GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:48
Tarih:28.01.2020

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlar; hepinizi öncelikle saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 24 Ocakta Elâzığ Sivrice merkezli, 6,8 şiddetinde bir depremle sarsıldık. Depremin etkisi Gaziantep'ten Trabzon'a kadar çok geniş bir alanda hissedildi ve deprem neticesinde maalesef 41 yurttaşımız yaşamını yitirdi, 1.600'ün üzerinde yaralı var.

Değerli arkadaşlar, her şeyden önce, yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Değerli arkadaşlar, aslında her fırsatta vurguladığımız bir şey, Türkiye deprem riskiyle karşı karşıya olan, ciddi risk içeren fayların üzerinde olan bir ülke. Çarpıcı bir örnek vermek istiyorum değerli arkadaşlar: 17 Ağustos depreminden bu yana ülkemizde 165 bin deprem olduğu ifade ediliyor, 165 bin yani aslında neredeyse sürekli oynayan fay hatları üzerindeyiz.

Değerli arkadaşlar, tabii ki depremle ilgili üç aşama var. Birincisi: Depremden önce yapılması gerekenler, atılması gereken adımlar. İkincisi: Deprem sırasında yapılması gerekenler ve nihayetinde üçüncüsü: Depremden sonra yaşananlardan çıkarılması gereken dersler ve yapılması gerekenler şeklinde.

Şimdi, değerli arkadaşlar, ülkemiz 17 Ağustos depreminde büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı. O tarihte depremin yaralarını sarmak ve aynı zamanda önlemlerin alınmasını sağlamak üzere o dönem bir özel vergi de koyduk; "özel iletişim vergisi" adı altında koyduğumuz vergi önce bir yıllığına, sonra da sürekli hâle getirildi. Bu vergiyle şu ana kadar ülkemizde 65 milyarın üzerinde bir paranın toplandığı biliniyor yani eski rakamla 65 katrilyon. Değerli arkadaşlar, bu parayı ne yaptınız diye sorduğumuzda yürütme tarafından neredeyse vatan hainliğiyle karşı karşıya kalan ifadeler kullanılıyor. Peki, sormayacak mıyız değerli arkadaşlar, ne yaptınız bu deprem paralarını? Bu parayla kaç binayı güçlendirdiniz? Ne kadar bina hâlâ risklidir? Bakın, ben daha buraya çıkarken Manisa Kırkağaç'ta 4,3 şiddetinde bir deprem yaşandı, düşünün, 4,3 şiddetindeki depremde bile yıkımla karşı karşıya kalıyoruz. Bu ne demektir? Gerekli önlemler alınmamış demektir değerli arkadaşlar. Gerekli önlemler alınmadığı gibi tam tersi, aslında binaların yapılması sırasında da gerekli çalışmaların yapılmadığını da görüyoruz. Tam tersine, binaların kaçak yapılması, ruhsatsız yapılması için de zemin hazırlanıyor. Biliyorsunuz, imar barışı adı altında yasalar getirildi. Burada da, şu ana kadar 16 milyar civarında bir para toplandı. Peki, ne oldu bu paralar? İmar barışı nedir? Kiminle barışıyorsunuz? Deprem olduğunda enkaz altında yaşamını yitiren yurttaşlarımızla mı barışıyorsunuz değerli arkadaşlar?

Değerli arkadaşlar, yeterli önlemin alınmadığını, bu paraların da hukuksuz bir şekilde harcandığını biliyoruz. Dönemin Maliye Bakanına bu paranın akıbeti sorulduğunda "Duble yollar yaptık." dendi. Duble yollar yurttaşların yaşamını kaybetmesini engellemedi değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, tabii, önemli bir diğer nokta da deprem sırasında yapılması gerekenler. Şunu öncelikle ifade etmek gerekir ki Türkiye halkları gerçekten, Elâzığ depreminde ciddi bir sınav verdiler. Kürt'üyle Türk'üyle, Alevi'siyle Sünni'siyle bu coğrafyada yaşayan tüm yurttaşlar yaraların sarılması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerimizi bağlayalım Sayın Toğrul.

Buyurun.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bitiriyorum.

...yurttaşlara ilk yardımın yapılması noktasında hemen hızlıca, el birliğiyle olay yerine koştular fakat anlaşılıyor ki burada sıkıntı halklarımızda değil ama yürütme gerçekten ciddi anlamda sıkıntılı değerli arkadaşlar. Ergani Belediyemizin ilk yardım malzemesini götürmek istediği iki tır İçişleri Bakanlığının talimatıyla Elâzığ iline sokulmadı değerli arkadaşlar, polis eşliğinde, devamında Ergani'ye geri gönderildi. Bu, aslında, Hükûmetin son zamanlardaki ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dilinin maalesef bir felaket sırasında dahi unutulmadığını gösteriyor. Biz, bu durumu protesto ediyoruz, reddediyoruz, doğru bulmadığımızı ama buna rağmen, bu halkların dayanışmasının engellenemeyeceğini, engellenmemesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, yeterince ders alıp deprem sonrasında da "Şimdi konuşmanın zamanı değil, yaraların sarılması zamanıdır." deyip...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Sayın Başkan, son...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Toğrul, lütfen bağlayın.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - ...asıl tartışmaları, yapmamız gereken tartışmaları yani Türkiye'nin ciddi bir risk ülkesi olduğunu, deprem riski ülkesi olduğunu gözden kaçırmamamız gerekir. Yapılması gerekenleri bir an önce yapmamız gerektiği noktasında anlaşılıyor ki yürütme eksik kalıyor. Dolayısıyla bu görevi yasamanın yani milletin temsilcileri olarak bizlerin üstlenmesi gerekiyor. Ve acilen bir komisyon kurulmalıdır. Bu konuda, deprem öncesinde yapılması gerekenler, deprem sırasında yapılması gerekenler ve depremden sonra çıkardığımız dersler üzerine bir araştırma komisyonuna ihtiyaç var.

Ben Meclisten bu önergemize destek vermesini bekliyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)