| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 16.12.2019 |
CHP GRUBU ADINA CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türk tarımı can çekişiyor, çiftçiler kan ağlıyor ama Tarım Bakanını dinleyince her şey tozpembe, her yer güllük gülistanlık.
SALİH CORA (Trabzon) - Hangi ülkeden bahsediyorsunuz?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Tarımın sorunu aslında çözülmeyecek bir sorun değil, sadece bu iradeyi göstermek gerekiyor arkadaşlar. Sorun çözmek için uzmanlar projeler üretiyor, Bakanlık her yıl milyonlarca lira bütçe ayırıyor ama iş uygulamaya gelince, Bakanlık kendi projelerine bile sahip çıkmıyor. AKP iktidarları sorunu çözmek yerine ötelemeyi seçiyor, ithalatçı bir politika izliyor. Ne ithal ediyoruz? Bütün tarım ürünlerini ithal ediyoruz arkadaşlar. AKP döneminde ithalatçı bir ülke olduk maalesef. Anadolu toprakları buğdayın ana vatanı. Siz bu topraklarda çiftçimizi desteklemiyorsunuz, girdi maliyetlerini düşürmüyorsunuz; Toprak Mahsulleri Ofisini, çiftçinin ihtiyacı olduğu zamanda, hasat döneminde devreye sokmuyorsunuz ithalatta kullanıyorsunuz hem de buğday hasadının başladığı ilk ayda.
SALİH CORA (Trabzon) - Buğday ithal etmiyoruz, yalan konuşuyorsun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Arkadaşlar, Türkiye'de buğday hasadı Çukurova'da haziran ayının başında başlar. Siz tam çiftçinin buğday fiyatı oluşacağı zamanda ithalat silahını çekiyorsunuz, buğday üreticisini öldürüyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Aslında sorunun sizden kaynaklandığını kendi raporunuza da koymuşsunuz yani Bakanlığınızın sitesinde sorunları da bir bir tespit etmişsiniz.
Hayvan yetiştiriciliğinde durum farklı mı? Hayır. Hayvan üreticilerini de yeterince desteklemiyorsunuz, destekleri zamanında vermiyorsunuz, hayvan ithal etmek zorunda kalıyorsunuz. Küçük çiftçi zaten bitmişti, küçük çiftçiyi koruyacak müdahale kuruluşunu ortadan kaldırmıştınız, sıra şimdi sanayiciye geldi. Sayın Bakan, Türkiye'nin ilk beyaz peynir fabrikası hangisidir biliyor musunuz? Yörsanın Balıkesir'de açtığı fabrikadır. Dört yıl önce Dubaili şirkete satıldı Yörsan, şimdi fabrika kapatılıyor. Mesele sadece Yörsanın kapanması değil, Yörsana süt veren binlerce üreticinin mağdur edilmesidir. Bilmiyorum bu sizi ilgilendiriyor mu? Sizin bu yanlış politikalarınız devam ederse, Allah bilir Yörsan gibi daha kaç fabrika kapanacak. Oysa, fabrikalar yurdumuzun demir ağlarıdır. Onuncu Yıl Marşı'na konu olan, sadece, sizin anladığınız demir yolu değil, fabrikalardı, sanayi kuruluşlarıydı. Kırsal kalkınmanın lokomotifi, çiftçinin güvencesidir bu demir ağlar. "Her bölgenin kendi ürün desenine uygun sanayisi olmalı, çiftçi ürettiğini fabrikalarda işleyip kazanmalıdır." diyerek kuruldu bu demir ağlar. Siz ne yaptınız, siz ne yaptınız? Üretimin lokomotiflerini bir bir kapattınız, yandaşlarınıza sattınız; arazilerine göz dikip rant canavarına kurban ettiniz; 3 yandaşınız 5 kazansın diye binlerce çiftçiyi topraklardan uzaklaştırdınız; geçinemeyen köylüyü şehre göç etmeye zorladınız; kendi çiftçimizi bitirme pahasına çiftçimizin hakkını yediniz ama Çad'da kalkınma projesi yapıp yabancı çiftçilere susam üretsin diye destek veriyorsunuz. Bu desteği Türk çiftçisinden neden esirgiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Benim çiftçimin 2002 yılından bu tarafa piyasa ve bankalara borcu ne oldu biliyor musunuz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakan dinlemiyor. Sayın Bakan...
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Bakan, Sayın Bakan, lütfen... Burada sizi ilgilendirecek çok önemli bir konu var. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) - Genel Kurula konuş, Genel Kurula hitap et!
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bakana bakarak söyle!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Bakan duyuyor, kulakları var!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - 2002 yılından bu tarafa Türk çiftçisinin borcu ne oldu biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bu tarafa dön! Meclise dön, Meclise!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Meclise de söylerim: 2002'de 4 milyar borcumuz vardı, şu anda çiftçinin borcu 160 milyar lirayı geçti. Yani çiftçimiz 40 kat borçlandırıldı. Bundan haberiniz var mı? (CHP sıralarından alkışlar) Bu çiftçi borçlarını yapılandıralım, çiftçiyi borç baskısından kurtaralım diyoruz ama iktidarınızdan tık yok.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bağırınca ne olacak? Niye bağırıyorsun?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Çiftçiye gelince tık yok ama Simit Sarayına gelince Ziraat Bankasının vallahi parası çok. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Bağırma, bağırma!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Biz diyoruz ki: Tarımda destek yeterli değil; girdi maliyetleri yüksek, çiftçi üretimden kaçıyor, elektrik parası 2 katına çıktı, mazot fiyatları çiftçinin altından kalkamayacağı kadar arttı ama siz çiftçiye kendi verdiğiniz sözü bile tutmuyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Mazot desteğini kim verdi ilk?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Kendi çıkardığınız Tarım Kanunu tarıma en az...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Gökçel.
Buyurun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Bakan, benim de seçim bölgem olan Mersin'de dünyanın en kaliteli narenciyesi yetişiyor. Narenciye yetiştiricisi kan ağlıyor; 60 kuruşa sattığı narenciye ürününü dekarına 750 lira su parası vererek yetiştiriyor. Değerli arkadaşlar, 1980'li yıllarda narenciye ihracatının tonuna 150 dolar seviyesinde destek veriliyordu, bugün bu destek sıfırlandı; bunu siz yaptınız Sayın Bakan. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Bakan...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bağırınca ne oluyor?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Ben köylüyüm de ondan bağırıyorum, çiftçiyim; affedersin, şeyim yanlış. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Böyle bağıramazsın ya!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Biz buğdayı, baklagilleri, yaş meyve ve sebzeyi ihraç ederdik; kıl keçisini, koyunu, büyükbaş hayvanı ihraç ederdik; çiftçi üretip ihraç etmeyi özledi. İnanın şuna: Türk çiftçisi ilk seçimlerde vallahi de billahi de sizi ihraç edecek, bunu unutmayın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)