GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:33
Tarih:14.12.2019

CHP GRUBU ADINA BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sağlık Bakanlığının bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, diğer arkadaşlarım çok bahsetti ve bahsedecekler, ben de bir doktor milletvekili olarak birkaç konuya değinmek istiyorum.

Bütçenin olmazsa olmazı şehir hastaneleri. Şehir merkezlerinin uzağında, ulaşımı güç olan ve yollarda ölümün olduğu, devasa, modern, teknolojik binalar; bir ucundan diğerine geçerken nefesi kesilen doktor ve personelin varlığı; unutulmuş ve olmayan doktor, personel dinlenme odaları; eski veya yeni ancak kesinlikle yetersiz ve temin edilemeyen tıbbi cihazlar ve malzemeler; birbirini tanımayan, yöntemleri farklı doktorların ve yardımcı sağlık personelinin bir araya toplanması ve doktor gözüyle daha sayamayacağım birçok şey.

Sayın Cumhurbaşkanı çok övünüyor ama benim gibi doktorların gözünde övünülecek hiçbir yanı olmayan, bir garabet olan şehir hastaneleri için -eminim ki- hastanecilikten anlayan Sağlık Bakanımızın da bizim gibi ilk gördüğünde "Bu nasıl tuhaf şey!" dediğini duyar gibiyim.

Doluluk garantisi vermediğinizi söylüyorsunuz ancak 112 Acil sistemini bu hastaneye çevirdiğinizde, öyle olunca, şu anda ülkemizdeki yoğun bakım hizmetlerinin yaklaşık yüzde 50'sini karşılayan özel hastanelerdeki yoğun bakım üniteleri ve klinikleri ne olacak, bir fikriniz var mı? İnsanları daha fazla nasıl hasta edebilirizin yollarını mı arayacağız? Ya da daha önceki yıldız projeniz olan özel hastaneleri kademeli olarak bitirmeye mi çalışıyorsunuz? Doğrusu merak ediyorum.

Diğer bir konu, kan ürünleri. Sağlık Bakanlığı, SGK ve Türk Kızılayı tarafından yerli kan ürünü üretilmesi projesi çerçevesinde, 2017 yılında, on iki yıllığına Murat Sancak'a ait Maxicells AŞ'ye verilen ihalenin üzerinden iki yıl geçti. Silivri'de 150 dönüm hazine arazisi tahsis edildi sırf bu proje için ama ortada ne bir fabrika var ne de bir çalışma. Ayrıca yurda sokulması yasak olmasına rağmen, miadının dolmasına üç ay kalmış kan ürünleri Almanya'dan ucuza toplanıp fahiş fiyatla devlet hastanelerine satılıyor. Alım garantili bir ihale ve iktidara sevdalı bir şirket ama ortada ne bir fabrika ne bir laboratuvar ne de bir üretim var. SGK'yle anlaşmaya imza atmak ve ruhsat almak dışında kılını kıpırdatmayan şirkete milyonlarca lira ödenmeye hâlen devam ediliyor. Bu sağlıksız ve hukuksuz uygulamadan bir an önce dönülmesi lazımdır. Yeter, kanımızla oynatmayın artık diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sağlıkta şiddete gelince: Eğitim düzeyi ayırt etmeksizin toplumdaki bütün bireyleri etkileyen şiddet, günlük yaşamımızın giderek bir parçası hâline gelmekte ve sağlık çalışanları için önemli bir sorun olmaktadır. Yine bu yıl, birçok doktorumuz ve sağlık çalışanımıza defalarca saldırı gerçekleşti. Eğitimsiz ve zor yaşam koşulları içindeki vatandaş, kendisine karşı ufacık bir ilgisizlik gördüğünde şiddetle karşılık veriyor. Yoğun iş yükü ve performans uygulaması yüzünden yorgun olan doktor ve sağlık çalışanlarının hata yapma olasılığı da maalesef artıyor. Bir tarafta yoğun ve zor çalışma ortamında bunalan, çeşitli zorluklar altında çalışan sağlık personeli ve doktorlar, diğer tarafta eğitimsiz, tahammülsüz ve psikolojik bunalım içinde olan hasta ve hasta yakınlarıyla şiddet vakaları kaçınılmaz oluyor. Bunu engellemenin önceliği ise her iki tarafın koşullarını düzeltmekten geçer. Öncelikle, doktor ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamlarının ve koşullarının düzenlenmesi gerekir. Ayrıca, Cumhurbaşkanının doktora ve sağlık çalışanına daha fazla sahip çıkması gerekirken söylemlerinde bu çalışma grubu için açık ve net bir söylem maalesef yok. Bence daha da önemlisi, keşke Cumhurbaşkanının, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına karşı "Benim sağlık çalışanıma, benim doktoruma şiddet uygulayan karşısında beni bulur." söylemi olsa; toplumda ve kolluk kuvvetlerinde olumlu neticeler doğuracak ve şiddetin bitişini hızlandıracaktır diye düşünüyorum.

