GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:32
Tarih:13.12.2019

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 2020 yılı bütçesini görüşüyoruz ve 2023 yılı hedeflerine göre en başarısız iki bakanlığın bütçesini görüşeceğiz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Haydaa!

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Haydaa!

GARO PAYLAN (Devamla) - 2023 yılı hedeflerinde Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı belli noktalarda, yüzde 50, 60, 70 hedeflerini tutturmuş ama en başarısız iki bakanlık şu anda burada oturuyor. Elbette on sekiz aydır bakanlar, bütün sorumlulukları onlara vermiyorum ama en başarısız iki bakanlık.

Değerli arkadaşlar, düşünün, Sayın Tayyip Erdoğan 2011 yılında dedi ki "500 milyar dolar ihracat yapacağız." Değil mi? 500 milyar dolar... Daha bu yılın nisan ayında hâlâ "500 milyar dolar ihracat yapacağız 2023'te." diyordu. Nihayet ya, yıllardır diyorduk; arkadaş, bu hedefe ulaşamayacaksın, gel yeni bir hedef koy, diyorduk. Nihayet, Ticaret Bakanımız Ruhsar Hanım geldi, dedi ki: "Biz 500 milyar değil -kaç para- 223 milyar dolar ihracat yapabileceğiz." dedi. Arkadaşlar, hani, yüzde 10 şaşar, anlarım; yüzde 20, yüzde 30 şaşar, anlarım; ya, arkadaşlar, yarısından az bir hedefi Ruhsar Hanım gelip ortaya koydu.

Büyük bir başarısızlık var. Peki, bununla ilgili bir özeleştiri var mı? Yok. Sayın Cumhurbaşkanı bir öz eleştiri veriyor mu? Hayır.

Değerli arkadaşlar, ben Sayın Varank'ı da Sayın Bakanımız Ruhsar Hanım'ı da bu konuda eleştirmiyorum, eleştirdiğim 2 kişi var: Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Çünkü arkadaşlar, bakın; bilim, teknoloji, sanayi ve ticaret olması için her şeyin başı özgürlüklerdir. Eğer özgürlük olursa özgür beyinler, iyi eğitilmiş beyinler teknoloji yaratırlar, bilim yaratırlar. Bilim ve teknoloji yaratırlarsa, arkadaşlar, yüksek teknoloji yaratırlarsa oradan yüksek teknolojili ürünler üretir sanayicilerimiz. Ondan sonra, o yüksek teknolojiyle üretilen ürünleri de Ticaret Bakanımız alır, bütün dünyaya ihraç eder; aynen şu anda vekilimizin de olduğu gibi iPhone kullanmaz, Sayın Bakanlarımızın da olduğu gibi iPhone kullanmaz, WhatsApp'la haberleşmez, YouTube'dan video izlemez ve Sayın Varank hariç bütün bakanlarımız Mercedes'e binmez arkadaşlar. Sayın Varank Toyota'ya binmiş, diyor ki: "Toyota'ya bindim ki örnek olayım bakanlara."

İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Hibrit, hibrit...

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Yanlış bilgi.

GARO PAYLAN (Devamla) - Sanki Toyota da yerli ve millî marka. Ama hiçbir bakanımıza örnek olamamış, yalnızca kendisi Toyota'ya biniyor, o da örnek olmak içinmiş. Bütün bakanlarımız maalesef Mercedes'e biniyor.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Yarın yerli otoyu seyredin, yıl başında...

SALİH CORA (Trabzon) - Çok mahcup oldun.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın arkadaşlar, öz eleştiriyi ben vereyim. Bakanlarımız vermeyecek, biliyorum, gelecekler burada "Alice Harikalar Diyarında" diye hikâyeler anlatacaklar bize yine. "Şöyle büyüyeceğiz, böyle büyüyeceğiz..." Bakın, hedefin yarısında kalmışız. Neden? Çünkü arkadaşlar, bakın, özgürlükler bitirilmiş memlekette. Ben ABD'ye gidiyorum, Silicone Valley'i gezdim; bakın, yapay zekâ geliştiren, teknoloji geliştiren beyinler Türkiyeli beyinler arkadaşlar. Kayserili Ahmet, İzmirli Mustafa, İstanbullu Ayşe Silicone Valley'de bilim üretiyor. Milyarlarca dolarlık projelerin içinde binlerce mühendisimiz var. Arkadaşlar, Harvard'a gidiyorsunuz, yüzlerce Türkiyeli bilim insanı teknoloji üretiyor, bilim üretiyor, AR-GE üretiyor. Onlara sorduk: "Neden buradasınız, neden memleketinizde bilim üretmiyorsunuz?" Arkadaş, şunu söyledi: "Wikipedia'nın yasaklı olduğu bir ülkede ben bilim üretebilir miyim?" Bakın "Wikipedia'nın yasaklı olduğu bir ülkede ben bilim üretebilir miyim?" sorusunun cevabını bu Meclis veremezse Sayın Bakanlar, ne bilim geliştirilebilir ne teknoloji üretilebilir ne sanayi gelişir ne de ticaret gelişir arkadaşlar. Bu anlamda, bizim ciddi anlamda bir beyin göçümüz var arkadaşlar. Bu beyin göçünü tersine çevirmediğimiz sürece de bu ülkede ne sanayi olur ne bilim olur ne teknoloji olur.

