| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 21.12.2019 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. 158 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, 8'inci madde gerçekten çok teknik bir konu. Burada, Kamulaştırma Kanunu'nda, uygulanacak olan değer tespitinde hangi esaslara dikkat edilmesi gerektiğine dair bir düzenleme getirilmeye çalışılmakta. Düzenlemede, Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ve 17'nci maddeleri uyarınca ve "Kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer, taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir." şeklinde bir düzenleme getirmeye çalışmaktasınız ve devamında "Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Fiyat Endeksi tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel ödenir." denilmekte. Yani, idareler aleyhine açılacak her türlü davada kamulaştırma değeri taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih... Peki, değerli arkadaşlar sormak istiyorum: Bu tarih her dava için aynı mı? Bazısında on yıl, bazısında yirmi yıl, hatta belki de otuz, kırk yıllara kadar gidebilmekte. "Değerleme tarihi olarak bu şekilde tescil tarihi kabul edildiğinde ve de belirtilen artış oranları uygulanarak rakamın güncellenmesi hâlinde..." diyorsunuz. Bu şekilde ödeme yapılacak. Peki, buna neden ihtiyaç duymuşsunuz? Yine, sizin ifadenizde şöyle denilmekte: "Böylece, kamulaştırma iş ve işlemlerinden sonra bölgede meydana gelen ekonomik gelişmeler, altyapı, kamu yatırımlarının meydana getirmiş olduğu değer artışlarının kamulaştırılan yani arazisi kamulaştırılan kişi lehine sebepsiz bir zenginleşmeye sebebiyet verilmesin." demeye çalışıyorsunuz. Peki, tersinden bakalım soruya. Şimdi, 2 tane taşınmaz olduğunu düşünelim ve bu 2 taşınmazdan 1 tanesi kamulaştırılan bir taşınmaz, diğeri de hemen yanında bulunan bir taşınmaz. Şimdi, 2'sinin de mirasçısı var, 2'sinin mirasçısı da yirmi sene sonra ortaya çıkmış, 1 tanesinin taşınmazı ortada yok, diğerinin taşınmazı o kamu yatırımı nedeniyle kat kat değer kazanmış; şimdi, bu durumda arazisi zaten kamulaştırılan ve bu nedenle, bir anlamda, kamu hizmeti nedeniyle arazisi tahsis edilen mağdur olmakta, diğer taşınmaz sahibinin de o mağdur olan vatandaşın arazisine yapılan kamu yatırımı nedeniyle arazisi değer kazanmakta. Değerli arkadaşlar, eğer bu değer tespiti kabul edilirse böylelikle, arazisi kamulaştırılan şahıs 2 kere ceza çekme durumuyla karşı karşıya kalmakta.
Değerli arkadaşlar, bakın, bu konuyla ilgili son dönemlerde 2 tane Anayasa Mahkemesi kararı var. Bir tanesi 10 Nisan 2019 tarihli bir karar. Burada Kamulaştırma Kanunu'nun 11'inci maddesinin (ı) bendi iptal edildi. Bu madde bizim şu anki görüşmemizle ilgili değil. Ancak bir Anayasa Mahkemesi kararı daha var ki, 2015/55 esas sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı, 26 Mayıs 2016 tarihli, lütfen bu Anayasa Mahkemesi kararını inceleyin. Bakın, bu kararda -11'inci maddenin (f) bendi "Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelire göre hesaplama yapılır." şeklinde- 11'inci maddenin (f) bendinin bu maddenin tümden iptali talep edildi ancak sadece "kamulaştırma tarihindeki" ibaresi iptal edilerek karar verildi. Yani burada "kamulaştırma tarihindeki" ibare çıkarılınca neye göre karar verecek mahkemeler?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Arı, tamamlayın sözlerinizi.
CAVİT ARI (Devamla) - Bitiriyorum.
Artık gerçek bedele göre karar verme durumunda.
Değerli arkadaşlar, şimdi, Anayasa Mahkemesince bu "kamulaştırma tarihindeki" kısmı çıktığına göre, sizin getirmeye çalıştığınız bu tarih, bu Anayasa Mahkemesi kararıyla çelişmektedir.
Değerli arkadaşlar, eğer Kamulaştırma Kanunu'nda bir madde iptal edilecekse 11'inci maddenin (f) bendi iptal edilmeli çünkü burada özellikle tarımsal nitelikteki araziler kamulaştırıldığında, o araziye, bölgede genel anlamda ekilen dikilen ürüne göre bedel tespit edilmeye çalışılmakta. Kaldı ki, özellikle tarım arazilerinde, o ekilen dikilen ürün yıla göre değer değiştirmekte; bir yıl önce değeri çok yüksek, ertesi yıl değeri çok azalabilmekte. İşte acilen değişmesi gereken esas madde 11'inci maddedir, (f) bendidir dolayısıyla çiftçimiz, üreticimiz, köylümüz bu madde yüzünden kamulaştırılan araziler nedeniyle mağdur olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Selamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
CAVİT ARI (Devamla) - Dolayısıyla eğer bir madde değişecekse Kamulaştırma Kanunu 11/(f) değişmeli değerli arkadaşlar.
Şimdi sizin getirmeye çalıştığınız bu düzenleme Anayasa Mahkemesinin -ifade ettiğim gibi- (2015/55) esas sayılı Kararı'yla çelişen, Anayasa'daki temel hakların içerisinde yer alan mülkiyet hakkıyla çelişen bir düzenlemedir. O nedenle bu düzenlemeden vazgeçmeniz vatandaş menfaatine olacaktır diyorum.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)