| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 16.12.2019 |
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tarım Bakanlığı bütçesi ve bölümlerinin bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Burada, sizlerle, bizi ekranları başında izleyen milletimizle ve Bakanlık yetkilileriyle, yaşanan sıkıntıları ve çözümleri paylaşmak üzere konuşacağız.
Öncelikle, burada, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ve Yedigöze Barajı'nı yapan müteahhide birkaç şey söylemek istiyorum. Yani bu Yedigöze Barajı, bölgede çok uzun yıllardan beridir bir türlü tamamlanamayan ve o bölgenin bir türlü su ihtiyacını karşılayamayan bir hâle geldi. Uzun yıllardan beridir "Tamamlanacak, tamamlanacak." denmesine rağmen, şu ana kadar, bildiğim kadarıyla, bir 20 bin dönüm kadar arazi sulanabiliyor ama toplamda 750 bin dönüm araziyi sulayacak bir sulama sisteminin kurulması lazım. 750 bin dönüm araziden bahsediyorum, ki bu arazi gerçekten çok önemli ve mümbit bir arazi, eğer sulayabilirsek hem Türk ekonomisine hem o bölgemizdeki çiftçiye çok önemli katkılar sağlayacaktır. Onun için, Yedigöze Barajı'nın bir an önce çiftçilerimize su ulaştırmasını ve o bölgeyi sulamasını arzuluyoruz; bu, en büyük beklentilerimizden bir tanesi. Bölgedeki çiftçilerimizin de oradaki üretici kardeşlerimizin de Tarım Bakanlığından ve Devlet Su İşlerinden beklentileri budur. Onun için, bunu sizlerle paylaşmak istedim.
Yine, çiftçi girdileri, gübre, kimyasal ilaç, tohum, biliyorsunuz doların artmasıyla birlikte aşırı derecede arttı; yüzde 100'le yüzde 150'ye varan artışlar oldu. Şu anda üst gübresi ve taban gübresi 1.700 liralarda seyrediyor. Ama geçen yıl çiftçi bunu 2 milyon liradan aldı yani 2 liradan aldı yeni parayla, şu anda 1,7'de seyrediyor ama inanın ki bir ay sonra çiftçi, buğdayın üst gübresini atmaya başladığında yine 2 lira olacaktır ve mısır ekimi, ayçiçek ekimi başladığı zaman da yine 2 liradan seyredecektir. Onun için, Tarım Kredinin bir an önce devreye girip hem üst gübresini hem taban gübresini çiftçiyi koruyabilecek şekilde, piyasayı regüle edebilecek şekilde piyasaya girip bir an önce ucuz gübreyle ortamı ayarlaması lazım, yoksa zaten girdi maliyetlerinin artmasından dolayı ciddi manada problemler yaşarken bir de aksine bu artışlar olursa çiftçinin daha büyük sıkıntılar yaşayacağını düşünüyorum. Mazot ve tohumda da aynı şekilde çok ciddi artışlar oldu. İnşallah bu konuda da Hükûmetimiz, çiftçiyi sevindirecek, çiftçiye faydalı olacak işleri başarır.
Şimdi, sayın milletvekilleri, burada, gübre, mazot ve kimyasal ilaç, çiftçinin gerçekten en ağır yükü yani biz eğer bunu hafifletebilirsek inanın ki çiftçi, üretmekten korkmaz. Çiftçi, üretmeyi sever ve bugüne kadar da gerçekten dişini tırnağına takarak çok ekonomik zorluklar yaşamasına rağmen üretmeyi başarabilmiştir. Bu yıl pamuk üreticileri, çok büyük sıkıntılar yaşadılar; bir, üründe yüzde 30'a varan kayıplar yaşandı; iki, fiyatta yüzde 30'a varan kayıplar yaşandı. Dolayısıyla hem üründe hem de fiyatta çok büyük kayıplar yaşayınca pamuk üreticileri çok büyük sıkıntılar yaşadılar.