Değerli arkadaşlar, bakın, geçen gün çok önemli bir veri açıklandı. Tayyip Bey diyor ki: "200 tane üniversitemiz var." 200 tane. Değerli arkadaşlar biliyor musunuz, bu 200 üniversitenin 72 tanesine de rektörü Tayyip Bey atadı. Bu 72'si uluslararası alanda tek bir yayın yayınlamamış, bir tane dahi yayın yayınlamamış ve 72 tanesi bu üniversitelerimize rektör olmuş. O üniversitelerde acaba bilim çıkabilir mi, acaba teknoloji üretilebilir mi, acaba üretilen teknoloji sanayiye aktarılabilir mi ve oradan iPhone çıkar mı arkadaşlar, Samsung çıkar mı? Çıkmaz arkadaşlar. Bu anlamda Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde eğer ki 110'uncu sıradaysak, Demokrasi Endeksi'nde 111'inci sıradaysak ne bilim bekleyin ne teknoloji bekleyin.

Sayın Varank, çok büyük bir hata yaptı Bakanlığınız. Bakanlığınızın adı neydi? Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıydı değil mi? Hangi harfi düşürdü sizce, hangi kelimeyi düşürdü?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İHA çıkar, SİHA çıkar, Altay Tankları çıkar oradan, hepsi çıkar, merak etme. ANKA çıkar...

GARO PAYLAN (Devamla) - "Bilim" kelimesini düşürdü. İşte "Bilim" kelimesini düşürmesi aslında malumun ilamıydı ama bilimin olmadığı yerde sanayi ve teknoloji olmaz arkadaşlar.

Bakın, Sayın Ticaret Bakanımız Ruhsar Hanım, Avrupa Birliğiyle Gümrük Birliği Geliştirme Anlaşması yapmak istiyor, tıpkı geçmiş 5-6 bakanımız gibi, bunu çok istiyorsunuz değil mi Sayın Bakan? Elbette istersiniz. Ben de isterdim. Bakın, ben astronot da olmak istiyordum çocukken, olamadım. Uzaya gitmek istiyordum, bütün hayalim buydu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Biz göndeririz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bence olmuşsun Garo, sen uçuyorsun vallahi.

GARO PAYLAN (Devamla) - "Bunun için teknoloji gerekir, bilim gerekir, bir füze gerekir. Bilime ve teknolojiye ihtiyacınız var." dediler, o da bu ülkede yokmuş meğerse.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Biz göndereceğiz.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Sayın Başkan...

GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın, Avrupa Birliği gümrük anlaşması yapmak için de kriterler var arkadaşlar.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - TÜRKSAT 2 uydusunu gönderdik haberin var mı?

GARO PAYLAN (Devamla) - Duydunuz mu, hatırlıyor musunuz, Kopenhag Kriterleri var arkadaşlar. Diyor ki Avrupa Birliği: "Gümrük Birliği Genişleme Anlaşması için Kopenhag Kriterlerine uyacaksın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyacaksın. Bu olmazsa Gümrük Birliği Genişleme Anlaşması olmaz." Bakın, bunu yapsak ihracatımız sıçrar, öyle değil mi Sayın Bakan? İhracatımız sıçrar ama bakın sıçrayamıyor ve bu yüzden...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sıçradı zaten, 180 milyar dolar oldu.

BAŞKAN - Bir dakika Sayın Milletvekili.

Şimdi, laf atan arkadaşlara ben söz vereceğim burada, hazırlık yapsınlar.

SALİH CORA (Trabzon) - Çok iyi olur Başkanım, memnun olurum.

BAŞKAN - Yapmayın, laf atmayın arkadaşlar.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bu yüzden 8 milyon işsizimiz var arkadaşlar, 8 milyon işsizimiz. Avrupa Birliğiyle Gümrük Genişleme Anlaşması yapamıyoruz, 8 milyon işsizimiz var, insanlarımız intihar ediyor. Neden? Süleyman Soylu'nun antidemokratik uygulamaları yüzünden, Tayyip Erdoğan'ın tek adam rejimi yüzünden.

Değerli arkadaşlar, bakın, Avrupa Birliğiyle Gümrük Genişleme Anlaşması yapamamanızın sebebi ne biliyor musunuz? Sevgili Selahattin Demirtaş'ın hapiste olması, Sevgili Figen Yüksekdağ'ın hapiste olması, Sevgili Osman Kavala'nın hapiste olması, Sevgili Ahmet Altan'ın hapiste olması arkadaşlar. Bütün bu gerekçelerle Kopenhag Kriterlerini yerle bir ettik ve Gümrük Birliği Genişleme Anlaşması yapamıyoruz, 8 milyon vatandaşımız işsiz.

