GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:12.12.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA ORHAN ATALAY (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarih boyunca insan ve toplum hayatının incelenmesi hâlinde görülecektir ki din hayatın en açık realitesidir çünkü varoluşun her bir karesini anlamlandıran yegâne disiplin dindir. Merhum Begoviç'in dediği gibi, bugün yerin altındaki şehirlerin tümü şayet yerin üstüne çıkarılacak olursa mektepsiz ve fabrikasız şehirlerin olduğunu görebiliriz ama mabedi ve mezarlığı bulunmayan tek bir şehir dahi yoktur ya da Hazreti İsa'nın Dağ Vaazı'nda dediği gibi, hakikat dağın üstündeki şehirdir, asla gizlenemez. İşte asli hüviyetiyle bu hakikat, insanı hiçbir makul dayanağı bulunmayan hurafe niteliğindeki ritüellere boyun eğmekten kurtaran ve böylece insanı özgürleştiren en büyük güç dindir. Bundandır ki tarihin en büyük zorbalarına karşı hakikati dillendirme cesaretini sadece peygamberler gösterdiler.

Din özgürlük olunca, din ile baskı arasında telifi gayrikabil temel bir aykırılık vardır. Bundandır ki ikrah yani baskı ve zorbalık yoluyla bir dini benimsetmek veya dinden caydırmak Kur'an'da "Fitne" diye tanımlanmış ve reddedilmiştir.

Değerli milletvekilleri, tarihsel ve toplumsal realitemizin incelenmesi hâlinde görülecektir ki İslam hiçbir zaman kiliseyi taklit etmediği için bizde hiçbir zaman engizisyonvari süreçler yaşanmamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihi Descartes'in ikili alan, özel ve kamu alanı ayrımına dayalı kurgularına dayalı laisizm, din işleri ile devlet işlerini ayırmak veya dinî özgürlükleri garanti altına almaktan ziyade, dinî alanı devletin lehine yok etmiş veya en azından daraltmıştır. Böylece, dinî özgürlükler belki de tarihte hiç olmadığı kadar tehdit ve tahdit altına alınmıştır. Dolayısıyla, bugün itibarıyla, din ve devlet arasındaki ilişkinin ne olacağı, sınırların nasıl ve nerelerden çizileceği gibi kritik sorunların hâlâ çözümsüz kaldığı kanaatindeyim.

Hak ve hürriyetlere vurgunun öne çıktığı çağdaş bir dünyada bu hâlimizle yarınlara yürümemizin imkânı kalmamıştır. Öyleyse, Meclisin toplum ve tarihe karşı en büyük sorumluluğu gereği yapmak zorunda olduğu yeni anayasada, din-devlet ilişkisini tanzimde, merkeze devletin güvenliği yerine insanın özgürlüğü esas alınmalıdır. Unutmayalım ki toplumsal hafızamızda güvenlik sözcüğünün telmihleri oldukça sorunludur. Oysa güvenlik ile özgürlük birbirleriyle çelişen değerler değildir. Unutmayalım ki sahih dine göre din de, devlet de insanın mutluluğu için vardır.

Değerli milletvekilleri, toplumsal bünyemizin her bir alanını sorun hâline getiren katı diktatöryal ideolojinin enkaza çevirdiği bir ülkenin yönetimini devralmış bulunan AK PARTİ, baştan beri, her alanda olduğu gibi dinî hayat alanında da insanın özgürlüğünü ve dolayısıyla mutluluğunu esas alan "Her hak sahibinin hakkını teslim ediniz." esaslı bir program yürütmektedir.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Nerede, Aleviler nerede? Cemevleri nerede?

ORHAN ATALAY (Devamla) - Ne var ki bu konuda da muhalefet kendisine terettüp eden sorumluluktan kaçan ve özgürleştirmeyi engelleyen talihsiz bir rol üstlenmiştir.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Yani bu bütçede 1 lira yok. Bu bütçe haram bütçe. Yalan konuşmayın!

ORHAN ATALAY (Devamla) - Bu cümleden olmak üzere, Hükûmetimiz, özellikle CHP'nin onlarca yıl sürmüş devri iktidarında çekmediği kalmamış, horlanmış, aşağılanmış, ret, inkâr, asimilasyon, imha, tenkîr, tehcir?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ya hâlâ inkâr ediyorsunuz.

ORHAN ATALAY (Devamla) - ?ve Dersim gibi tragedya politikalarına kurban edilmiş Alevi vatandaşlarımız için?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - He, ne yaptınız? Ne yaptınız?

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Ne oldu, neticede ne oldu?

ORHAN ATALAY (Devamla) -? cumhuriyet tarihinde ilk defa, çeşitli kesimlerden 304 katılımcıyla, tam 7 çalıştay düzenlemiş?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ne oldu?

ORHAN ATALAY (Devamla) - ? çözüme dünden daha yakın bir noktaya gelmişizdir.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Yirmi sayfa aldınız, onu da dejenere ederek koydunuz üç sayfaya.

ORHAN ATALAY (Devamla) - Keza, Hazreti Ali'nin "Onlar bizimle birlikte yaşama akdini imzaladıktan sonra malları mallarımız, canları canlarımız, ırzları ırzlarımızdır." dediği?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Bu bütçede 1 kuruş var mı?

ORHAN ATALAY (Devamla) - ?gayrimüslim vatandaşlarımıza "varlık vergisi" adı altında yaşattığınız, CHP'nin yaşattığı?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ya, seksen sene öncesini bırak. Sen on senedir iktidarsın. 1 kuruş var mı bu bütçede?

ORHAN ATALAY (Devamla) - ?o sürüncemeyi, o sefaleti, bu ayıbı, yine AK PARTİ, yapmış olduğu yasal düzenlemelerle ortadan kaldırmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - 1 kuruş var mı? 1 kuruş var mı? Bu bütçe haram bir bütçedir. Bak, ilahiyat profesörüsün? Ben hakkımı helal etmiyorum! Bu bütçe haramdır!

ORHAN ATALAY (Devamla) - Ülkem adına üzüntüm şudur: Eşyanın tabiatına uygun olarak muhalefetin özgürlüğe, iktidarın ise statükoya yakın bir mevzi tutmasıdır.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - İlahiyatçı olarak, din âlimi olarak söyle bakalım, bu bütçe helal midir, haram mıdır? Niye hikâye anlatıyorsun?

ORHAN ATALAY (Devamla) - Bana ülkemde "İktidar ile muhalefetin karakter farkı nedir?" diye bir soru sorulacak olursa şayet, cevabım şudur: İktidar yeniliğe ve özgürlüğe ne kadar istekliyse muhalefet eski, tutucu ve baskıcı tarza o kadar yakın durmaktadır.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)