Burada Sayın Bakana özellikle şunu söylemek istiyorum: Lütfen, Türkiye'deki pamuk üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları iyi araştırıp bu konuda bir çözüm üretebilirsek inanın ki önümüzdeki yıllarda pamuk ektirmeyi başarabiliriz çiftçimize yoksa bu şartlarda çiftçimizin pamuk ekmesi mümkün değil çünkü hem maliyetler çok arttı hem yüzde 30 ürün kaybı var hem de fiyatlarda artış kaybı var. Yani Türkiye'nin 1,5 milyon ton lif pamuğa yani balya pamuğa ihtiyacı var. Bizim en önemli sektörümüz tekstil sektörü, bizim dünyada en fazla ihracata yöneldiğimiz şey tekstil sektörü, bunun ham maddesi de pamuk. Dolayısıyla biz, pamuğu üretemezsek, pamuğu yetiştiremezsek, bu manada çiftçiyi pamuk ekmeye teşvik edemezsek dışarıdan alacağız bunu; dışarıdan aldığımız zaman da çok büyük maliyetler oluşuyor. Türkiye'nin hem ekonomisine hem de alın terimizle verdiğimiz, ödediğimiz vergilerimizi yabancı devletlerdeki yabancı çitçilerin kazanmasına vesile oluyoruz. Onun için, çiftçimize pamuk ektirmemiz lazım.
Pamuk ektirebilmemiz için de prim desteğini keşke -800 lirada- 80 kuruşta sınırlı tutmayıp da 1 lira yapabilmiş, hatta 1 liranın üzerine çıkartabilmiş olsaydık; bu yıla istinaden, dönüme pamuk desteği verebilmiş olsaydık -ki çünkü çiftçi çok büyük mağduriyet yaşadı pamuktan dolayı- inanın ki önümüzdeki yıl pamuk ekenlerin sayısı aynı oranda olurdu. Bu sene balya pamuk için beklenti 900 bin ton civarındaydı ama şu anda, tahmin ediyorum ki -daha tam rekolte belki elimize geçmedi ama- 600 bin ton civarında kalmıştır. Yani, bu ne demektir? 900 bin ton balya pamuğu biz dışarıdan alacağız. Nereden alacağız? Yunanistan'dan alacağız, Amerika Birleşik Devletleri'nden alacağız; yani, benim Ahmet'im, Hasan'ım, Mehmet'im kazanacağına Yunan Dimitri kazanmış olacak. Bu, Türk çiftçisi adına önemli bir kayıptır; onun için, çiftçimizi mutlaka pamuk ekmeye teşvik etmemiz lazım. Bunun için de -en önemli şey- girdi maliyetlerini düşürerek ve prim desteğini artırarak çiftçimizi pamuk ekmeye teşvik edebiliriz.
Mısır ile ayçiçeğinde de bu sene ürün kaybı yaşandı. Yani, belki size ulaşan rakamlar çok yüksek olabilir ama ben bizzat işin, bu tarım sektörünün içerisinde olan bir insan olarak... Mısırın ortalaması geçen yıl 1.400'lerdeyken bu yıl 1.300'lerde filan kaldı. Fiyat da çok öyle ahım şahım bir fiyat değil; yani, çiftçiyi çok böyle şaha kaldıracak bir fiyat değil. Dolayısıyla, mısır üreticisinde de bir mağduriyet var. Bunların hepsi, çiftçimizin gelecek yılla, önümüzdeki yılla ilgili şevkini ve üretim isteğini kırıyor. Biz eğer bu şevki ve üretim isteğini artırabilirsek çiftçimizi daha fazla üretmeye sevk edebiliriz.
