GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:13.12.2012

MHP GRUBU ADINA KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu bütçeleri konusunda Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bütçesi görüşülüyor, Türk çiftçisinin sorunları görüşülüyor fakat AKP sıraları bomboş. AKP'nin Türk çiftçisine, besicisine vermiş olduğu değer bu sıralardan anlaşılıyor.

Değerli milletvekilleri, son on yıldır pek çok sektör gibi tarım sektörü de iyi yönetilememiştir. Çiftçilerimiz ürettikleri ürünün hakkını alamamışlar, borç, kredi, ipotek, haciz kıskacı içerisinde çırpınır hâle gelmişlerdir. Türk tarımının, çiftçisinin, besicisinin hâli yürekler acısıdır. Bunları görmemek için kör ve sağır olmak lazımdır. Ben buradan, bu milletin kürsüsünden, on yılda nereden nereye getirdiğiniz tarımımızın çok kötü durumundan ziyade, bu kötü durumdan kurtulmak için acilen neler yapmalıyız, izninizle onları paylaşmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu ülke hepimizin. Önemli bir sektör olan tarımımızın, hayvancılığımızın ayağa kaldırılması, rahat bir nefes alabilmesi için çiftçilerimizin beklentilerini dile getirmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, üreticimiz uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu, biraz evvel ifade ettiğim gibi, borç, faiz, haciz, icra, tefeci, ipotek ve hatta hapis kıskacındadır. Sayın Bakanım, çiftçilerimizin Ziraat Bankasına, Halk Bankasına ve özel bankalara olan zirai kredi borçları ile tarım kredi kooperatiflerine ve pancar kooperatiflerine olan borçları acilen yeniden yapılandırılmalı, bu suretle çiftçilerimizin rahat bir nefes almaları temin edilmelidir. İnsanımızın üretim yapabilmesi için tarlası, traktörü, ahırı, hayvanı öncelikle ve acilen hacizden ve yedieminlerden kurtarılmalıdır. Fazla değil, çiftçilerimize üç yıllık bir opsiyon verin yeter. Kanaatkâr, vefakâr, çalışkan, ahde vefalı olan çiftçilerimiz, verdiğinizin en az 10 katını sizlere verecektir.

Saygıdeğer milletvekilleri, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de et meselesi süt meselesidir ve aynı zamanda da, son zamanlarda gündemden düşmediği gibi, ot meselesidir. Türkiye'de süt üreticisi acilen ve hak ettiği desteği almalıdır. Şunu unutmayalım ki ot olmadan süt olmaz, süt olmadan da et olmaz. Diğer taraftan da, Anadolu tabiriyle, ana olmadan da dana olmaz.

Gerekli ve adam gibi desteği devletimiz sağlamaz ise insanımız ithal ete, ithal süte, ithal gıdaya, hatta ithal ot ve kurbanlığa mahkûm olmaya devam eder. Çiftçilerimizin başı dinç, gönlü rahat olsun ki, traktörünü, tarlasını hacizden kurtarabilsin ki tarlasını işlesin, eksin ki saman ithal etmek zorunda kalmayalım.

Değerli milletvekilleri, tarımın en önemli girdileri olan mazot, gübre, yem, ilaç, tohum ve sulamada kullanılan elektrik en az Avrupa ülkelerindeki kadar sübvanse edilmelidir ve acilen bu girdilerdeki ÖTV ve KDV kaldırılırsa çiftçimizin, üreticimizin, besicimizin üretme şevk ve heyecanı, çalışma heyecanı artacaktır.

Şunu unutmayalım ki: Dört çeker cipe konulan mazot ile karda, kışta, kıyamette, soğukta, sıcakta, çamurda, tozda üretim yapmak durumunda olan traktöre, biçerdövere, patpata konulan mazot aynı fiyatta olmamalıdır. Denizcilik sektöründe yatlara, şileplere, gemilere verilen ucuz mazottan tarım sektörü de acilen istifade ettirilmelidir. Bunlar yapılırsa, hele bir de bunun yanında yağ ve yem bitkilerinde alım garantili üretim yapılırsa Türkiye'de boş tarla kalmayacaktır. Yağ ve yem ham maddesi ithalatı için her yıl ödemek zorunda kaldığımız 5-6 milyar dolar cebimizde kalacaktır. Çiftçimizin el emeği göz nuru da bu surette değerlendirilmiş olacaktır.

