GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:19.12.2019

CHP GRUBU ADINA KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi 5'inci madde üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyor, Genel Kurulumuzu ve televizyonları başında bizi izleyen aziz milletimizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hani bir söz vardır "Borç yiğidin kamçısıdır." derler. Ama bizde borç o kadar böyle taşınmaz kamçı olmayı aştı ki sırtımızı, belimizi büktü, mecalimizi kesti, ayağımıza da pranga oldu. Daha bugün -az önceki konuşmacı da sözünü etti- 3 yurttaşımız bankalara olan borcu yüzünden geçinemediği için yaşamına son verdi. Ve bu yurttaşlarımızın cebinden ne çıktı biliyor musunuz? Uzunca bir borç listesi. Benim yüreğim yandı, bu acı inanıyorum hepinizi de üzmüştür. Ama üzüntüler bitmiyor, her gün bir yenisiyle karşı karşıya kalıyoruz. Hani diyorsunuz ya "Nereden nereye." Evet, bunları konuşacağız. İşte bu bütçenin kim için, ne için... Bu 82 milyonun her bir ferdine -yurttaşlık görevi yapma noktasında- devlet verdiği her görevi yaptırıyorsa işte bu bütçenin de vicdanlı, hakkaniyetli, 82 milyonun da yaşamına dokunacak şekilde harcanması lazım. Temel kural şu arkadaşlar: Şeffaf, hesap verebilir ve bir kuruşu yetim hakkı bilip yerine harcamaktan geçer.

Biz uzun aradan sonra Tokat Zile ilçesinde belediye başkanlığını kazandık. Encümen, genelde icra kurulunun olduğu bir yerdir, Belediye Başkanımız bu encümene Milliyetçi Hareket Partili ve AK PARTİ'li Meclis üyelerini davet etti. Dediler ki: "Ya işte olmaz." falan, "Yok arkadaşlar, yaşadığımız kentte ben şehrülemin, siz de benimle bu kentin çehresini değiştirip bir beş yıl yönetmeye ortak akılla karar kılınmış, seçilmiş insanlarsınız, buraya katkı sunacağız." dedi. Tabii, bütçesinin 5 katı borçla almıştı ama öyle destan gibi asmadı o borcu. Biz yaşadığımız kentin yönetimine talip olduk, bu aziz millet bize vekâlet verdi. Ama bunu vicdanlı, hakkaniyetli, ortak akılla.. İşte o Zile Belediye Başkanımızın örneğini bizim gerçekleştirmemiz lazım.

Sayın bakanlara bir soru sorulduğunda ya da AK PARTİ Grubuna bir yolsuzluk, bir haksızlık, bir usulsüzlük, vicdanen rahatsız olduğumuz bir konuyu sorduğumuzda herkes figan ediyor. Arkadaşlar, bunlara alışacağız. Dünyada gelişmiş, demokrasisi birinci sınıf olan ülkeler işte bunları aşmış, burada gördüğü değerlerden, buradan, herkesten yararlanıp her gün bu ülkenin yönetimine, dünyadaki var olan saygınlığına bir şey katmaya, yararlanmaya çalışıyor. Bu yüce Meclis tam da bunun için var değerli arkadaşlar ama biz bunları ne yazık ki başaramadık, başaramıyoruz. İşte, başarmadığımızdan da, şöyle bir baktığımızda, içinde bulunduğumuz durum bu.

Değerli arkadaşlar, işte, nereden nereye deyip milat gibi gösterdiğimiz 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin dış borcu 130 milyar dolar. Hani "On yedi yıldır Türkiye uçtu, kaçtı, havalandı." diyoruz ya, işte bugün tüyü bitmemiş yetimin de hakkı olan bu borçların toplamı 447 milyar dolar.

Devam ediyoruz, 2002 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri tarihinde o fabrikalar kuran 54 hükûmetin harcadığı toplam para 713 milyar dolar arkadaşlar. 2003-2018 yılı sonu itibarıyla AK PARTİ'nin harcadığı para 2 trilyon 94 milyar dolar. Ve arkadaşlar, on yedi yıllık dönemde bütçeden faiz ödemeleri için 830 milyar lira ayıran iktidar, bakın, yatırıma sadece 547 milyar lira ayırmış. Zaten kalkınmadığımızdan da görülüyor.

73 ilimizde çiftçi sayısında azalma olmuş, 700 bin çiftçi de üretimden kopmuş. Borç ve ithalat artmış. Konya Ovası büyüklüğünde bir tarım arazisi de ne acı ki ekilemez hâlde terk edilmiş.

2003-2018 yılları arasında tam 95,3 milyar dolar tarım ve hayvancılık ithalatına bu ülkenin kaynakları aktarılmış. Çiftçilerin kredi borçlarının toplamı 105 milyar doları geçmiş değerli arkadaşlar. Biz Tarım Kanunu gereği ve Anayasa'nın amir hükmü gereği çiftçinin hakkı olan 150 milyar ödemeyi, teşviki, desteği yani KDV'siz, ÖTV'siz mazotu, diğer ürün desteklerini vermemişiz arkadaşlar.

Son beş buçuk yılda 570 bin küçük esnaf ve sanatkâr kepenk kapatmış değerli milletvekilleri.

