| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 12.12.2019 |
MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri ve televizyonları başında bizi izleyen büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmelerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi hakkında, Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Enerji, tüm ülkelerin gündemlerinde hep ilk sıralardadır. Enerji tasarrufu ve verimliliği, arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılığın azaltılması, çevrenin korunması ve iklim değişikliğine karşı verilen mücadelenin artırılması, ulusal hedeflerimizin ve enerji politikalarımızın ortak paydalarıdır. Dünyada gelişen teknolojiler, ham madde ve petrol fiyatlarında yaşanan değişimler, fosil yakıt ve yenilenebilir enerji kaynakları ile doğal gaza dayalı politikalar, LNG teknolojilerindeki gelişmeler, enerji sektörünün ne kadar dinamik ve gelişmelere açık olduğunun bir göstergesidir. Bu çerçevede, 30 Kasım Cumartesi günü TANAP'ın (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı) Avrupa bağlantı noktası Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev ve Enerji Bakanımız Fatih Dönmez'in katılımıyla Edirne'nin İpsala ilçesinde düzenlenen bir törenle hizmete açılmıştır. Azerbaycan doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya transfer etmesi için planlanan çok önemli bir boru hattıdır. TANAP boru hattı, Avrupa'nın gelecekteki enerji ihtiyacı için hayati öneme sahip olup aynı zamanda kardeşliğe yapılan bir yatırımdır; "İki devlet, bir millet." ülküsünün sınırları aşarak yeni coğrafyalara, yeni insanlara ulaşmasıdır; iki ülke arasındaki hakiki dostluğun ve muhabbetin gelecek nesillere bırakacağı en büyük mirastır. Bakü-Ceyhan Boru Hattı'ndan sonra, Mavi Akım, TürkAkım ve TANAP'ın da açılmasıyla ülkemiz enerji arzı alanında önemli bir hâkimiyet ve avantaj sağlamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayisi, ekonomisi ve nüfusuyla hızla gelişmekte olan ülkemizde enerji talebi sürekli artış göstermektedir. Enerji talebinin sorunsuz karşılanması için enerji arzının millî kaynaklarımızı önceleyen bir hedef doğrultusunda daha çok yerli, daha çok yenilenebilir olmasına öncelik vermeliyiz. Enerjide nükleerden denizlerde hidrokarbon arama faaliyetlerine kadar tüm kaynakların daha yoğun araştırılması ve kullanımının artırılması büyük önem taşımaktadır.
2019 yılı ilk on ayında üretilen elektrik enerjisinin yüzde 36'sı kömürden, yüzde 46'sı yenilenebilir enerji kaynaklarından, yüzde 17'si doğal gazdan, geri kalanları ise diğer kaynaklardan sağlanmıştır.
Elektrik üretimimizde yerli ve yenilenebilir kaynakların oranının yüzde 64 olarak gerçekleşmesi, yatırımların doğru yolda olduğunun da bir göstergesidir.
Türkiye'nin konumu itibarıyla yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin bir bölgede olduğunu düşünerek bu sahada bir başarı hikâyesi gerçekleştireceğimize yürekten inanıyorum.
Yenilenebilir enerji, arz güvenliği ve kaynak çeşitliliğinin yanı sıra, düşük karbonlu ekonomiye geçiş, sürdürülebilir kalkınmaya katkısı açısından ilk sıralardadır. Ülkemizin 2019 yılı Ekim ayı sonunda yenilenebilir enerji kaynaklı kurulu gücü 44.258 megavata ulaşmıştır. Bakanlığınızın yerli üretim, yerli istihdam ve AR-GE zorunluluğu bulunan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelini hayata geçirmesi büyük önem taşımaktadır.
Doğu Akdeniz havzası önemli bir doğal gaz rezervine sahiptir. Bu havzada, sismik araştırma gemilerimiz Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis'le uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızla detaylı aramalar gerçekleştirilmektedir. Ülkemizin ilk derin deniz sondaj gemisi olan Fatih, kendi sınıfında en yüksek teknolojiye sahip olup dünyanın ilk 5 gemisi arasında yer almakta ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açıklarında çalışmalarına devam etmektedir. Yine, sondaj gemimiz Yavuz ise Güzelyurt lokasyonunda sondajını sürdürmektedir. Bu gemilerimize ek olarak, inşallah, 3'üncü kardeş de kısa sürede filomuza katılacaktır.
