GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:12.02.2020

MENSUR IŞIK (Muş) - Sayın Başkanı, değerli milletvekillerini ve ekranları başında bizi izleyen Türkiye halklarını sevgiyle saygıyla selamlıyorum öncelikle.

Sözlerime başlamadan önce, Elâzığ depreminde ve Van'da çığ altında kalarak yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Elbette ki felaketler olabilir, bunun önüne geçmek mümkün değil ancak felaketlerin ihmal ve tedbirsizlikle sonuçlarını ağırlaştırmak da siyasi iktidarın sorumluluğu -veya sorumsuzluğu- altında, bunu da belirtmek gerekiyor.

Yine, özellikle Van'da çığ altında kalan yurttaşlarımızın felaketini büyüten en büyük sebebin saraylı AKP iktidarının şov ve algı yaratma yaklaşımlarının olduğunu da buradan bir kez daha belirtmek gerekmektedir. Geçen hafta içinde Sezai Başkanımız ve Demokratik Bölgeler Partisi Eş Başkanı Keskin Bayındır başkanlığındaki bir heyetle bizler Van'daydık, çığ altında kalan yurttaşlarımızın ailelerine, yaşamını yitiren insanların ailelerine taziye, başsağlığı diledik ve yaralı olan yurttaşlarımızı da hastanede ziyaret etmiştik. Orada halkımızdan aldığımız bilgi, halkımızdan aldığımız veriler bize şunu göstermektedir: AKP'nin daha önce Van milletvekilliğini de yapmış olan, şu anda sarayın da danışmanı olan Sayın Orhan'ın orada büyük bir algı ve şov yaratma sevdasının bu büyük çığ felaketini yarattığını da buradan bir kez daha belirtiyoruz. Siyasi iktidarın yapması gereken, şov ve algı değil, kendi sorumluluğu, bilinciyle bu felaketlerin sonuçlarının en aza indirgenmesini sağlamaktır.

Sevgili milletvekilleri, AKP iktidarı Türkiye halklarını kutuplaştırmakta, yoksullaştırmakta, aynı zamanda bu şekilde cezalandırmaktadır; bu politikalarıyla demokratik ve eşit yaşamdan her geçen gün daha fazla uzaklaştırmaktadır. Şu önümüze getirmiş olduğu paketle de aslında doğa ve kent düşmanlığını da göstermektedir. Değerli arkadaşlar, doğaya, kentlere ve halklara yönelik olan suçlar AKP iktidarı boyunca çok daha artmış ve derinleşmektedir. Şimdi, bugün, baktığımızda, AKP'nin yapmış olduğu HES'ler, RES'ler, aynı şekilde, dünyanın uygulamaktan yavaş yavaş uzaklaştığı özellikle nükleer ve termik santral projeleri Türkiye gündeminde hâlâ yoğun bir şekilde kalmaktadır.

Şimdi, Munzur'a, Gezi'ye, Cerattepe'ye, Karadeniz'deki ormanlara, aynı şekilde Kuzey Ormanlarına, Cizre'ye, Nusaybin'e ve Lice'ye yani doğaya düşmanlığıyla bilinen AKP iktidarı -doğa ve tarihin buluştuğu Hasankeyf'i de sular altında bırakarak- kent, tarih ve insanlık belleğine olan düşmanlığını da bir kez daha bu kanun teklifiyle bize göstermektedir.

AKP iktidarı, yıktığı Sur'u, Cizre'yi, Nusaybin'i ve daha birçok Kürt ve kürdistan kentini TOKİ eliyle rant alanına çevirmiştir.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - İstanbul da şehir.

MENSUR IŞIK (Devamla) - Göçe zorlamış olduğu yurttaşların belleklerini bu şekilde yok etmeye çalışmaktadır. AKP iktidarı, aynı şekilde, bu önümüze getirmiş olduğu paketle 31 Mart ve 23 Haziranda kaybettiği büyükşehirlerin intikamını büyükşehirdeki halkların iradesinden almaya çalışmaktadır değerli arkadaşlar. Bildiğiniz gibi, 32 belediyemizi ve o belediyelerimizde yaşayan milyonlarca halkın iradesini kayyum eliyle gasbeden AKP iktidarı, bu kanun teklifiyle de büyükşehirlerdeki halkların iradesini bu şekilde gasbetme yöntemini, yolunu denemektedir. Nasıl yapıyor bunu? Büyükşehrin imar yetkilerinin büyük kısmını kendi Bakanlığı olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetki alanına alarak rantını devam ettirmeye çalışmaktadır.

Değerli arkadaşlar, iktidarın tekçi ve otoriter yönetim anlayışına bağlı olarak ortaya çıkan siyasi kriz ekonomik krizi de derinden olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Krizin faturası her geçen gün artmakta ve bu, yoksul halka, özellikle de emekçi halka zamlar ve yüksek enflasyon oranları şeklinde yansımaktadır.

Bizim AKP iktidarından kurtuluşumuzun bir tek yolu var değerli arkadaşlar. AKP tekçi ve otoriter bir anlayıştır, otoriter bir yönetimdir. Bu otoriter ve tekçi anlayışla siyasal ve ekonomik kriz derinleşmektedir. Biz sizden demokratik yol ve yöntemlerle elbette kurtulacağız. Bugünden hemen sonra bu ülkede barışın ve geçimin, istihdamın güçleneceği bir sabaha merhaba diyeceğiz. Sizler 3Y'yle geldiniz yani "yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele" adı altında geldiniz ama bu 3Y'yi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en derin, en yüksek seviyesine çıkararak yani yasakları en yüksek seviyeye çıkararak, yoksulluğu en yüksek seviyeye çıkararak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

MENSUR IŞIK (Devamla) - ...aynı şekilde, yolsuzluğu da en yüksek ve en derin seviyeye çıkararak Türkiye toplumundan önümüzdeki ilk seçimde büyük tokadı yiyip tarihteki yerinizi alacaksınız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)