GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:12.12.2019

MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini, Gazi Meclisimizi, basın mensuplarımızı saygılarımla selamlıyorum.

Bütçe maratonunda bizlere eşlik eden, bizlerle birlikte emek sarf eden tüm danışman kardeşlerimize, yine aynı şekilde stenograf arkadaşlarımıza, polis kardeşlerimize, tüm servis elemanlarına, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çalışan tüm kardeşlerimize ve emeği geçen herkese buradan ayrıca teşekkür etmek istiyorum; emeklerine yüreklerine sağlık diyorum.

Bir toplumun yapısını oluşturan, ilişkilerini belirleyen belirli toplumsal kurumlar vardır. Bu toplumsal kurumlardan eğitim kurumu, bilginin ve kültürel değerlerin bir nesilden ötekine aktarılmasını sağlar. Devlet, belli bir toplumda yaşayan insanların hak, görev, sorumluluk ve davranışlarının kontrolünü elinde tutan kadim çatıdır. Aile ise içinde insan türünün üretildiği; sosyalleşme sürecinin ilk ortaya çıktığı; kültürel mirasın nesilden nesile aktarıldığı; biyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal, hukuksal görevleri olan sosyal bir kurumdur. Bu ve bunun gibi birçok kurumdan bahsetmek mümkün ancak aile, diğer kurumlara temel teşkil eden önemli bir işlev üstlenmektedir. Ailenin gücü, toplumun gücü demektir. Toplumun gücü ise devletin gücü demektir. Sağlıklı bir toplumun oluşabilmesi için ailenin fiziksel ve ruhsal yapısının, sosyal hayat içindeki yerinin güçlü olması gerekmektedir. İdeal bir aile varlığının devamında, bireyler arasındaki bağlılık ve dayanışma bütün aile bireylerinin sorumluluğunu gerektirse de en önemli sorumluluğu kadının yani annenin taşıdığı da bir gerçektir.

Değerli milletvekilleri, aile içerisinde kadına yüklenen görev ve sorumluluk, evlatlarını dünyaya getirmek değil sadece, onları sağlıkla büyütüp vatana millete hayırlı birer evlat olarak ortaya çıkarmak değil tabii ki sadece. Annenin yani evin kadının görevleri aslında çok daha fazla; geleceğimiz olan evlatlarımız ilk terbiyelerini aile içinde, en çok da anneden alır. Bu bağlamda anne, ilk eğitim anlamında çocuğun ilk öğretmeni olarak kabul edilmektedir. Bununla ilgili söylenen çok güzel bir sözü sizinle paylaşmak istiyorum. Bunu burada paylaşırken de tabii, özellikle erkek milletvekilleri yanlış anlamasın ama "Bir erkek eğitirseniz bir insan, bir kadın eğitirseniz bir aile eğitirsiniz." sözü benim için hakikaten çok kıymetli. (MHP sıralarından alkışlar)

Kadınlar, ebeveynler ve anneler olarak bizler evlatlarımıza geçmişimizi, aziz Türk milletinin tarihini ve gelecek vizyonumuzu aktarıyoruz, anlatıyoruz, bunları nesilden nesile taşımaya gayret ediyoruz ve bu, aile içinde gerçekleşiyor. Millî değerlerine sahip, ahlaklı, millî kimliğine hâkim, vatanını, milletini seven çocuklar yetiştirmek bizlerin elinde. Türk milleti olarak varlığımızı sürdürmek, onur ve itibarımızı korumak, gelecek nesillere cennet misali vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı en güzel şekilde devretmek istiyorsak mutlaka millî ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız ve güçlendirerek gelecek kuşaklara, evlatlarımıza aktarmalıyız.

Değerli milletvekilleri, sizlere Bacıyanı Rum'dan bahsetmek istiyorum. Bu terimi ilk olarak 15'inci yüzyılda, Osmanlı tarihçisi Âşıkpaşazade'den duymuşuzdur. Bacıyanı Rum, 13'üncü yüzyılda Anadolu'da, göçmen Türkmen hanımlarının oluşturduğu bir gruba verilen isimdir. Fakir ve kimsesizlere yardım etme, kendini hizmete adama, iyiliği yayma, insanları sevip onlara hoşgörülü olma gibi millete hizmeti esas alan bir teşkilat olarak bilinen Bacıyanı Rum'un, Anadolu'nun İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde önemli katkıları olmuştur. Türk kültüründe, kadınların içtimai ve siyasi mevkiler açısından önemli konumlarda olduğu açık ve net bir şekilde ta oradan gelen şanlı şerefli tarihî mirasımızdan da anlaşılmaktadır.

