| Konu: | Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 13.02.2020 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Tabii, değerli arkadaşlar, ülkenin, içinde bulunduğu ekonomik sorunlar, içinde bulunduğu siyasal durum beraberinde çok ciddi sorunları da getirmektedir. Değerli arkadaşlar, aslında en büyük sorun yönetim zafiyeti. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki iktidar bu ülkeyi yönetemiyor. Tabii, biz bunu söylediğimizde bazı arkadaşlarımız bunu sataşma olarak kabul ediyorlar. Arkadaşlar, nasıl yönetemediğinizi ben örneklerle ifade edeceğim.
Bakın, değerli arkadaşlar, deprem bağıra bağıra geliyorum diyor, depremli ilgili ne yapılıyor? Deprem öncesinde vergi toplanıyor yani para toplanıyor, depremden sonra da para toplanıyor. Yani aslında bu konuda ustalaştı AK PARTİ Hükûmeti, para toplama konusunda ustalaştı. Depremden önce toplanan vergilerle, depremden sonra toplanan paralarla ne depremin yaraları sarılabiliyor ne de depremden önce önlem alınabiliyor.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, dış politikaya biraz girmek istiyorum. "Neden?" diyeceksiniz. Ben bu kürsüde defalarca Suriye savaşının etkilerini, Hatay'a olan etkilerini ve gerçekten Hatay'ın sorunlarını dile getirdim. Hatta bombalar nerede patlıyordu? Hatay'da patlıyordu. Füzeler nereye atılıyordu? Hatay'a atılıyordu, şehitler veriliyordu. Ve ben bu kürsüde komisyon kurulmasını talep ettim, Reyhanlı'yla ilgili komisyon kurulmasını talep ettim ama reddeden yine AK PARTİ'ydi.
Bakın, en son valiliğin önünde bir vatandaşımız kendini yaktı. Bunu kimse istemez, doğru. Ancak, tabii, yine Sayın Özkan'ın az önce eline bir kâğıt vermişler. Çankaya kapısında yine bir vatandaşımız eylem yapmaya kalkıştı, yine Hataylı. Hatay'a girmek zorundayım çünkü ben bu kürsüde defalarca Suriye savaşının etkilerini anlatmama rağmen maalesef önlem alınamadı. Şimdi, tabii, okumaya başladı, diyor ki: "İşte, bu kadar sabıkası var, bu kadar sorunu var, bu kadar..." Ya, arkadaşlar, o adamın ne sorunu olursa olsun, o adamın sorumlu olduğu bir aile var mı? Elektrik ödemek zorunda mı? Ailesine aş, ekmek götürmek zorunda mı? Bu duruma eğer geliyorsa bunun müsebbibi, bunun sorumluları kimler? Elbette AK PARTİ Hükûmeti.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii, ülkede enflasyon açıklanıyor, 13,7 ama bir bakıyorsunuz, vergiye yüzde 26 zam, trafik cezalarına yüzde 26 zam, sonra diyorlar ki: "Efendim, işsizlik de yüzde 12, yüzde 13." Ya, değerli arkadaşlar, Hatay'da her 3 kişiden 1'i işsiz ve Türkiye'de yaşanan son iki olayda Hataylıların olmasının nedeni budur zaten. 400 bin Suriyeli var. Bakın, AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımız burada, MHP milletvekillerimiz de burada; çıksınlar, gerçekten, burada "Sen yalan söylüyorsun." desinler, ben halkımdan özür dileyeceğim. Ben doğruları söylüyorum. Ben yine söylüyorum: 400 bin Suriyeli var Hatay'da ve şu anda kaçak çalışıyorlar, vergi ödemiyorlar ama bizim vatandaşlarımız işsiz kalıyor, sonra intihara kalkışıyor, intihar ettikten sonra da "Vallahi bu adamların psikolojik sorunları var." diyorlar. Arkadaşlar, insanların psikolojik sorunları olabilir ama psikolojik sorunlara neden olan psikolojik şeyler nelerdir? O psikolojik nedenlere sebebiyet veren zihniyettekiler kimlerdir? Onun araştırılması gerekiyor. Hatay'la ilgili gerçekten bu kürsüde muhtemelen en çok konuşanlardan biri benim ama bir türlü Hatay'ın sorunlarını çözülmesi noktasında komisyon kurduramadım, kurduramadık arkadaşlar. En son bugün sabah Çankaya kapısında bir Hataylı vatandaşımız "Kendimi yakacağım." dedi. Ya ne olursa olsun.
Değerli arkadaşlar, şimdi tabii, ben bir kez daha söylüyorum, Hatay'a özel bir ödenek ayrılması gerekiyor. Bakın, yine İdlib'den Hatay'ımıza teröristler akmaya başladı, bunun önlenmesi gerekiyor. Gerçekten bu konuda sizden de destek bekliyorum Sayın Vekilim.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Mustafa Akıncı'ya cevap ver Mustafa Akıncı'ya.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Oraya da geleceğim ben, oraya da geleceğim.
Değerli arkadaşlar, tabii şimdi yanlış bir dış politikadan dolayı, üzerinde titrediğimiz, yavru vatan olarak manevi vatanımız, ikinci vatan olarak gördüğümüz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne bile söz geçiremiyoruz artık. Geçirebiliyor muyuz arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bakın, Sayın Akıncı "İkinci bir Tayfun Sökmen olmayacağım." diyor. Zaten olamazsınız. Ben buradan oraya da birkaç şey söylemek istiyorum. Tabii ki olamazsınız Sayın Akıncı. Çünkü, Tayfur Sökmen olmak demek özgürlükçü olmak demektir. Tayfur Sökmen olmak demek antiemperyalist demektir. Tayfur Sökmen olmak demek Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerini içselleştirmek demektir. Bu yüzden buradan Sayın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanından, Türk halkı, Hatay halkı ve rahmetli Tayfur Sökmen'in maneviyatı için özür bekliyoruz ve günü geldiğinde de ben inanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk halkı mutlaka hesabını soracaktır.
Değerli arkadaşlar son olarak, tabii sürem azaldığı için...
BAŞKAN - Son kalmadı artık, son bir saniye.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Bir dakika daha muhtemelen verirsiniz.
BAŞKAN - Yok.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.