GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:18.02.2020

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 176 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, AKP; emekçinin, yoksulun sorunlarını çözeceğine Bankacılık Kanunu'yla uğraşıyor. Şimdi, getirilen bu kanun teklifiyle tüm alanlarda yaşanan merkezîleşme, tekelleşme, otoriterleşme dalgasından bankacılık düzeni de nasibini alacak.

2005 yılında AKP Hükûmeti tarafından 2001 krizinin yarattığı sorunların tekrar yaşanmaması için oldukça sert önlemler alınmıştı. Bugün ise AKP'nin, krizin gittikçe daha derinleşeceği kaygısıyla hazırladığı bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. 2001 krizi kâbusunu 2020 yılında yaşamamak için bu kanun teklifi getiriliyor fakat bu teklifin, sorunları çözmekten ziyade birçok sorunu da beraberinde getireceği kaygısını taşıyoruz.

Bu teklifin tamamına baktığımızda, iktidar, esas itibarıyla kamu bankalarına yaptırdığı işlemleri şimdi özel bankalara da yaptırmak istiyor. Yani özel bankalar üzerinde bir siyasi denetim ve baskı mekanizması kurularak, mesela AKP ne kadar istiyorsa kredi musluğu o kadar açılacak ve bu şekilde özel bankalar üzerinde bir baskı aracı oluşturulacak, bankalar zapturapt altına alınacak; bu da bağımsızlığını yitirmiş olan ve iktidarın taşeronu gibi çalışan BDDK aracılığıyla yapılacak. AKP'nin ekonomi politikalarındaki rotasının halkın ihtiyaçlarına, sorunlarına ve beklentilerine cevap verebilecek doğrultuda olmadığı aşikârdır; tam tersine kendi iktidarını ekonomik olarak sağlamlaştırma, iktidara yandaş olan kuruluşlara yeni imkânlar yaratma doğrultusundadır.

AKP'nin uyguladığı neoliberal politikaların yarattığı yoksulluk, geleceksizlik nedeniyle İstanbul Üniversitesi öğrencisi Hakan Taşdemir intihar ederek yaşamına son veriyor. Yine geçenlerde "Çocuğuma ekmek alamıyorum." diyen Hataylı bir yurttaş Valiliğin önünde kendisini yakıyor. Konya'da bir kamyon şoförü intihar ediyor, yaşamına son veriyor. Ülkede giderek derinleşen ekonomik bir kriz nedeniyle son bir ay içerisinde intihar eden, yaşamına son veren birçok yurttaşla karşı karşıya kalınmış; intiharlar neredeyse toplu intihar seviyesine ulaşmış.

AKP iktidarı istihdam politikalarında, sosyal politikalarda sorunları gidereceğine, öğrencilerin KYK borçlarını sileceğine, EYT'lilerin sorunlarını çözeceğine, çiftçilerin ve esnafın dertlerine çare bulacağına, asgari ücretle açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayanların dertlerine çare üreteceğine Bankacılık Kanunu'yla uğraşmaktadır. Bu Bankacılık Kanunu'yla var olan AKP tekeline başka bir tekel daha katılmak isteniyor ki bu amaçla tüm yetki BDDK'ye veriliyor. Deniyor ki: "Gerçeğe aykırı yanıltıcı bilgilerin yayılmasının manüpilasyon sayılacağı bir düzenleme getiriyoruz." Yani BDDK, hangi açıklamanın gerçeğe aykırı olup olmadığına kendisi karar verecek ve bu doğrultuda yanlış buldukları hakkında cezai işlem yoluna gidebilecek. Bu teklifle BDDK'ye inanılmaz yetkiler verilerek ekonomi üzerinde eleştiri yapacak olanların sesini kısmak için adımlar atılıyor. AKP, uyguladığı sansür politikasını şimdi de Bankacılık Kanunu içine yayıyor. Bu adım, iktidarın kamusal ve demokratik meşruiyetini yitirdiğinin bir göstergesi olarak görülüyor. Bu kanun teklifinin içine yerleştirilen bu madde aslında düşünce ve ifade özgürlüğüne de açıkça aykırıdır; Türkiye'nin imzalamış olduğu bütün uluslararası demokratik sözleşmelere, Türkiye'deki ilgili yasalara ve Anayasa'ya da aykırıdır.

Bankacılık Kanunu'nun içine taşınmak istenen bir başka konuysa aslında Kanal İstanbul'dur. Biliyorsunuz, Kanal İstanbul işi çok tartışmalı bir konu. Aslında "çılgın proje" diyorlar ve aslında kamuoyu araştırmalarında AKP'nin bu çılgın projesine rıza gösterilmediği de açıktır.

Sayın milletvekilleri, iktidar bununla yetinmemiş, "Kitlesel finansman yeterince sağlanamazsa ne yapabiliriz?" diye düşünmüş, Kanal İstanbul Projesi'nin finansmanı için bir de Varlık Fonunu bulmuş. Varlık Fonuna sınırsız borçlanma yetkisi veren maddeler içeriyor bu teklif yani bir paralel hazine olarak Türkiye Varlık Fonu Sayıştay denetiminden kaçırılabilir bir imkân olarak görülüyor. Varlık Fonuna sınırsız borçlanma yetkisi verilerek Kanal İstanbul'un finansman desteği buradan sağlanmaya çalışılıyor. Peki, Varlık Fonu ne için kuruldu değerli arkadaşlar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - İktidar, aslında burada Varlık Fonuna bir iş de yaratmış oluyor bu teklifle. Tüm yurttaşlarımızın onlarca yıldır emeğiyle, alın teriyle ortaya çıkmış olan kamusal değerlerinin bir havuzda toplanıp bir fon hâline getirilmesine biz taa başından beri itiraz etmiştik. Şimdi, bu Fon sınırsız borçlanma yetkisiyle donatılacak ve Kanal İstanbul gibi fanteziye kaynak olarak kullanılacak.

Bu teklif, Türkiye'nin ekonomik zenginliklerini; yurttaşların emeğiyle, alın teriyle, vergisiyle oluşmuş olan bütün bu zenginliklerini Kanal İstanbul'da batırma projesinin adımıdır esas itibarıyla. Bankacılık Kanunu'nda yapılacak olan değişikliklerin de güven artırıcı değişiklikler olmadığı açıktır; esas itibarıyla, iktidarın ekonomik politikalarının alanını genişletmeyi hedeflemektedir. Kısaca bu teklif, tam denetim altında olmayan özel bankaları ceza tehditleriyle zapturapt altına almayı hedefliyor; sözde "faizsiz finans" adı altında çalışan yandaş kuruluşları büyütmeyi, zenginleştirmeyi hedefliyor; Türkiye Varlık Fonu üzerinden denetimsiz bir biçimde finansman sağlamak için yeni yolsuzluklara, usulsüzlüklere yol açmayı hedefliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Toğrul, tamamlayın.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Son cümlem Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Ekonomideki kötü gidişata dikkat çekenlerin sesini kısmak da bu teklifle hedeflenmektedir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)