Türkiye, yerli ve millî kaynakları kullanarak enerjide tam bağımsızlığı kendisine temel hedef olarak almış ve bu doğrultuda hızla ilerlemektedir. Bu anlamda, geleneksel olmayan enerji kaynaklarından gaz hidratları geleceğin enerji kaynağı olarak görmüş ve bu konuda çok önemli adımlar atmaya başlamıştır. Gerek ülkemiz kıta kenarlarının gaz hidrat oluşumu açısından uygun olması gerekse çok yüksek miktarlarda doğal gazı bünyelerinde bulundurması açısından önemli bir enerji kaynağıdır. Gaz hidratlar açısından Türkiye denizleri yüksek miktarda rezerve sahiptir. Başta Karadeniz olmak üzere, Doğu Akdeniz ve Marmara Denizi yoğun gaz hidrat birikimlerine sahip zengin sular olarak dünyadaki önemli gaz alanları arasında gösterilmektedir. Bilhassa Karadeniz'in anoksik bir havza olması ve 150 metre derinliğin altında oksijen bulunmayışı, hidrokarbon üretimi açısından gereken organik malzemenin ve bundan türeyen gazların çok iyi korunmasını sağlamıştır.
"Ulusal Denizlerde Gaz Hidrat Araştırma" konulu proje kapsamında Koca Piri Reis araştırma gemisiyle bir çalışma yürütülmüştür. Ülkemizin süratle gaz hidrat araştırmaları için yaptığı faaliyetleri yerli ve millî kaynaklarla yapması çok önemlidir. 1 metreküp gaz hidrattan 164 metreküp metan gazı elde edildiği ve veriminin mevcut doğal gaz ve petrole göre oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. Gaz hidratlar petrol ve doğal gaza oranla daha yüzeysel alanlarda bulunması sebebiyle sondajı ve çıkarılması nispeten daha kolaydır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti'yle yaptığımız Akdeniz Mutabakatı Mavi Vatan, ülkemizin bir parçası olup karada ve havada olduğu gibi denizde de haklarımızın peşinde olmamızı elzem bir hâle getirmiştir. Millî devlet aklı bunu gerektirir ve Türkiye'nin deniz sınırlarının netleşmesi adına tarihî bir durumdur. Bu mutabakatla Türkiye, Doğu Akdeniz'de yetki alanlarıyla hukukî ve siyasi pozisyonunu güçlendirmiştir. Taraflar, Birleşmiş Milletler Şartı'na bağlılıklarını vurgulamışlar, kıta sahanlıklarını ve münhasır ekonomik bölge alanlarını belirlemişlerdir. Bu mutabakatın hayata geçmesinde başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız, Millî Savunma Bakanımız ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız olmak üzere emeği geçen tüm ekibe tebriklerimi bildirmek istiyorum.
Artan elektrik enerjisi talebinin karşılanması ve ithalata olan bağımlılığın azaltılması açısından nükleer enerjinin arz kaynaklarımız arasına dâhil edilmesi önemli bir alternatiftir. Kurulacak olan sıfır emisyonlu Akkuyu Nükleer Santrali, enerjide kaynak çeşitliliğini artıracak ve yeni iş kollarının ortaya çıkmasına vesile olacaktır. Nükleer enerjinin kullanımı ciddi bir teknoloji ve bilgi birikimi gerektirmektedir. Nükleer santrallerin kurulmasıyla ülkemizde gelişmiş ülkelerde olduğu gibi artık bilgi ve yüksek teknoloji kullanılmaya başlanacaktır. Nükleer teknolojide söz sahibi olmak için öğrencilerimizi eğiterek tıp, bilişim ve savunma sanayisi gibi alanlarda AR-GE faaliyetlerinde değerlendirmeliyiz.
Kömür hâlâ enerjide vazgeçemeyeceğimiz bir alternatiftir. Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonu sunumunda bahsettiğiniz gibi, yerli kömürümüzün, enerji arz güvenliğinde önemli bir enstrüman hâline getirilmesi, Türkiye taş kömürü ve linyit rezervlerinden daha fazla yararlanmak ve istihdamı desteklemek için Türkiye Kömür İşletmeleri ve Türkiye Taşkömürü Kurumuna verdiğiniz önem memnuniyet vericidir.
