GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:35
Tarih:16.12.2019

CHP GRUBU ADINA KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yürütmenin Değerli Bakanları ve yöneticileri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi bütçe, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede, huzur ve refah içinde bir yaşam için, kaynakların...

BAŞKAN - Sayın Sındır, bir dakika izin verin.

Değerli yürütme köşesi, bürokratlar; lütfen, artık yerimize oturalım çünkü salonda uğultu oluyor; konuşmalar başladı, hep birlikte sükûnet içinde dinleyelim.

Buyurun Sayın Sındır.

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi, bütçe, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede, huzur ve refah içinde bir yaşam için, kaynakların, gelir ve harcamaların doğru tercih ve önceliklerle en uygun dağılımını düzenleyen bir kanun metnidir.

İktidarlar bütçeyi hazırlar, övgüyle sunar, muhalefet ise bunu denetler, inceler, eleştirir ve daha iyiyi ve güzeli göstererek yapıcı öneriler geliştirir.

Bugün, belki benden alışkın olmadığınız hiciv ve teşbihlerle bezenmiş bir konuşma yapmaya çalışacağım, "Teşbihte hata olmaz." diyerek peşinen beni bağışlamanızı diliyorum.

Öncelikle, bu bütçenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; bugün, 3 önemli Bakanlığımız Meclis Genel Kurulumuzu şereflendirmişler, hoş gelmişler. Ben, bu 3 Bakanlığımıza "3İ Bakanlığı" diye isim vermek istiyorum. Kamu kaynaklarımızın örtülü, gizlenmiş ve fahiş giderleriyle israfın baş sorumlusu olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız, diğer bir deyimle israfın bakanlığı; ithalatla sektörünü kalkındırabileceğini ve çiftçisini, üreticisini, tüketicisini memnun edebileceğini düşünen Tarım ve Orman Bakanlığımız, diğer bir deyişle ithalatın bakanlığı; adında "Gençlik ve spor" gibi dinamizmin ve sağlıklı nesillerin beklentisini taşıyan ancak gençlerimize umutsuzluk, durağanlık, başıboşluk ve yüzde 27'lere varan işsizlikten başka bir gelecek sunamayan Gençlik ve Spor Bakanlığımız, diğer bir deyimle işsiz gençliğin bakanlığı. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, öncelikle, sonradan söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Sayın Cumhurbaşkanımızın da kendisini tabir ettiği gibi, bu bütçeye de yapılabilecek en güzel tanım "şahsım" bütçesi olacaktır. Alice Harikalar Diyarı'nda masalında olduğu gibi, gerçekçilikten uzak, doğrulardan yana olma özelliği taşımayan, hayalci, halkımızı tozpembe bir ülkede uyutma çabası içinde olan, özellikle köy projelerinde olduğu gibi ticari sırlarla bütçe tertiplerinin aralarında sırlanmış ve bir bilmece hâline dönüşmüş çeşitli ödeneklerle gerçekleri örtmeye çalışan bir bilmece ve masal bütçesi. Aslında, şöyle demek belki daha doğru olacaktır: "Şahsım harikalar diyarında bütçesi." Bakın, neden? 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda bazı ilkeler tanımlanmıştır. İdarelerin stratejik planlarının kalkınma planı ve programlarına uygun hazırlanması, tüm gelir ve giderlerin bütçelerde gösterilmesi, bütçenin denkliğinin sağlanması; açıklık, doğruluk ve mali saydamlığın esas alınması bunlardan bazılarıdır. Oysa bu bütçede çok temel ilkelere dahi uyulmamış olduğunu görüyoruz. 2019-2023 yılları dönemini kapsayan On Birinci Kalkınma Planı dahi bir yıl gecikmeli yürürlüğe girdi bildiğiniz gibi. Sayıştayın değerlendirme raporlarında da bu ilkelere birçok aykırılıklar olduğunu söyleyen çok sayıda bulgu yer almakta. Yasal olarak "Genel bütçe ödeneklerinin yüzde 2'sine kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir." hükmü olsa da 2018 yılında bu oran bütçe kanununa konulan 6'ncı maddeye dayandırılarak yüzde 7,2'yi bulmuştur. Anayasa'nın 161'inci maddesinde yer alan "Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz." hükmü dahi ihlal edilmiştir. Toplam 134 adet kamu idaresine yedek ödenekten aktarma yapıldığı, yıl sonu gelir ve gider tahminlerinin gerçekleşme oranlarında da büyük sapmalar olduğu görülmektedir. Kısacası, görülen o ki Hükûmet kervanı yolda düzmektedir. Aslında, benim güzel bir önerim var: Madem hukuk, Anayasa, kanunlar yok sayılıyor; Sayın Cumhurbaşkanı, namıdiğer "şahsım" bizi de hiç yormasın, hep yaptıkları gibi getirsin bir torba bütçe kanunu, 6'ncı maddesindeki yüzde 10 yedek ödenek üst sınırını yüzde 100'e çıkarıversin, bütün kurumların ödeneklerini koysun tek kalem yedek ödeneğe, yıl içerisinde ne zaman nerede ihtiyaç varsa oraya aktarıversin, olsun bitsin, biz de yorulmayalım. Değerli arkadaşlar, şaka bir yana, böyle bütçe uygulaması olmaz, plansız programsız, çalakalem; biraz ciddiyet diyorum.

