve daha dün, tazecik, gencecik ömründe menfur, hain bir cinayetle hayatına son verilen Ceren Özdemir kardeşimiz -yüreğimizi yakıyor- Özgecan kardeşimiz ve ismini anamadığımız, aile içi şiddete maruz kalmış nice kadın mağdurlar; bunları da anmak zorundayız. Ancak, bunları ortadan kaldırırken yine yasal düzenlemeler yapmak durumundayız ki yaptık, bugün İstanbul Sözleşmesi ortada. Diğer taraftan, aile içi şiddetin önlenmesine dair yasal düzenleme de yine bu dönem içerisinde Meclisimizden geçmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Son olarak, vurgulamak istediğimiz son mesele -biraz gürültü geldiği için, efendim, o meseleyi de ifade etme gereği hissediyorum- kadınlarımız terör şiddetinin de mağdurudurlar. Bugün PKK terör örgütü, maalesef, 15-18 yaşları arasında, rüşt yaşına bile erişmeden... İşte Diyarbakır'da, yüreği yaralı kadınlar, anneler evlatlarını arıyorlar. Şu anda PKK terör örgütünün elindeki, kaçırılan 15-22 yaş arasındaki kadınlarımız, evlatlarımız yüzde 70 oranındadır. Terör örgütünün alıkoyduğu 15-18 yaş arasındaki kadınların, kızlarımızın oranı da yüzde 55'tir. Bunlar kaçırıldıktan kısa bir süre sonra maalesef her türlü istismarla karşı karşıya kalıyorlar. Bugüne kadar binden fazla kadın örgütten kaçarak teslim oldu ve itirafçı oldu; 150 itirafçı, örgütün kirli yüzünü anlattı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Örgüt yönetmiyor bu ülkeyi, siz yönetiyorsunuz, siz!

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Niye savunuyorsun? PKK'yı niye savunuyorsun? Allah Allah!

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Maalesef, kaçmayı başaramayanlar ise ajan olarak suçlanarak infaz edildi. Yani bugün kadınlara karşı şiddeti konuşurken terör şiddetini de konuşarak ve bu konuda bütün siyasi parti grupları olarak taşın altına elimizi koymak suretiyle, Allah'ın izniyle, bugün güle oynaya kutladığımız Kadın Hakları Günü'nü gerçek anlamda, ete kemiğe bürünmüş ve fiiliyata kavuşmuş bir şekilde kutlayacağımıza yürekten inanıyorum. Bugüne kadar bu mücadeleye destek veren bütün kadınlarımıza, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Gazi Meclisimize yürekten teşekkür ediyorum.

Tabii, bugün gündemimiz yoğun, inşallah bütün siyasi parti grupları olarak 144 ve 145 sıra sayılı Teklifleri görüşeceğiz. Diğer taraftan da Türkiye-Libya münhasır ticari bölge muhtırasını da görüşerek inşallah Meclisimizden geçireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Müsaadeniz olursa son bir cümle olarak da NATO'yla ilgili bir hususu ifade etmek istiyorum.

Hamdolsun, bugün, geçmişteki yakınmalarımızı bir kenara bırakarak çok yönlü diplomatik çalışmalarla yolumuza devam ediyoruz. Bakın, eskiden Anadolu coğrafyası için "Doğu ile Batı arasında köprü" diye ifade ederdik ancak sadece köprü üzerinden geçilir gibi ülkemizin üzerinden geçilirdi. Ancak bugün, İran ve Rusya'yla imzalanan Astana ve Soçi Protokolleriyle bir noktada Türkiye'nin uluslararası alandaki hakları, meşru hakları güvence altına alındı, kabul gördü. Ankara Anlaşması'yla, İran'la kavgalı olan Amerika nezdinde Türkiye'nin meşru müdafaa hakkı kabul gördü. Yine bu hafta, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Londra'da yapılan görüşmelerdeki dörtlü zirvede, İngiltere, Fransa, Almanya ve Türkiye arasındaki mutabakatla yine Türkiye'nin meşru müdafaa hakkı kabul gördü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu bağlamda, cumhuriyetimizin, Cumhurbaşkanımızın başarısı millî iradenin başarısıdır, aziz milletimizin başarısıdır.

Milletimizden aldığımız ilhamla bu ülkede nice güzel hizmetleri hayata geçireceğimize inanıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.