Verimli topraklarımız, sularımız, güneşimiz ve çalışkan insanlarımız Türkiye için çok ciddi bir kaynaktır, israf etmemeliyiz. Doğru zamanda doğru adımlar atarsak çiftçimizin yüzü gülecektir. Çiftçide olacak ki esnaf ile alışveriş yapabilsin, esnafın çarkı dönsün ki fabrikalar üretimi sürdürebilsin. Bu döngünün temeli tarımdır.

Değerli milletvekilleri, tarım sektörünü yönetmek üzere görevli olan Bakanlık, kanun hükmünde kararnamelerle yeniden yapılandırılmaya çalışılmıştır. Bu düzenlemelerle maalesef yapı daha da bozulmuştur. Üst düzey görevlerde hizmet etmiş yaklaşık 330 civarında Bakanlık bürokratı bankamatik memuru konumuna getirilmişler ve bu görevler hâlâ vekâletlerle yönetilmektedir. Bu durum çalışanların çalışma şevk ve heyecanını olumsuz etkilemektedir. Onun içindir ki gerek iller bazında gerekse ülke bazında kayıtlar sağlıklı tutulamamaktadır. Biraz evvel konuşmacıların ifade ettiği gibi, "Kime inanalım?" demek zorunda kalmaktayız. Kontroller gerekli şekilde yapılamamakta, kaçakçılık önlenememekte, merdiven altı ve kayıt dışı üretim piyasaya hâkim olmaktadır. Bu durum, haksız kazancın yanında insanlarımızın sağlığını da tehdit etmektedir.

Bu ülke hepimizin; çiftçimizin, besicimizin, süt üreticimizin, sebze üreticimizin, patates, pancar üreticimizin derdi, sorunu hepimizin derdi, hepimizin sorunu. Onları bu sorunlarla baş başa bırakamayız. Biz buradan, zamanımızın elverdiği ölçüde, önerilerimizi paylaştık.

Sayın Bakan, bunlar bilinmeyen öneriler değil ama neden çözmüyorsunuz? Bakın, tek başınıza iktidar olduğunuzun farkında değil misiniz? Size şu veya bu şekilde engel olmak durumunda olan koalisyon ortaklarınız mı var, yoksa Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, İsrail'deki tarım baronları size izin mi vermiyor? İktidar sizsiniz. Önerilerimize kulak verirseniz ne âlâ, yoksa can çekişmekte olan tarım ve hayvancılığımız ölüme mahkûm olur. Bunu da herhâlde kimse istemez.

Besicimiz ahırına 14-15, hatta 16 liradan bağlamış olduğu hayvanlarını şu anda 13-14 liraya kestiremiyor. Kombinalarda on beş on altı günlüğüne sıra veriyorlar. Sayın Bakanım, lütfen, Allah rızası için, şu Türkiye'ye yapılan canlı hayvan ve et ithalatını durdurunuz, kaçakçılığı önleyiniz. İthalatla belki bugünü kurtarabiliyorsunuz ama Türkiye'de tarımı ve hayvancılığı bitiriyorsunuz. Çiftçilerimiz, üreticilerimiz canından bezmiş vaziyettedir. Öyle ki çiftçilerimiz Suriyeli mültecilere verdiğiniz değerin onda 1'ini bile göremiyorlar. Yakında çiftçilerimiz Suriye vatandaşlığına başvurup mülteci olarak Türkiye'ye gelmek isterlerse şaşırmayınız.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde, Türk çiftçisine desteğinizi bekliyor, Bakanlığınızın bütçesini hazırlarken göz ardı ettiğiniz çaresiz hâldeki çiftçilerimizi hatırlamanızı dileyerek yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.