Gaziantep'in sorunlarına gelince: Gaziantep'in sağlıkla ilgili birçok sorunu var. Örneğin, Gaziantep'te tamamen devreye girmeyen Abdulkadir Yüksel Devlet Hastanesi var; bu hastanenin personel eksiği var, malzeme eksiği var, doktor eksiği var.

Yine, Gaziantep, Türkiye'nin bebek ölümlerinin en fazla yaşandığı ili olarak gösterilmekte. 600 bin Suriyeliyle birlikte 3 milyon nüfusu bulunan Gaziantep'in bölge illerine hizmet eden kamu hastanelerine acilen kadın doğum uzmanı, çocuk uzmanı ve yenidoğan bakım uzmanı, perinatoloji uzmanı atanması gerekli. Bu branşlardaki doktor yetersizliği için Sağlık Bakanlığının acilen uzman doktor tahsis etmesi gerekir diye düşünüyorum.

Yenidoğan yatak sayısını üçte 1'e indirmek gibi bir karar alınmıştı daha önce, neyse ki Bakanlığın hızlı düzenlemesi sayesinde bu hatadan çabucak dönüldü.

Son olarak, değerli arkadaşlar, bizler milletvekilleri olarak bölgemizde ve ülke genelinde vatandaşın ve sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları gündeme getirmeye çalışıyoruz, çözüm üretmesi için soru önergeleriyle konuyu Sağlık Bakanına iletiyoruz ama görüyoruz ki Sağlık Bakanlığı yüce Meclisi dikkate almıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın lütfen.

BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla) - Sadece bu dönem Sağlık Bakanına 1.493 soru önergesi verilmiş ancak sadece 14 soru önergesine cevap verilmiş.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Öyle değil, öyle değil.

BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Sağlık Bakanının milletvekillerinin soru önergelerine cevap vermemesi, ciddiyetten uzak bir harekettir diye düşünüyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Sağlık Bakanımız siyasetten gelmediği için duruma hâkim olmayabilir, kendisi mütevazı, sakin kişiliğiyle belki bu olayı bilmiyor olabilir ama ben bu işi bilen deneyimli bürokratlara hayret ediyorum; bu Hükûmet hiç gitmeyecekmiş gibi hareket etmeleri çok yanlış ve anlam veremiyorum açıkçası. Olası bir erken seçimde iktidar değiştiğinde, biz ve bize benzer bir arkadaşımız bakan olduğunda yüzümüze nasıl bakacaklar doğrusu merak ediyorum, bu utancı nasıl kaldıracaklar ya da "Bu iktidarla geldik, bu iktidarla gideriz." diye mi düşünüyorlar, göreceğiz inşallah. Sayın Bakanı ve bürokratları bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyorum.

Her şeye rağmen, bütçemizin sağlık çalışanlarımıza ve halkımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)