GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sekizinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine, darbenin lanetlenmesi gerektiğinde hemfikir olduklarına ama darbenin bir ayağının netleşmediğine, Barış Pınarı Operasyonu'na HDP olarak "işgal" dediklerine, Zeytin Dalı Gümrük Kapısı'nda ticaretin kimlerle yapıldığını öğrenmek istediklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:36
Tarih:17.12.2019

FATMA KURTULAN (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan. Bugün çok iyi yönetiyorsunuz. Günün bu saatinde de iyi oldu hepimiz için, sağ olun.

Sayın Başkan, şunu söylemek isterim: Sayın Fuat Oktay konuşmasına başlarken 15 Temmuz darbesini uzun uzun anlattı. Doğrusu, ben bunu Meclis için -hemen AKP hiddetlenmesin- zül sayıyorum. Şu anlamda: Burada grubu bulunan bütün partiler, birlikte, grubu bulunmayanlar da dâhil, herkes darbe girişimini zamanında da hâlâ da lanetliyor, dün olduğu gibi bugün de lanetledi. Şimdi, zaten hepimizde geçmiş darbelerden muzdarip olan, işkence gören arkadaşlar da var; bu darbede de ve darbe sonrasında da aslında. "Darbeyi ben yapmadım ki, biz yapmadık ki; asıl kim yaptı, ortada değil. Niye bunun hesabı bizden soruluyor? Niye bu kadar bedel ödüyoruz?" diye hâlâ toplumun büyük bir kesimi bu soruların cevabını arıyor.

Şimdi, hazır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Oktay buradayken, biz muhalefet partileri için -üç partiyi en azından biliyorum- muğlak olan şudur, darbenin lanetlenmesi gerektiğinde hemfikiriz fakat şunu söylüyoruz: Bu darbenin bir ayağı hâlâ netleşmemiş, bir muğlaklık var. Önerge veriyoruz, AKP ve MHP reddediyor. Bizim önergelerimiz -bir talimat versinler- burada kabul olsun, bu ayak da araştırılsın, netliğe kavuşsun, hep beraber bu süreci gömelim, bitirelim diye öneri yapmak istiyorum. Yani "Adil Öksüz, Adil Öksüz" deniyor, kimse -en azından HDP- bunun gerçekten arandığına, yargının bunu aradığına, yerini bulamadığına inanmıyor, böyle bir şey olduğunu düşünmüyoruz, bunu söylemek isterim.

İkinci bir şey de Barış Pınarı denilen operasyona biz HDP olarak "işgal" diyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Kürtler olarak da orada kardeşlerimiz yaşıyor ve kardeşlerimiz büyük bir zulüm altında, bir bütün olarak aslında, yıllardan beri orada süren bir savaştan dolayı, Türkiye'nin müdahil olmadığı dönemleri de söylüyorum. Ancak, şu anda, Türkiye oraya bir barış eli, gül dağıtmaya vesaire gitmiş değil, orada bir boş arazinin üzerinde bir savaş da yürümüyor, orada bir yerleşim alanı var, insanlar var, köyler var, ilçeler var, iller var ve orada büyük bir yıkım oluyor. Böyle bir şey söylediğimizde ne deniliyor? İşte "Milletimize, ordumuza..." Bir kez daha şunu söylemek isterim: Milletimize kimsenin bir şey dediği yok, hemen oraya götürmeyin, orayı kendinize kalkan yapmayın. Sizin bu yönetemeyen politikalarınızı eleştiriyoruz, reddediyoruz. Şu an, iktidarınızı güvenceye almak için sarıldığınız bir can simididir bu savaş, bunu böyle görüyoruz arkadaşlar ve en çok da buradaki mantığınız, koltuğunuzun geleceğini, iktidarınızın geleceğini düşünerek yapıyorsunuz, aynı zamanda da Kürtler herhangi bir statü elde etmesin diye oralara kadar gitmişsiniz. Ne Amerika'nın ne Rusya'nın ne de sizin orada işiniz yok arkadaşlar. Geri gelelim lütfen, lütfen geri dönelim oradan. Şimdi şunu çok sorduk... (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ama olmuyor arkadaşlar, size sataşınca kıyameti koparıyorsunuz.

BAŞKAN - Buyurun Fatma Hanım, buyurun.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Sayın Oktay, şunu da söylemek isterim. Biz şunun cevabını alamadık, HDP alamadı, bütçe görüşmeleri sırasında da -Sayın Komisyon Başkanı da burada, biliyor- burada, Ticaret Bakanı geldiğinde de şunu öğrenemedik: Zeytin Dalı Gümrük Kapısı'yla bir ticaret hacmi var, bunu kiminle görüyorlar? Oradaki muhataplar kimdir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun toparlayın.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Bu ticareti Türkiye kimlerle birlikte görüyor? Neyi ithal ediyor, nereye satıyor, ne alıyor, ne veriyor, ne yapıyor? Bu soruların yanıtı gerçekten ortada duruyor. HDP bir kez daha burada sormak ister, bunu gerçekten öğrenmek ister. Oradaki muhataplarınız IŞİD değilse, IŞİD artıkları değilse, oradaki Kürtleri de zaten dört bir yana sürdünüz, herkes evini, yurdunu, barkını terk etmek zorunda kaldı, onlar da değilse o zaman hayalî birileri mi var, kim var; bunu merak etmekteyiz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)