Madencilik alanında ise çevre, iş sağlığı ve güvenliği dikkate alınarak atılım yapmak olmazsa olmazdır. Türkiye, endüstriyel ham maddeler, metalik madenler, enerji ham maddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından zengin bir ülkedir. Günümüzde dünyada üretimi yapılan yaklaşık 90 madenin 77 çeşidi ülkemizde bulunmakta olup bunun 50'den fazlasıysa üretim yapabilmek için yeterli miktar ve kalitededir. Bu bilgiler ışığında, maden ihracatımız 2018 yılında 4,56 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup 10 milyar dolarlık hedefe inşallah hızla ulaşılacaktır.
Bor için de ayrı bir parantez açacak olursak bugün Türkiye, dünya bor pazarının yüzde 59'una hâkim konuma gelmiştir ve bu Allah'ın bir lütfudur. Bor, savunma sanayi açısından çok kıymetli olup Bor Karbür Tesisinin temelinin atılması, ileri teknoloji bor ürünlerine geçiş ve katma değeri yüksek ürünler sağlanması açısından değerlidir. Bazı kıymetli madenlerimizin ham madde olarak düşük bedellerle yurt dışına çıkarılmasının önüne geçip tabii kaynaklarımızı ve madenlerimizi yurt dışına uç ürün ya da ileri teknoloji ürünleri olarak ihraç etmemiz çok ama çok önemlidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin sahip olduğu potansiyele inanmak, bu potansiyelden en verimli şekilde yararlanmak için yatırımlar yapmak, vizyonel bir bakış açısıyla rekabetçi ve sağlam enerji piyasaları inşa etmek Türkiye'nin geleceğine yapılmış bir yatırım olarak görülmektedir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, enerji piyasalarının işleyişine ilişkin kuralları, piyasa izleme faaliyetlerinden elde edilen sonuçları ve dünyadaki gelişmeler ışığında iyi işlenen enerji piyasalarının oluşmasını sağlayan bir kurumdur. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, enerjinin yeterli, kaliteli, sürekli, ekonomik ve çevreye uyumlu bir şekilde tüketiciye sunulması için düzenlemeler ve denetlemeler yapmaktadır. Enerji sektöründe yaşanan teknolojik dönüşüm sürecinde elektrik depolama, akıllı şebekeler, talep tarafı katılımı gibi hususlarda yapılan çalışmalarla sektöre yön vermektedir. Türkiye, bölgesinde serbest piyasada doğal gaz fiyatının oluştuğu ilk ülkedir. İlerleyen dönemlerde hem piyasa hacminin artması hem de diğer ülkelerin bu pazara dâhil olmasıyla bölgesel enerji ticaret merkezi olma yönünde çok önemli bir adım olarak doğal gaz borsasını ilk kez Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu başlatmıştır. Ayrıca, yazılım süreci de millî altyapı imkânları ve EPİAŞ'ın kendi insan kaynağıyla hayata geçirerek Avrupa'da kendi yazılımını geliştirebilen birkaç enerji borsasından biri olması ayrı bir gururdur. Bu adımlar, Türkiye'de enerji ticaretinin gelişmesi, enerji piyasalarının serbestleşmesi ve bölgesel enerji ticareti merkezi olma yönündeki hedeflerimize ulaşmak için şarttır.