Değerli milletvekilleri, bakın, sizlere KÖİ yani kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili birkaç grafik göstermek istiyorum ve üzülerek söylemek istiyorum ki Sağlık Bakanlığının bütçesinin bugün -kırmızı olarak gördüğünüz- yüzde 12,7'lik kısmına tekabül eden kamu-özel iş birliği ödemelerinin 2022 yılında yani yaklaşık üç yıl sonra yüzde 27,8'e çıkacağı Bakanlığın bütçesinde öngörülmektedir. Bütçenin üçte 1'ine varan kısmı sadece şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli olarak ödenmektedir. Sayın Bakanın bahsettiği hasta garantisi evet, yoktur ama kira bedeli vardır, hizmet bedeli vardır. O da rakamsal olarak 21,9 milyar liralık bir ödenek 2022'de bizi bekliyor değerli arkadaşlar.

Tabii, bu yeter mi? Yetmez. Karayolları Genel Müdürlüğümüzün de benzeri bir şekilde, 2017 yılında 4,4 olan, 2018'de 10,2 olan, bu yılın ağustos ayı itibarıyla 19,9 milyar lira olan ve cari transferler içerisinde hane halkına yapılacak transferler ödeneği içerisinde gizlenmiş, sırlanmış olan ödenekler 2022 yılında bütçenin neredeyse yarısına yakın bir kısmını, yüzde 46,7'sini teşkil ediyor.

Aslında, ikisini bir arada değerlendirdiğimizde bu yıl itibarıyla 11 milyar olan bu kamu-özel iş birliği ödenekleri yaklaşık 35 milyara çıkıyor 2022 yılında. Değerli arkadaşlar, bunların vebali üzerimizde kalır ve yarın bir gün geleceklerini çaldığımız, ipotek altına soktuğumuz, yoksulluk ve sefalet içine sürüklediğimiz çocuklarımıza, torunlarımıza ve gelecek nesillerimize bunun hesabını veremeyiz.

Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2018 Yılı Sayıştay Raporu incelendiğinde Bakanlığımız, 50'nin üzerinde eleştirilen bulguyla sınıfta kalmıştır. Bunlar arasında usulsüz ihale süreçlerini, ithaline izin verilmeyen hayvan ırklarının ülkeye girişine izin verilmesini, GAP Eylem Planı'nda bulunan projelerin büyük bir kısmının gerçekleştirilmemiş olmasını da söylemeden edemeyeceğim.

Değerli milletvekilleri, Sayın Tarım ve Orman Bakanım; çiftçimiz maalesef borç batağında ve toplam borcu 160 milyar lirayı aşmış durumda. Tarım Kanunu'na göre 2006 yılından bugüne kadar çiftçiye yaklaşık 180 milyar lira eksik ödeme yapılmıştır. Tarımda girdi maliyetleri çok yüksek Sayın Bakan, çiftçinin ürettiği ürünü para etmediği gibi gübreye, ilaca, mazota, elektriğe, suya parası yetmiyor. Üretici; toprağından kopuyor, tarlasına, bahçesine, ahırına gitmekten soğuyor, üretimden vazgeçiyor. İktidara geldiğiniz günden bugüne nüfus artışına rağmen çiftçi sayımızda 700 bine yakın azalma olmuş. Yine, 2002 yılından günümüze ekilen tarım alanlarımızda 3,4 milyon hektar yani Trakya tarım alanının 3 katından daha fazla bir alan tarım dışına terk edilmiş.

Bakın, bu elimdeki pamuk raporu Sayın Bakan. Bu rapor, Bakanlığınız tarafından yayınlanmış bir rapor ve içinde ne yazıyor, okuyorum: "2019 yılında gübre, mazot, ilaç ve işçilik fiyatlarındaki aşırı artışlar nedeniyle artan maliyetler üreticiyi zor duruma düşürmüştür." diyor Bakanlığınızın raporu, "2018 yılına göre pamuk fiyatlarında ülkemizde yüzde 7 düşüş yaşanmıştır." diyor bu rapor; bu, itiraf değil de nedir?

