| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 19.12.2019 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçe görüşmelerinin son akşamına geldik. Yarın tümü üzerinde görüşmeler yapılıp tümü oylandıktan sonra inşallah ülkemize, milletimize, devletimize hayırlı bir bütçe yapmış oluruz. Güçlü devletlerin güçlü bütçelere ihtiyacı vardır. İnşallah bu bütçe de ülkemizin gücüne güç katar diyorum.
Sözlerime başlarken yine, Doğu Türkistan'da yaşanan, soydaşlarımıza yapılan zulmü kınamak istiyorum. Orada âdeta kardeşlerimizi evlerinden çıkamaz hâle, konuşamaz ve hiçbir faaliyette bulunamaz hâle getiren Çin devletini de, bu zulmü yapan Çinlileri de kınıyorum ve inşallah, Allah nasip edecek o Çin'e yeniden bir Çin Seddi yaptırmayı, Türk milletinin onlara yeniden bir Çin Seddi yaptırmasını nasip edecektir diyorum. (MHP sıralarından alkışlar) Çünkü onlar geçmişte Türklerin ne olduğunu çok iyi biliyorlar ama şu anda bizim kardeşlerimize de çok ağır zulümler yapıyorlar.
Yine, Amerika Birleşik Devletleri'nin Senatosunda alınan kararı da burada kabul etmediğimizi, kınadığımızı beyan etmek istiyorum. Zaten Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün siyasi parti grupları, bir siyasi parti hariç diğer siyasi parti gruplarının tamamı bu kararı kabul etmediklerini ve kınadıklarını beyan etmişlerdir. Biz de buradan, kabul etmediğimizi ve kınadığımızı söylemek istiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri önce kendi tarihine baksın; Kızılderililer ne oldu, nereye gitti bu Kızılderililer? Geçmişte zencilere yapılan zulümleri, onların demokrasi istediklerinde, hak hukuk istediklerinde Amerikan polisinin, Amerikan askerinin nasıl davrandığını çok iyi biliyoruz. Hâlâ bir zenci bir yerde bir eyleme karıştığı zaman anında silahla müdahale edildiğini de çok iyi biliyoruz. Onun için onların bize demokrasi adına öğretebilecekleri hiçbir şey yok, insan hakları adına öğretebilecekleri hiçbir şey yok; kendi tarihlerine baksınlar, kendi geçmişlerine baksınlar, o zaman daha iyi düşünür, daha iyi karar verirler diye düşünüyorum.
Yine, Doğu Akdeniz'de yaşanan bir hadise var. Hakkımız olan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti üzerindeki garantörlüğümüzü de kullanarak ve kıyılarımızdaki haklarımızı da kullanarak Libya'yla yaptığımız bir anlaşma var. Bu anlaşmanın neticesinde inşallah orada Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak biz kendi haklarımızı aramaya devam edeceğiz ve orada bizi devre dışı bırakmaya çalışan, bizi yok sayan ülkelere de var olduğumuzu göstermemiz lazım. Böylesi millî meselelerde hem Amerikan Senatosunun hem işte Libya'yla yapılan anlaşmaların konuşulduğu dönemlerde burada bütün arkadaşlarımdan istirhamım, bütün siyasi partilerden istirhamım, millî meselelerimizi siyasetüstü tutmamız lazım değerli arkadaşlar, burada siyasete alet etmememiz lazım; "ama"sız, "fakat"sız, "lakin"siz bu meseleleri burada savunmamız lazım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tamam, çıkıyoruz, diyoruz "Çok güzel olmuş, buna oy verelim, kabul edelim ama..." Ya, bu "ama"sını da geçelim kardeşim yani Türkiye Cumhuriyeti devleti orada bir şey yapıyorsa ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin, milletimizin lehine bir şey yapılıyorsa bunu hep birlikte desteklememiz lazım, hep birlikte arkasında durmamız lazım.
Şimdi, Suriye meselesi konuşulduğunda Türk askerine "işgalci" deniliyor, Türk devletine "işgalci" deniliyor. Biz oraya kendi haklarımızı korumaya gidiyoruz, ülkemize yapılan terör saldırılarını önlemeye gidiyoruz, sınırımızda kurulacak terör devletlerini ortadan kaldırmaya gidiyoruz. Biz işgalci filan değiliz, biz kendi haklarımızı savunmaya gidiyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Amerika Birleşik Devletleri 10 bin kilometreden gelip orada hak iddia ederken, Rusya bilmem nereden gelip orada hak iddia ederken kimsenin sesi soluğu çıkmazken Türk askeri girdi mi "Türk devleti işgalci." "Türk askeri işgalci." Biz Osmanlı Devleti döneminde de işgalci değildik, Selçuklu döneminde de işgalci değildik, şu anda da işgalci değiliz ama hemen sınırımızda, burnumuzun dibinde kurulacak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin menfaatlerine zarar verecek terör devletçiklerine de asla müsaade etmeyiz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Onun için, bu noktada biz askerimizin, devletimizin arkasındayız, almış olduğu kararı da sonuna kadar destekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Oradaki bütün askerlerimizi Cenab-ı Allah korusun, inşallah onların tırnağına taş değmesin, inşallah sağ salim güvenlikli bölgeyi oluşturarak ülkemize geri dönerler. Zaten Suriye meselesi başladığı gün de Sayın Genel Başkanımız demişti: "Bizim orada güvenlikli bölge oluşturmamız lazım." Gelecek bütün göçmenleri de orada barındırarak, yurt içerisine almadan, tamamen kontrol altında, hem Suriye meselesinde oradaki güvenlikli bölge sayesinde terör konusunda üzerimize gelecek saldırıları önlemek hem de gelecek mültecileri orada ağırlamak adına bu güvenlikli bölgeyi oluşturmak doğrudur diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)