Sayın Varank "Yerli araba, millî araba." diyor, iki yıldır da öyle söylüyor. Daha önceki bakanlar da söylediler, gitmişlerdi arkadaşlar, bir tane prototip almışlardı karoser, 100 milyon euro mu ne vermişlerdi, çöp oldu o para. Şimdi, diyoruz ki: Arkadaş, nerede bu yerli araba, nerede bu millî araba? Ortada yok. Hikâyesi var mı? Yok. Bakın, dünya teknoloji 5.0'a gidiyor arkadaşlar, 4.0'ı geçtik, 3.0'ı kaybettik, 4.0'da da treni kaçırdık, teknoloji 5.0'a gidiyor. Artık otonom araba, yani sürücüsüz arabayı yapabilenin arabası satılacak. Bir pil takıp da bir arabayı bin kilometre götürebiliyorsanız o araba satılacak ama bilimin olmadığı yerde, teknolojinin olmadığı yerde bin kilometre bir arabayı bir pille götüremezsiniz, otonom arabayı burada yapamazsınız, başkaları yapar, siz alırsınız, Mercedeslerinize binmeye devam edersiniz, halkımız yoksulluk içinde yaşar. Bakın, Türkiye'nin bütün araştırma geliştirmeye ayırdığı kaynak ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar? "Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i." diyorlar yani 7-8 milyar dolar. Yalnızca Volkswagen, bakın, bir şirket 16 milyar dolar harcıyor, yalnızca Volkswagen şirketi. Yani biz, bütün ülke, bir şirketin ayırdığı AR-GE'nin yarısını ayıramıyoruz araştırma geliştirmeye. Acaba burada yerli ve millî arabayı gerçekten dünya çapında üretebileceğinizi düşünüyor musunuz Sayın Varank? Mümkün mü arkadaşlar?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Mümkün.

GARO PAYLAN (Devamla) - Değil. Niye? Bütün kaynaklar saraya, silaha ve yandaşlara ayırılıyor, kaynaklar araştırma geliştirmeye ayrılmıyor.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; son olarak, esnafın hâli perişan. Bilmiyorum siz nereden alışveriş yapıyorsunuz ama ben nereye gitsem, esnaf "Hâlimiz perişan." diyor "Perişanız, borç altındayız." diyor. Sayın Bakan, niye biliyor musunuz?

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Seni kandırıyorlar.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bakın Sayın Bakan, gelin, en ücra mahalleye beraber gidelim, şu Ankara'nın bir kenar mahallesine gidelim, ne görürüz biliyor musunuz? 100 metrede bir BİM, 100 metrede bir A101...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SALİH CORA (Trabzon) - Ayrancı kapının karşısındaki markete git.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Devamla) - ...100 metrede bir Carrefour görürüz arkadaşlar, en ücra mahallede. Peki, orada ne görürüz başka? Kepenklerini kapatmış bakkallar, kasaplar, manavlar görürüz.

Bakın, gelin beraber Hollanda'ya gidelim, acaba şehir içinde herhangi bir mahallede, orada bu zincir marketleri görür müsünüz? Göremezsiniz çünkü orada tüketici kooperatifleri vardır. Orada tüketici kooperatifleri o sokaklara BİM'i, A101'i, Migros'u, Carrefour'u sokmazlar arkadaşlar; esnaf ayaktadır, güçlüdür. Onlar kooperatifleriyle güçlü bir şekilde alım yaparlar, indirimli alımı 100 tane, 1.000 tane bakkal hep beraber yaparlar ve güçlenirler; tüketici kooperatifleri bunun için önemlidir.

Bir de üretici kooperatifleri vardır. Nerede vardır biliyor musunuz? Hemen şehrin dışında. Yani benim çocukluğumda İstanbul'un köyleri vardı, köylerinde üretim vardı, köylü gelip pazarlarda satışını yapardı, hem organik gıdayı vatandaşımız yerdi hem de köylü kalkınırdı, kır-kent ilişkisi sağlanırdı. Ne yaptınız? Her şeyi ranta açtınız, köylüyü bitirdiniz, üretimden kopardınız. Yalnızca Antalya'da seralarda domates üretiliyor. Domates tarlada 50 kuruş, İstanbul'da 8 lira oluyor arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Devamla) - Son bir dakika daha alabilir miyim Sayın Başkan? Bir arkadaşımıza iki dakika vermiştiniz.

BAŞKAN - Buyurun.

GARO PAYLAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan, selamlayıp bitiriyorum.

Arkadaşlar, yani bu anlamda anahtar, tüketici kooperatifleri ve üretici kooperatiflerinden geçiyor. BİM, A101 ve Carrefour ne kadar güçlüymüş, ne kadar güçlü bir lobisi varmış ki Rekabet Kurumu bile dokunamıyor arkadaşlar.

Arkadaşlar, bu anlamda, her şeyin başı özgürlüklerden ve demokrasiden geçiyor. Bu vicdansız ve adaletsiz bütçenin, vicdansız ve adaletsiz Ticaret ve Sanayi Bakanlığı boyutuyla da, arkadaşlar, BİM'lerin, A101'lerin, Carrefourların bütçesi olmayalım. Gelin, kasap Mehmet amcanın; gelin, bakkal Hüseyin amcanın bütçesini yapalım.

Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)