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Kaç tane açılmış, onu da söyler misiniz?

KADİM DURMAZ (Devamla) - Ve gıdaya son yıl içerisinde yüzde 54, elektriğe yüzde 75, doğal gaza yüzde 54 zam yapmış AK PARTİ iktidarları. Bunun akabinde, bakın, 3 milyon 365 bin kişi elektrik faturasını ödeyememiş ve yine 710 bin kişi bu kış günü, zemheri ayında doğal gazının faturasını ödeyememiş değerli arkadaşlar. Bu ülkenin millî değerlerini; 10 liman, 81 santral, 40 işletme 3.483 taşınmazı ve maden sahalarını, hepinizin bildiği gibi bir bir sattık ama bu arada ne oldu? İşsiz sayısında bir yılda yaşanan artış Türkiye'de 55 ilin nüfusunu geçti arkadaşlar.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'yi getirdiğiniz noktada borçları konuş konuş bitmiyor, bitmez de. Tabii, bütçe hakkı çerçevesinde on yedi yıllık AKP iktidarı olarak siz en fazla kimlere borçlusunuz, hatırlatmayı bir görev sayıyorum: Sizler, emeğini sömürdüğünüz işçiye, milletin efendisi iken metropol kentlere doğduğu topraklardan göç ettirdiğiniz, büyük şehirlerde çaresiz yaşayan çiftçiye ve köylüye, maaşından çaldığınız emekliye, her gün öldürülen, şiddete maruz kalan kadına, işsiz bıraktığınız üniversite bitirmiş gençlerimize -bir bölümü de yurt dışına gitmek zorunda kalmış bunların- eğitim hakkını aldığınız çocuklarımıza, katlettiğiniz doğaya, çevreye, iş cinayetlerinde, göçük altında kalan, madende canını veren işçilerimize, atanamayan öğretmenlere, engelli yurttaşlarımıza, sosyal hizmetler uzmanlarına, teknik elemanlara, mühendislere, tren raylarında canını veren insanlara...

İktidar, Türkiye'de "kıymetli ovalar" deyip hepinizin de bildiği gibi, 192 ovayı ova koruma kanunu içerisinde belli bir statüye bağladı. Arkadaşlar, bu ovaların 3 tanesi benim toprağım Tokat'ta, hepiniz de ismini bilirsiniz: Meşhur Kazova, Erbaa ve Niksar Ovaları. İşte arkadaşlar, bu ovalarda yaşayan köylülerin tamamı sulu tarım yapmalarına rağmen doğdukları o topraklardan göçmek zorunda kaldılar. İşte siz, tarım politikanız demiyorum -bu ülkenin kaynaklarını- tarım politikasızlığınız sonucu o insanları doğdukları topraklardan kopardınız. (CHP sıralarından alkışlar)

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yavaş, bak bardağın kapağını da attın, devlet malına zarar vermeden anlat.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Tarım Şûrası'nı takip ettim, Sayın Bakan "Yurt dışından gelen canlı hayvan ithalatını bitireceğim." dedi. Değerli arkadaşlar, bunu bitirmeniz için işte Anadolu'daki o köyleri, ovaları, yaylaları yeniden o hayvan sürüleriyle doldurmanız lazım. Şimdi, o 300, 500, bin baş olan büyük çiftliklerdeki hayvanlar eksiliyor ama et sıkıntısı başlayacak. Ama bu basına açık olan bölümdeydi, kapalı bölümde Sayın Bakan et ithalatının da yapılacağını söyledi; tehlike bitmiyor. Hani bir taraftan da yok helal gıdadır, yok Akreditasyon Kurumudur, bunların bize kazandıracağı bir şey yok. Herkes elini şöyle bir vicdanına koyup tüyü bitmemiş yetim hakkı olan bu ülkenin 1 lirasını canından aziz bilip bu kaynakları doğru kullanmak ve ortak akılla yönetmek zorunda. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Sana hiç zahmet vermeyeceğiz, aynı işi yapacağız, merak etmeyin. Hiç zahmet vermeyeceğiz, aynı şeyi yapacağız.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Şimdi, aynı şeyleri yapmak için inandırıcı olmak lazım, inandırıcı olmak için de bizim böyle başka bir dünyada, başka bir ülkede yaşıyor olmamız lazım. Şöyle bir bakıyorum ben, bu ülkede biz birlikte yaşıyoruz.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - "Çaldınız." diyorsunuz, yanlış. Ama bu kadar olmaz ya!

KADİM DURMAZ (Devamla) - Ben devlet memurluğu yaptım, esnaflık yaptım, köylü çocuğuyum, çiftçilik yaptım ama her kesimden toplumun sorunlarını biliyor, gözlüyor, onlarla birlikte yaşıyorum.

METİN YAVUZ (Aydın) - Biz uzaydan geldik!

KADİM DURMAZ (Devamla) - Arkadaşlar, deniz tükendi, bundan sonra yapmamız gereken ve yapılacak... 31 Martta Türkiye'de yaşayan o onurlu yurttaşlar bir karar verdi, artık kendi ifadeleriyle metal yorgunluğudur, yorgunluktur, kandırılma alışkanlıklarıdır; bunlar bitti. Yapılacak ilk seçimde bu aziz millet, halkın yanında olan, hakça bölüşen Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapacak diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)