Bitkisel ve hayvansal tarım ürünlerinde net ithalatçı olduk, ithalatımız ihracatımızın neredeyse 2 katı. Tarımı kalkındırmak istiyor ve üretim ekonomisini öngörüyorsanız size önerim Bakanlığın bu bütçesini, tarımsal destekleme ödemelerini en az 2-3 kat artırın. Bilimsel bilgiyi üreticiye ulaştıracak olan ve atama bekleyen on binlerce ziraat mühendisini, veteriner hekimleri, gıda mühendislerini, tekniker, teknisyenleri istihdam edin. Araç sayınızı artırın Sayın Bakan, köy köy dolaşan ziraat mühendisleri, uzmanlar olmalı. Üreticileri üretim teknikleriyle örgütleyerek kooperatifleşmeyi güçlendirin. Satış ve pazarlama konusunda, finansman konusunda, lisanslı depoculuk konusunda farkındalık ve bilinç yaratarak aydınlatın.

Sayın Bakan, sizden çok rica ediyorum; ithalatı ve ithal ürünleri öven, teşvik eden ve ithalat sopası göstererek üreticilerimizi tehditle terbiye etmeye çalışan politikalarınızdan vazgeçin. "Paramız var ki ithal ediyoruz." gibi söylemlerden sakının, olsa da demeyin, kendi zeytin ve zeytinyağımız sizin önderliğinizde tanıtım ve katma değer yaratma desteği beklerken Girit Adası'ndaki zeytinyağını övmeyin. "Çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır; bunun genel kanunu ne yazık ki böyle." demişsiniz Sayın Bakan, demeyin; dediyseniz de bu sözünüzü geri alın, zira bu türden sözleriniz bizi üzüyor, içimizi acıtıyor. Bu ülke hepimizin, çiftçilerimiz de milletimizin gıda egemenliği ve güvencesi adına baş tacımızdır. Onlara, samimi bir şekilde alacağınız karar ve uygulamalarınızla sahip çıkınız.

Sayın Tarım ve Orman Bakanım, "Cumhuriyetin rekorlarını kırdık." diyorsunuz ya, ben de size bu rekorlardan birkaçını söylemek istiyorum. On yedi yıllık iktidarınız döneminde 102,2 milyar dolarlık rekor dış alım yaptınız. Buğdayda, pamukta, ayçiçeğinde, pirinçte, soyada, kırmızı ette, canlı hayvanda ve daha nicesinde rekor ithalat rakamlarını yakaladınız. Meralarımız boş dururken ve ıslah beklerken saman ithal ettiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sındır, sözlerinizi bağlayın lütfen.

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Sayın Bakan, ihracatımızın ithalatı karşılama oranını bitkisel üretimde yüzde 49,3'e, hayvancılık sektöründe de yüzde 28,05'e düşürerek rekorlar kırdınız. İktidarınızın rekorları saymakla bitmez ama zamanım bu rekor gurur tablosunun tümünü sunmaya yeter değil maalesef.

Ne diyor şair Orhan Veli: "Cep delik, cepken delik/ Kol delik, mintan delik/ Yen delik, kaftan delik/ Kevgir misin be kardeşlik!" Ben de diyorum ki: 2020 yılında yüzde 1'lik zenginler kulübünün ve saray şürekâsının ve tabii ki muhterem "şahsım"ın kevgir bütçesi devletimize, vatanımıza ve milletimize -olabilecek ise- hayırlı olsun. Ama unutulmasın ki elbet bir gün, hem de çok yakın bir gün her şey emin olacak, bu güzel memleketimizde ne ezilen ne ezen kalacak, insanca ve hakça bir düzen mutlaka kurulacak. Yoksulun, işsizin, emekçinin, çiftçinin, esnafın; üreten, katma değer yaratan, yüksek teknolojik üretim yapan ve gelirini emekçileriyle paylaşan sanayicinin, emeklilikte yaşa asla takılmayacakların, 3600 ek gösterge bekleyenlerin, atama bekleyen öğretmenlerin, mühendislerin, mimarların, uzman er, erbaşların...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Son cümlem Sayın Başkan.

BAŞKAN - Son cümlenizi lütfen tamamlayın.

KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - ...sağlık, Diyanet, kolluk çalışanlarının, ağaçların, kuşların, börtü böceğin bütçesi elbet olacak, hem de çok yakındır diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)