| Konu: | İdlib'de yaşanan son saldırılardan sonra milyonların Türkiye sınırına doğru harekete geçmesiyle Türkiye'nin sıkıntılı sonuçlara gebe olduğuna ve Türkiye'nin Soçi ve Astana Mutabakatlarında tek taraflı olarak yükümlülük altına girdiğine, stratejik bir mesele hâline gelen İdlib krizinde ciddiyetin daha fazla sınanmasının muhataplar açısından hayırlı sonuçlar vermeyeceğine, Çin'in Uygur Türklerine yaptığı baskıları, asimilasyon politikalarını ve fişleme faaliyetlerini ortaya çıkaran Çin devlet belgelerinin oldukça vahim hususları ihtiva ettiğine, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Eylül 2020 itibarıyla Fransa genelinde okullarda yabancı dil ve kültür derslerinin iptal edileceği yönündeki açıklamasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2020 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin, rejim güçlerine, İdlib gerginliği azaltma bölgesinde bulunan gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesine dair vermiş olduğu süre sona ermek üzeredir. Bu süreçte Rusya'yla yürütülmüş olan heyetler arası görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmadığı gibi, Türkiye'nin ortaya koyduğu hassasiyetlerin hilafına, sahada Suriye rejim güçleriyle birlikte milyonlarca sivili hedef alan bir imha harekâtı yürütülmektedir. İdlib'de yapılan bombardımanlarda, helikopterle atılan varil bombalarında terörist-sivil ayrımı gözetilmediği herkesçe malumdur. Son saldırılardan sonra İdlib'de yaşayan milyonlar Türkiye sınırına doğru harekete geçmiştir. Bu durum Türkiye adına son derece sıkıntılı sonuçlara gebedir. Türkiye, Soçi ve Astana Mutabakatlarında tek taraflı olarak yükümlülük altına girmemiştir; burada Rusya ve İran da belli yükümlülükler altındadır. Bu yükümlülüklerden biri de rejim güçlerinin İdlib'de belirlenen sınırların içerisinde müdahale etmemesidir. Bu şart, bizzat Rusya'nın teşvikiyle çiğnenmektedir. Rusya'nın kurnazca yürüttüğü bu siyaset, şartları oldukça zora sokmaktadır. Türkiye adına taktik bir mesele olmaktan çıkıp stratejik bir mesele hâline gelen İdlib krizinde ciddiyetimizin daha fazla sınanması muhataplarımız açısından hayırlı sonuçlar vermeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi ülkemizin bu meselede atacağı adımların yanındadır; milletimizin duası Mehmetçik'imizle beraberdir.
Sayın Başkan, geçtiğimiz gün uluslararası haber ajansları tarafından duyurulan, Çin'in Uygur Türklerine yaptığı baskıları, asimilasyon politikalarını, fişleme faaliyetlerini ortaya çıkaran Çin devlet belgeleri oldukça vahim hususları ihtiva etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edelim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sözde eğitim kamplarında binlerce Uygur Türkünün ve ailelerinin nasıl bir baskı ve zulüm uygulamalarına muhatap olduğunun bir kez daha ortaya çıktığı yeni bilgiler ışığında, Çin devletinin bu uygulamaya son vermesini ve Uygur Türklerine yaptığı baskı ve zulümden vazgeçmesi gerektiğini bir defa daha dile getirirken, Türkiye'de bu kampları köy enstitülerine benzetip masum göstermeye çalışan Çin muhibi gönüllü ajanları milletimizin takdirine sunuyorum.
Sayın Başkan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yapmış olduğu açıklamada, Eylül 2020 itibarıyla Fransa genelinde okullarda yabancı dil ve kültür derslerinin iptal edileceğini açıklamıştır. Macron yaptığı açıklamada, yeni bir düzenleme yapılacağını, bununla dersleri veren öğretmenlerin kontrole tabi tutulacağını, Fransızca konuşabilen öğretmenlerin bu hususta görevlendirileceğini ve ders müfredatının kontrol altına alınacağını ifade ederken bu konuda Türkiye'yle anlaşamadıklarını beyan etmişlerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edelim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Eğer anlaşma sağlanmazsa da bu derslerin toptan iptal edileceğini ifade etmişlerdir. Anlaşılan Macron, Türkiye'ye "Kırk katır mı, kırk satır mı?" demektedir.
Fransa'nın toptan bir şekilde İslam'ı ve Türkleri hedef alan, antidemokratik ve temel hak ve özgürlüklere aykırı uygulamalarının sebebini bizler bilmekteyiz. Biz biliyoruz ki bu uygulamaların kaynağı, Fransa devletinin Türkiye'yle arasında ortaya çıkan menfaat uyuşmazlığı ve Türkiye'ye karşı hasmane tutumlarıdır. Fakat ne yazık ki muhatap olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti değil, Fransa'nın içerisinde yaşayan bizim soydaşlarımız ve vatandaşlarımız burada muhatap alınmaktadır. Bu, büyük bir haksızlıktır. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir diyor, saygılar sunuyorum.