| Konu: | Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 30.01.2020 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Elâzığ Sivrice'de meydana gelen ve birçok ilimizde hissedilen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Ancak yaşadığımız bu acı olay yine iktidarın cadı avına sahne oluyor. Sosyal medyada deprem vergilerini soran, deprem yardımlarının akıbetini araştıran vatandaşlarımız hakkında soruşturmalar açılıyor, adli işlem başlatılıyor. İktidar "Deprem oldu, siyasetin sırası mı?" diyor, amma velakin siyasetin âlâsını yapıyor. İnsanlar sokakta yatıyor; İçişleri Bakanı sosyal medyada ava çıkmış, "Acaba kim iktidarı eleştiriyor?" diye bakınıyor.
"Depremin siyaseti olmaz." diyenlere buradan sormak istiyorum: Siyasetten anladığınız nedir? Siyaset, Man Adası üzerinden milyonlarca doları aklamak mıdır? Siyaset, kentsel dönüşümü sadece ve sadece rant kapısı olarak görmek midir? Siyaset, 15 Temmuz şehitleri için toplanan parayı yok etmek midir? Siyaset, Tank Palet Fabrikasını Katar'a peşkeş çekmek midir? Biz siyasetten bunu anlamıyoruz. Bizim anladığımız siyaset, bilim insanlarının uyarılarına kulaklarını tıkayıp deprem olduğunda "kader" diyen yetkililerden hesap sormaktır; bizim anladığımız siyaset, çürük okulları, hastaneleri yapan yandaş şirketlerin peşine düşmektir; bizim anladığımız siyaset, toplanan 34 milyar dolarlık deprem vergisinin akıbetini sorgulamaktır.
Bakın, 2003 yılında Bingöl'de meydana gelen ve 176 vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrasında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan "Kırılan, fay hatlarından önce ar damarıdır." demiş. Aranızdan hiç kimse o dönem çıkıp da Başbakana "Siyaset yapma." dedi mi? "Ülkede ne olursa olsun bizi eleştirmeyin, siyaset yapmayın." anlayışına sahip, deprem toplanma alanlarının sayısını dahi bilmeyen, "Deprem vergileri nerede?" sorusuna cevap veremeyen bir iktidar, yönetim kabiliyetini kaybetmiş demektir. (CHP sıralarından alkışlar)
Kanun teklifine geldiğimizde ise teklifin özünde, kaybettiğiniz belediyelerde millî iradeyle hesaplaşma yatıyor. İstanbul'da yüzde 54'le, Ankara'da yüzde 51'le, İzmir'de yüzde 58'le, Adana'da yüzde 53'le, Mersin'de yüzde 45'le, Antalya'da yüzde 50'yle, Aydın'da yüzde 53'le hesaplaşmak istiyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Gelecek dönem yüzde 70 olacak hepsi.
ULAŞ KARASU (Devamla) - Burada amaç "31 Martta kaybettiğiniz belediyelerin yetkilerini nasıl tırpanlarım, nasıl gasbederim ve onları nasıl zayıflatırım?"dan ibaret.
Şimdi, 4'üncü maddede "Ecrimisillerin yüzde 50'sini TOKİ'ye, geri kalanını ise merkezî bütçeye devredelim." diyorsunuz. Peki, o kentlerde yolu, suyu, temizliği sağlayan belediyelere bir pay var mı? Ne yazık ki yok. Bütün işleri de ihaleleri de arsaları da TOKİ'ye vermeye, rantını da oradan yandaşlara aktarmaya çalışıyorsunuz. Bu TOKİ nedir sizin için? TOKİ, sizin için rant sağlama aracı, "Dar gelirliyi konut sahibi yapıyorum." diyerek cebindeki son kuruşu da alma projesidir.
Bakın, Sivas'ta Danişment Gazi Mahallesi'nde yapılmış olan TOKİ'nin 762 konutunda yaşananları aktarmak istiyorum. Bu konutlarda okul yok, sağlık ocağı yok, bağlantı yolları yetersiz; cami yapılmış, imam yok. 2+1 evler için en alt peşinat limiti 20 bin lira. Yüz seksen ay üzerinden 672 lira taksit ve 100 ila 120 lira arasında değişen aidat ödeniyor. Ayrıca bu rakamlara her altı ayda bir sabit yüzde 4 zam geliyor. Üstüne üstlük TOKİ konutlarında doğal gaz faturaları üzerinden bir soygun yaşanıyor. Aylık ortalama 750 lira doğal gaz faturası ödüyor bu vatandaşlarımız yani asgari ücretin yüzde 30'unu doğal gaz faturasına veriyor. Üstelik, bu faturalarda bile sahtecilik yapılıyor. 11.155 lira olan toplam doğal gaz faturasını Sivas Doğal Gaz Dağıtım AŞ'de sorguladığınızda 7 bin lira olarak karşınıza çıkıyor. "Aradaki fark kimlerin cebine gidiyor?" diye sormak bizim boynumuzun borcu. Bu site yönetimleriyle on yıllık sözleşme imzalayıp vatandaşlarımızın çok daha ucuza mal edeceği hizmetler için bu rakamları alanlardan hesap sormak bizim siyaset anlayışımızdır.
Ülkemizde insanlarımız intihar ediyor; açlık, yoksulluk almış başını gidiyor; yurttaşlarımız depreme dayanıksız konutlarda oturuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Karasu, buyurun.
ULAŞ KARASU (Devamla) - İktidarın temel görevi, tüm yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bunu yapmayan iktidara da "güle güle" demek bu milletin hakkıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.(CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)