Yine, çiftçimizin üzerindeki en büyük sıkıntılardan bir tanesi, Ziraat Bankası borçları, Tarım Kredi borçları. Şimdi, şu anda çiftçilerin büyük bir kısmı, Ziraat Bankası borçlarını ödeyemiyor, ödeyemeyince yapılandırmaya gidiyor, yapılandırma da yüzde 14 faiz oranıyla oluyor. Yani, bunu, bu rakamı ne yapıp yapıp -Ziraat Bankasıyla görüşüp, Hazineyle görüşüp- bir şekilde yüzde 10'ların altına çekmemiz lazım. Aynı şekilde, Tarım Kredide, geçen yıl aşağı yukarı faiz oranı yüzde 27'leri buldu. Yine onun da faiz oranlarının en fazla yüzde 10'lar civarında olmasını temin etmemiz lazım.
Bunları yapabilirsek eğer çiftçiyi üretime teşvik ederiz. Çiftçi ürettikçe ülkemiz kazanır, çiftçi ürettikçe üç beş kuruş para kazandıkça daha fazla üretir. Biz de zaten çok fazla bir şey satamıyoruz dışarıya. Narenciye satıyoruz, yaş meyve-sebze satıyoruz ve pamuğa dayalı ürünler satıyoruz. Yani pamuğu sadece iplik olarak da düşünmeyelim. Biz, dışarıdan çok miktarda ham yağ ithal ediyoruz. Ham yağ ithalatını engellemek adına da pamuk üretimini teşvik etmek lazım. Yani çiğitten ciddi manada küspe ve yağ elde ediliyor. Dolayısıyla biz, pamuk üretimini teşvik edersek dışarıdan gelecek ham yağın da önüne geçmiş oluruz.
Hayvancılıkla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Et ve Süt Kurumu, şu anda hayvancılığı iyi yönetiyor. Bu manada gerçekten Et ve Süt Kurumundan memnunuz. Ya, zarar ediyor dahi olsa bir şekilde Et ve Süt Kurumunun çiftçinin elindeki hayvanı kesmesi lazım, dışarıdaki et kesenlere çiftçiyi, üreticiyi muhtaç etmemesi lazım. Eğer dışarıdakine muhtaç kalırsa fiyatlar düşüyor otomatikman; dolayısıyla bundan da çiftçi zarar ediyor. Zaten yem fiyatları çok pahalı, hayvanın alış fiyatı çok pahalı. Dolayısıyla Et ve Süt Kurumu, eğer çiftçinin, üreticinin hayvanını kesip iyi parayla değerlendirmezse inanın ki üretici zarar eder. Hayvancılıktan bir defa vazgeçti mi, inanın ki bir daha üretici dönüp o hayvancılığa bakmaz çünkü hayvancılık, gerçekten çok zor bir şey. Affedersiniz, onun kokusu, içerisinde yaşadığınız bir sürü sıkıntı, hayvanın türlü türlü hastalıkları, bunlarla günlerce uğraşacaksınız ve onun kilo alması için tonlarca yem alacaksınız. İşte, çoban masrafıdır, şu maliyetlerdir, bu maliyetlerdir derken gerçekten üzerine çok ciddi rakamlar biniyor. Bu rakamları kurtarabilmek adına da Et ve Süt Kurumunun üreticinin hayvanını iyi bir fiyata keserek -gerekirse zarar etme pahasına- değerlendirmesi lazım. Bunları yaparsak biz üreticimizi teşvik etmiş oluruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Varlı, tamamlayın lütfen.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Yine, bölgemizdeki ve bütün Türkiye'deki çiftçilerin talebi, Ziraat Bankası borçlarının düşük faizle veya sıfır faizle, uzun vadelere yayılarak çiftçimizin ödemesine imkân sağlanmasını bekliyorlar. Yine, Tarım Kredi borçlarının bir şekilde, uzun vadeyle, düşük faizle ertelenmesini istiyorlar. Bunlar çiftçilerimizin talepleridir. Bu talepleri sizlerle ve Sayın Bakanla, Bakanlık yetkilileriyle paylaşmış olduk.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)