| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 17.12.2019 |
CHP GRUBU ADINA ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkanım, saygıyla selamlıyorum.
Benden önce konuşan meslektaşım Enis Berberoğlu olayın bir yanını çok açık ve net anlattı basın kartlarıyla ilgili. Ben Sayın Fuat Oktay'ın beni dikkatle dinlemesini rica ediyorum ve bu konuda Mecliste bulunan gazeteci kökenli, hangi partiden olursa olsun, bütün arkadaşların, ortak bir şekliyle, kendisine bilgi vermeye ve basın ve ilişkiler noktasında, iletişim noktasında mesleki birikimlerimizi aktarmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.
Sevgili arkadaşlarım 15 temmuzdan sonra 3.804 gazetecinin basın kartı şu ya da bu nedenle iptal edildi. Şimdi bir kısmının değişik örgütlerle ilişkili olduğu ve iltisaklı olduğu söylendi, bir kısmı cezaevinde yattı çıktı Enis Berberoğlu gibi ve beraat etme noktasında olan arkadaşlarımız da var. Ama ben bir şeyi merak ediyor ve soruyorum: Gazetecilerin kimliğini iptal etmek iletişim başkanlığının işi mi? Böyle bir kartın iptali acaba ileride bu arkadaşlarımızın nüfus kâğıtlarını iptale kadar gider mi diye merak ediyorum çünkü gazetecilik bir meslektir ve o mesleğin tanıtım kartıdır o kart. Eğer o arkadaşların bir suçu yoksa o kartı taşıması kadar doğal bir şey yok. Yani nüfus kâğıtlarını iptal etme noktasında "Öyle saçma bir şey olur mu?" diyebilirsiniz, o zaman, gazetecilerin kimliğini iptal etmek saçma bir şey değil mi? Kim karar veriyor gazetecilerin kartlarının iptaline? "Sen gazetecisin." ya da "Değilsin." deme yetkisi kimde? Yani soruyorum, o kişiler kimler? Ve onlara soruyorum: Siz kimsiniz de gazetecilerin kartlarını iptal ediyorsunuz?
Bakın, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin 3.850 üyesi var, İzmir Gazeteciler Cemiyetinin 900, Türkiye Gazeteciler Sendikasının 1.450 üyesi var, Türkiye Gazeteciler Federasyonunun -78 cemiyetle birlikte- 20 bin üyesi var, Ankara Gazeteciler Cemiyeti 2 bin üyeye sahip. Eskiden, meslek örgütleri toplanıyor ve basın kartlarıyla ilgili kararı veriyordu. Şimdi, bazı arkadaşlarımızın basın kartlarını "FETÖ'cü" diye iptal ettiler ama çoğunlukla da solcu, Atatürkçü, devrimci, yurtsever insanların kartlarını da iptal ettiler. Şimdi, iptalin gerekçesi olarak sundukları madde FETÖ'cülük ama işin aslına bakarsanız, kartı iptal eden heyette Pensilvanya'ya gitmiş, diz çökmüş, el öpmüş insanlar var. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
İzmir'de bir iş adamı vardı, Saygılı Rulmanın kurucusu Eflatun Saygılı. Bu kişi "Son Dakika" diye bir gazete kurdu. Bu gazetenin ortakları arasında "Gökhan Karaca" diye biri vardı, Metin Kocakurt'a bu hakkını teslim etti. Eflatun Saygılı, Metin Kocakurt, Mehmet Tahir Kocakurt, Selçuk Karakaya ve Kail Senih Kasap'la bu gazetenin yönetim kurulu oluştu.
Açıklayayım arkadaşlar: Mehmet Tahir Kocakurt'un ağabeyi FETÖ'nün dünya imamlarından ve bu gazetenin sahiplerinden biri bugün firarda olan Barbaros Kocakurt. Bu gazetenin sahibi Ege Üniversitesi Rektörü ve FETÖ firarisi -Cumhurbaşkanı tarafından atanmıştı ama sonra FETÖ'cü olduğu ortaya çıkınca görevden alındı- Cüneyt Hepcoşkun ve firar etti. Firar ettikten sonra onun temelini attığı Bilal Saygılı Camisi'ni, FETÖ'cülerin yaptırdığı ve 30 milyon liraya mal olan camiyi Sayın Cumhurbaşkanı açtı.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yalan, yalan hepsi. İftira ediyorsun.
ATİLA SERTEL (Devamla) - Açtı açtı, ben...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Açtı ama... Yalan söylüyorsun.
ATİLA SERTEL (Devamla) - Kardeşim, şeyi okuyun. Bakın, yalan değil. Metin Kocakurt'u araştırın, Cüneyt Hepcoşkun'u araştırın, diğerlerini araştırın, hepsini araştırın görürsünüz.
Şimdi, bu "himmet operasyonu" adı altında bunlar ifade vermiş ve gazeteleri kapanmış kişiler. Son Dakika gazetesi kapatılmış FETÖ'cülükten, FETÖ'cülükten kapatılan gazetenin orada çalışan muhabirleri "FETÖ'cü gazetede çalıştı." diye basın kartlarını alamıyorlar. Bu, vicdansızlık. O arkadaşlarımız o gazetenin FETÖ'cü olduğunu bilmez, bilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ATİLA SERTEL (Devamla) - Başkanım, bitireyim.
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
ATİLA SERTEL (Devamla) - 15 Temmuzdan sonra her şey ortaya çıktı ve bu kaçaklar, bu FETÖ'cüler...
Bir arkadaş bağırıyor, ilişkisi nedir bilmem.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İşte hep böyle iftira atıyorsunuz. Yalan yere iftira atıyorsunuz herkese.
ATİLA SERTEL (Devamla) - Ben iftira atmıyorum, "İlişkisi nedir bilmem." diyorum yani bilmem.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İşiniz gücünüz istismar.
ATİLA SERTEL (Devamla) - İlişkin nedir bilmem kardeşim. Sen de kendin araştır, konuş.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen öylesin.
ATİLA SERTEL (Devamla) - Şimdi, bu FETÖ'cüler, kaçaklar yargıda ve bu kaçaklar hukuk önünde mahkûm olmuşken, kaçakken onun gazetesinin çalışanlarının basın kartlarını iptal ediyorsunuz ama asıl kaçanları görmüyorsunuz ve yargılamıyorsunuz ve kaçanların ortaklarının yaptırdığı camiyi de Sayın Cumhurbaşkanına, onu da aldatarak, Sayın Cumhurbaşkanını da aldatarak açtırıyorsunuz. Gerçekten ben hiç yalan söylemedim hayatımda ve o Bilal Saygılı Camisi'nin ve sahibinin FETÖ'cü olduğunu ben değil yargı söylüyor ve soruşturmalar var hakkında. O nedenle bunları buradan aktardım. Sayın Oktay çağırırsa da gerekli bilgileri veririm.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)