YEKDEM, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması, toplam kurulu gücü 20.921 megavat olan, 777 tesisi olan bir kuruluş olmuştur. GES projeleri finansmanı için yenilenebilir enerji kullanımının artırılması, yatırım süreçleri devam eden projelerin millî ekonomiye kazandırılması, yerli kaynak kullanımı, işsizlikle mücadele amacıyla ön lisans/lisans almış ve YEKDEM kapsamına girebilecek projeler için destek verilmelidir. Ülkemizde organize sanayi bölge müdürlüğü öncülüklerinde firmaların enerji maliyetlerini büyük oranda düşürecek GES işletmesi projesini hayata geçirerek sanayimizin girdi maliyetlerini düşürmek mümkün olabilir. Tüm dünyada enerji darboğazının yaşandığı bir dönemde, yenilenebilir kaynakları kullanarak elektrik üretip ülke ekonomimize katkıda bulunmak, sektörün enerji maliyetini düşürmek gibi ulvi bir görevi vardır. Böylesi bir projenin hayata geçmesi hâlinde sektörün rekabet gücü artabilir, enerjide dışa bağımlılığımız azalabilir, çevreci bir teknoloji olmasıyla da geleneksel enerji kaynaklarının kullanımını büyük oranda azaltabiliriz. Bu alanda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekleriyle, ortaklaşa bir yatırım seferberliğiyle OSB'lere özel bir teşvik yaratılarak, hem sanayicilerimizin hem de ülkemizin hayrına olan bir projeyi hayata geçirebiliriz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün itibarıyla BOTAŞ'ın 81 ilimize hizmet verir hâle gelmesi önemli bir hizmeti yerine getirdiğinin göstergesi olup çalışmalarını ilçe ve belde bazında geliştirmesi de önemlidir.
Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Projesi'yle birlikte genişleme projesi devam eden Silivri Doğal Gaz Depolama Projesi tamamlandığında toplam 11 milyar metreküplük bir depolama kapasitesine ulaşılacaktır, 2023'teyse yıllık tüketilen doğal gazın yüzde 20'sinin depolanacak seviyeye gelmesi çok kıymetlidir.
Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde Norveç ve Kanadalı firmaların yürüttüğü keşif çalışmaları kapsamında bir çiftçimizin tarlasında 286 milyar metreküplük doğal gaz rezervi tespit edilmesi, yerli kaynaklarımızın büyüklüğünün göstergesidir. Sadece bu miktar Türkiye'nin beş yıllık ihtiyacına karşılık gelmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; turizmin başkenti olarak nitelendirilen Antalya'mıza 1 Ocak-30 Kasım tarihleri arasında hava yoluyla 15 milyon 37 bin 331 turist gelmiştir. 193 ülkeden turist çeken Antalya, turizm sektöründe bu yıl üst üste rekorlar kırmaya devam etmektedir. Geçen yılın aynı dönemine göre ise turist sayısında yüzde 17'lik bir artış gerçekleşmiş olup bu da bir Avrupa rekorudur. Turist rekoru kırılan Antalya, otel verilerinde de listede 1'inciliği kaptırmamıştır. Türkiye genelindeki otelde geceleme sayısının yüzde 46,4'ü sadece Antalya'mızda gerçekleşmiştir. Dünyanın en güzel sahilleri, en güzel otelleri ve en güzel yemeklerinin maalesef en ucuz fiyata satıldığı tek yer Antalya olup umuyorum bu tezat kısa sürede ortadan kalkacaktır. Kişi başına harcamanın 700 dolar seviyesinden 1.000 dolar ve 1.000 euro seviyesine çıkarılması önemli bir hedef olmalıdır.
Antalya'mız sadece turizmde değil, elverişli iklim şartlarıyla yıllardır meyve ve sebze üretiminde de Türkiye'nin kalbi statüsünde olmuştur. Antalya, tarım sektöründeki yerli ve yabancı yatırımcıların en yoğun şekilde yatırım yaptığı ve tarım sektöründe yeniliklerin uygulandığı yer olma özelliğini korumaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Başkan.
ABDURRAHMAN BAŞKAN (Devamla) - Gelişim ve değişimde kaydettiği başarı, gıda güvenliği ve yüksek kalite anlayışı içinde tüm dünyaya sunduğu lezzetli tarımsal ürünleri ve Avrupa standartlarındaki tarımsal tesisleriyle Antalya'mız tarımda da bir marka olduğunu ispatlamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doksan bir yıl önce bugün, 12 Aralık 1928'de dünyaya gözlerini açan, Orta Asya steplerinin ruhu, Tanrı Dağları'nın büyük ozanı, Türk dünyasının yorulmaz edebiyat elçisi Cengiz Aytmatov'u saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.
Sözlerimi Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey'in sözleriyle bitirmek istiyorum: "Hiçbir sözümüzü unutmayacağız, hiçbir vaadimizden sapma göstermeyeceğiz."
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)