Nizamülmülk bu konuda şunları söylemişti: "Türkistan hakanları devlet işlerinde hatunlarla müşavere eder ve onların fikirlerini üstün tutarlardı. Türkmen padişahları da onlar gibi hatunlara büyük bir mevki verirlerdi." Danişmendname, Dede Korkut gibi eserler Anadolu'da kadınların çok önemli siyasi, askerî ve sosyal faaliyetlerde bulunduğuna dair örneklerle doludur. Kadınların geçmişten günümüze çok kritik noktalarda önemli görevler üstlendiği tarihî kayıtlarda da açık ve nettir. Bu sebeple, geleceğimizi yetiştiren kadınlarımızın hak ettikleri eğitim ve kültür seviyesine sahip bir hayat sürmelerini mutlak ve mutlak bizlerin -geliştirme noktasında- desteklemesi gerekiyor ve bu konuda yapılmış olan çalışmaların üzerine daha da fazla çalışma yapmamız gerekiyor, kalıcı çözümler üretmemiz gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, aziz Türk milletinin kıymetli gençleri birçok konuda mağduriyet yaşamaktadır. Bunları çözüme kavuşturmak yine bizlerin elinde. Bu yüzden elimizden gelenin fazlasını yapmamız gerekiyor çünkü gençlik geleceğimiz, geleceğimiz ise vatanımızın ebet müddet yaşaması demektir.

Yine aynı şekilde eğitim camiası bu açıdan beklenti içerisindedir. Evlatlarımızı yetiştiren, geleceğe kavuşturan, bu anlamda büyük emek sarf eden tüm öğretmenlerimizi buradan saygıyla selamlamak istiyorum. Evet, atama bekleyenler var. Bu konuda özellikle engellilerimizle ilgili yani kısıtlı diyeceğimiz öğretmelerimizle ilgili sayı 3.500'den 1.200'e düşmüştür. 1.200 yani bir avuç kısıtlı öğretmenimiz var. Bu kısıtlı öğretmenlerimizle ilgili istihdamın sağlanması gerekiyor. Buradan yürekleri sevgiyle dolu, hakikaten kısıtları olmasına rağmen büyük bir güçle ayakta duran bütün kısıtlıları da selamlamak istiyorum çünkü büyük bir güçle bu vatan toprakları üzerinde büyük bir mücadele yürütmektedirler. Bu mücadeleyi de desteklemek adına tüm kısıtlılarımıza, tüm engellilerimize sağlanması gereken imkânları tekrar gözden geçirip hep birlikte mücadele yürütmemiz gerekiyor. Ülkemizdeki toplam engelli sayısına göre istihdam oluşturulması, engelli kardeşlerimizin hayata daha sıkı tutunmalarını sağlayacaktır. Bu açıdan Aile Bakanlığımızın yürütmüş olduğu çalışmaları yakından takip ediyoruz, açıklanacak olan kadroları da merakla bekliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki hassasiyetinin çok yüksek olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.

Bir başka konu da Bakanlığımız bünyesinde haftalık otuz beş saat tam zamanlı olarak çalışan çeşitli meslek gruplarından sosyolog, öğretmen, psikolog, sosyal çalışmacı, hemşire, fizyoterapist, büro memuru, sağlık memuru gibi ek ders karşılığında çalışan personellere maaş iyileştirmesi yapılması ve kadro hakkı verilmesi.

Kamu kurumlarında 4857 sayılı İş Kanunu'na göre çalışan daimî kadrolardaki üniversite mezunu işçiler, mezuniyet alanları dışında farklı işlerde çalıştırılmaktadır. Bu hususta bir düzenlemenin mutlak ve mutlak gözden geçirilmesi gerekiyor. Böylelikle söz konusu işçiler mezuniyet alanları dışında çalışmak zorunda kalmayacak, çalışanların yeterliliği körelmeyecek ve mağduriyetler de ortadan kaldırılacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen Sayın Erdem.

ARZU ERDEM (Devamla) - Aslında bütün mesele, bizim diğer vekil arkadaşlarımızın da söylediği gibi, millî ve yerli projeler üzerinden çalışmalar yapmak. Ne kadar fazla millî projemiz varsa devlet olarak o kadar güçlüyüz. Üç etrafı denizlerle çevrili bir ülkeyiz. Denizcilikle ilgili geliştirilecek olan millî projelerin tamamında, hakikaten bu alanda uzmanlaşmış olan mühendis kardeşlerimiz var, bunların istihdamının sağlanması gerekiyor. Yine, ziraat alanında, hayvancılık alanında geliştirilecek olan millî projeler devletimizin gücünü ortaya koyacaktır.

Evet, millet olarak güçlü olacağız ama devlet olarak da millî projelerle güçleneceğiz. Genç kardeşlerimizin geleceğe umudunu, geleceğe bakışını, Allah'ın izniyle yapılacak olan millî projelerle birlikte, istihdamla birlikte sağlayacağız.

Ben hepinizi tekrar saygılarımla selamlıyorum. Aile Bakanlığının 2020 bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, gerçekten vatanımıza, milletimize hizmet olarak dönmesi noktasında da burada temennilerimi tekrar dile getiriyorum.

Saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)